KELEBEKLER DEĞİŞİM İÇİN KANAT VURUYOR
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesi 15 sanatçının kolektif sergisi ‘Cansipârâne’ 21 Kasım’da Gama Gallery’de açıldı. Çağdaş mozaik sanatçısı Gözde Tolan’ın liderliğindeki sergide kelebeklerin zarif formlarını yansıtan eserler, aynı zamanda kadına yönelik şiddet ve insan hakları ihlallerine karşı direnişi ve özgürlüğü sembolize ediyor. Sergi ilhamını Dominik Cumhuriyeti’nde özgürlük ve eşitlik için verdikleri cesur mücadeleyle bilinen Mirabal kardeşlerden alıyor. Mirabal kardeşler 1960’ların başlarında diktatör Rafael Trujillo’yu devirmek için kod adı ‘Kelebekler’ olan 14 Haziran Politik Hareketi’ni başlatmıştı. Diktatörün hedefi olan üç kız kardeş, 25 Kasım 1960’ta hapishanedeki eşlerini ziyaretten dönerken katledildi. Ülkelerinde ulusal kahraman olarak anılan Mirabal kardeşlerin uğradığı politik şiddet, bu alandaki mücadele içinse örnek oluşturdu ve Birleşmiş Milletler 1999’da 25 Kasım’ı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etti.
Sergideki eserler, çağdaş mozaik sanatının sınırlarını zorlayarak seramik, cam, çini, porselen, doğal taş, kumaş, çiçek gibi farklı materyallerle hayat buluyor.
Açılış öncesi telefonda konuştuğumuz sanatçı Gözde Tolan sergiyi şöyle anlattı: “Mirabal kardeşlerin hikâyesi, sadece geçmişte yaşanan bir trajedi değil, bugün de devam eden bir mücadeleye işaret ediyor. Her gün artan şiddet olayları, bu konunun ne kadar acil ve önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Kadına yönelik şiddet gibi sorunlarla yüzleşmek için toplumsal bir bilinç oluşturmalıyız. Her birey, bu mücadelede aktif bir rol almalı. Bu bağlamda mozaik sanatındaki özel bir terminolojiye de değinmek isterim. ‘Tessera’ bir mozaikteki en küçük parçaya verilen Latince bir isim. Atomun mozaik sanatındaki karşılığı gibi… Bu kavramdan yola çıkarak bir aradalığın önemini temel alan bir sergi oldu.” 21 Aralık’a kadar sürecek sergide eserlerin satışından elde edilecek gelirin bir kısmı Biriz Dayanışma Derneği aracılığıyla Hatay’da sanat eğitimi alan kız öğrencilere bağışlanacak.
40 ÜNİVERSİTEDEN 132 SANATÇI
Günümüzde genç sanatçıların yaratıcılıklarının desteklenmesine, eserlerini doğru kitlelerle buluşturmaya ihtiyaçları oluyor. Bu yıl 8’inci edisyonu düzenlenen BASE onlara tam da bu olanağı sağlıyor. Türkiye’nin dört bir yanından yeni mezun sanatçılar yapıtlarını aynı çatı altında sanatseverlerle ve sanat profesyonelleriyle buluşturuyor. BASE bu yıl 27 Kasım-1 Aralık günleri arasında The Ritz Carlton Residences, Istanbul B Blok’ta gerçekleşecek. 33 şehirdeki 40 üniversiteden yeni mezun 132 sanatçı etkinliğe yaklaşık 150 eserle katılıyor. Resim, fotoğraf, seramik, cam, heykel, video, yeni medya, grafik tasarım, geleneksel Türk sanatları gibi farklı disiplinlerde üretilmiş eserler yeni nesil sanatçıların dünyaya ve sanata bakış açılarını gözler önüne serecek.
İNSANIN TOPRAKLA İLİŞKİSİ…
Yaklaşık 30 yıldır fotoğraf, video, ses, seramik, performans ve metin gibi farklı mecralarda üretim yapan Yasemin Özcan’ın Arter’de 6 Nisan 2025’e kadar sürecek kişisel sergisi ‘Islak Zemin’ adını taşıyor. Sergiye adını veren ‘ıslak zemin’ sanatçının taşınacak ev ararken emlakçılardan sıklıkla duyduğu bir tabir. Mutfak ve banyo benzeri suyla temas eden alanlar için kullanıldığı gibi kaygan ve tekinsiz yerleri de anlatıyor. Toprak, serginin malzeme olarak belkemiğini oluşturuyor. Özcan, ailesinden devraldığı Alevi geleneğine referansla kıymet bilmenin, yas tutmanın, doğanın döngüsünü kabul etmenin farklı yöntemlerini çalışmalarına yansıtıyor. Sergide öne çıkan yerleştirme, her harfin ayrı bir seramik formun üzerine yazıldığı ve bir araya gelerek “Her şeyi hatırlamak bir tür deliliktir’ cümlesini tamamladığı 33 parçadan oluşuyor. Eser, hatırlamak ve unutmak, sanat ve zanaat gibi kavramlara değinirken emeğe ve çeşitliliğe övgü niteliği de taşıyor.