Altın ithalatında geçen yıldan bu yana uygulanan kotanın kaçakta yol açtığı tahribatın boyutları belli olmaya başladı. Son 10 yıllık ithalat ortalamasının 194 ton olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, aradaki fark olan 50 ton için kaçağı işaret ederek, uluslararası piyasa ile kilogramda kimi zaman 5 bin doları aşan farkın ve müsadere usulünün uygulanmamasının kaçak girişi tetiklediğini söyledi. Her gün yeni bir kaçak altın haberinin duyulmasına rağmen yakalamaların toplam kaçağın yüzde 10’unu geçmediğini dile getiren sektör temsilcileri “başka sektörlerde kaçakçılık yapanların”, kârlı olduğu için bu alana yöneldiğine dikkat çekti.
10 AYDA “10 YILLIK” KAÇAK ALTIN YAKALANDI
Aylık kota miktarı 2023 yılında işlenmemiş altın ithalatının uzun dönem aylık ortalaması olan 8 tonun 1,5 katı olacak şekilde 12 ton olarak belirlenmişti. Gerekçe olarak da altın ithalatında yaşanan artışın cari dengeye olumsuz etkisi gösterildi. Zira, Borsa İstanbul’un Kıymetli Madenler Piyasası verilerine göre altın ithalatı 2022’de 264 tona, 2023’te ise 318 tona yükselmişti. Ancak ilerleyen dönemlerde kota nedeni ile uluslararası piyasa ile kimi dönem kilogramda 5 bin doları aşan fiyat farkı, kaçak altının cazibesini artırdı ve ülkeye girişi hızlandı.
Ekonomim’den Yener Karaeniz’in haberine göre, Ticaret Bakanlığı verilerine göre bu yıl ocak-ekim döneminde 2 milyar 523 milyon TL’lik kaçak altın sınırlardan Türkiye’ye girmek üzere iken yakalandı. Bu değer 2015-2023 arasındaki 10 yıllık dönemde 1 milyar 465 milyon TL’ idi. Artışta yakalamalarda müsadere usulünün uygulanmaması da önemli bir etken olarak öne çıkıyor.
Müsadere, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin veya suça konu olan eşyaların devlet tarafından el konulması anlamına geliyor. Ancak söz konusu yakalamalarda sadece 3-25 bin TL arasında idari para cezası uygulanıyor. Cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle yurtdışından “kâr paylaşımı” yoluyla kaçak altın getirildiği de iddialar arasında… İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, sektörün 30 yıllık ithalat verilerine göre yıllık altın hammadde kullanım ortalamasının 167 ton civarında olduğunu belirterek, “Eylül sonu itibariyle yapılan ithalat tutarı 88 ton, 30 yıllık Eylül sonu ortalama ise 132 ton. Aradaki fark ise 44 ton. Sektörümüz, tüm sıkıntılara rağmen çalışmaya ve üretmeye devam ettiğine göre, arada kalan 44 tonluk fark nereden geliyor? cevabı size bırakıyoruz” dedi.
“KAÇAK ALTININ AYAR SORUNU MALİYETLERİ DE YANSIYOR”
İç piyasada altın arzının azalmasının uluslararası piyasalarla büyük fiyat farkı oluşmasına neden olduğunu kaydeden Atayık, bu farkın da iç talebin zirve yaptığı dönemlerde kilogramda 4-5 bin dolara kadar çıktığını vurguladı.
Atayık, “Kota uygulaması bir yandan üretici ve ihracatçıların rakiplerinden yüksek fiyatla hammadde teminine neden olurken kaçak girişlere de zemin hazırlıyor. Her gün ekranlara yansıyan ‘kaçak altın yakalandı” haberlerini hep birlikte üzülerek izliyoruz” dedi. Öte yandan, kaçak altında menşe ve ayarın belirsiz olması nedeniyle ayarı düşük altınların dolaşım riskinin de arttığına işaret eden Atayık, “Ayrıca kalitesiz rafine edilmiş takozların yeniden dökülmesini gerekiyor. Bu da yüzde 60-70 oranında üretim sürecinde geri dönüşleri gündeme getirerek maliyet artışına neden oluyor. Sektörümüzün gelişmesini sekteye uğratan kota kısıtlamasının bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
KİMİN NE KADAR ALTIN GETİRDİĞİ AÇIKLANSIN
Halen uluslararası piyasa ile kg fiyat farkının 3 bin 700 dolar seviyesinde olduğunu dile getiren Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, “Sene sonuna doğru ithalat sınırlı kalabilir ve fiyat farkı 4 bin 500 dolara kadar çıkabilir” yorumunu yaptı. Yıldırımtürk’ün dikkat çektiği bir başka konu da müsadere usulünün uygulanıp uygulanmadığı konusunda bilgi verilmemesi. Kaçak altının yakalandıktan sonra ne olduğunun bilinmediğini vurgulayan Yıldırımtürk, “Aylık 12 ton altın ithalatı yaptırıyorsun ama kime ne kadar veriyorsun? Kim ne kadar alıyor? Bazısı az getirirken bazıları neden çok getiriyor? kimin ne kadar getirdiği açıklansın. Liste yayınlansın” diye konuştu. Kaçağın boyutu konusunda ise Yıldırımtürk, yıllık ihtiyacın 250-300 ton arasında olduğunu belirterek resmi yollarla elde edilen altının dışında kalan için kaçak altın girişlerinin mümkün olabileceğini dile getirdi.
TALEP ARTTIKÇA FİYAT FARKI ARTIYOR
Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, son 5 yılda altın ithalatındaki artışın Merkez Bankası ve vatandaşın talebinden kaynaklandığını belirterek, “Hane halkının talebi arttıkça fiyat farkı artıyor bu da kaçağa yol açıyor. Burada asıl zararı vatandaş görüyor. Bugün vatandaş bir Ata Lira’yı (Cumhuriyet altını) 19 bin 500 TL olması gerekirken 20 bin 500 TL’ye alıyor. Aradaki bin TL kaçakçıya gidiyor. Yıllık 44 ton kaçak riski var ise bu yaklaşık 4 milyar dolarlık altın demek. Uluslararası piyasa ile yüzde 5 fark demek, kaçakçının 200 milyar dolar kazanması demek. Kaçakçıların kazandığı parayı halk ödüyor” ifadelerini kullandı.
patronlardunyasi.com