2025 yılı bütçe görüşmeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye devam ediyor.
Bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı sunumda önemli açıklamalarda bulunan Şimşek, vergide adalet eleştirilerine yanıt olarak şunları söylemişti:
“Vergi harcamalarının 853 milyar lirası, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından kaynaklanıyor. Vergi mi getirelim asgari ücrete, siz onu mu istiyorsunuz?”
“SAYIN ŞİMŞEK O RAKAMI GİZLİYOR!”
Şimşek’in asgari ücrete yönelik vergi muafiyeti açıklamasını Cumhuriyet TV‘ye değerlendiren Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman, “Kimse emekçilere yapılan vergi muafiyetine karşı değil. Kanun teklifinin bağlı cetvelleri arasında sıkıştırılmış bir tablo vardır. Orada vergi harcamlarının dağılımı var.
Toplam rakam 3 trilyon. Asgari ücretten kaynaklanan vergi muafiyeti rakamı tabloda yok, sağ olsun Bakan söylemiş. Demek oluyor ki kalan 2 trilyon 147 milyar vergi muafiyeti sermayeye sağlanmış. Sayın Şimşek vergi muafiyetinde aslan payını sermayenin aldığını gizliyor. Sermayeye verilen bu muafiyetten gelin bir yıllığına vazgeçelim, vergi havuzumuz büyüsün” dedi.
“KAMUOYUNA AÇIKLASINLAR”
Orta Vadeli Program’ın kamu maliyesi kısmında “Etkinliğini yitirmiş hedeflenen amaçları sağlamamış muafiyet ve istisnalar tasfiye edilecek” ifadesinin yer aldığını anımsatan Konukman, “Sermayeye getirilen muafiyetler ile istihdam mı sağlandı, ihracatta patlama mı yaşandı? Rakamlar onu göstermiyor. Bunun sonuçlarını kamuoyu ile paylaşsanıza” ifadelerini kullandı.
Asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin tartışmalar sürerken Mehmet Şimşek, “Yönetilen fiyatlar enflasyon hedefiyle uyumlu belirlenecek” dedi.
Bu ifadeler asgari ücret zammının hedeflenen enflasyona paralel yapılacağı yönünde yorumlandı.
EMEKÇİYE DAYATILAN “HEDEFLERE” KAMU UYAMAMIŞ!
Prof. Dr. Konukman, “Asgari ücret zammı öngörülen enflasyona göre değil gerçekleşen enflasyona göre yapılmalı. Bu artık iktisadi bir durum olmaktan çıktı. Burada bir insan hakkı ihlali var. İnsanlar açlık sınırının altında bir asgari ücretle yaşayamaz” dedi ve şöyle devam etti:
“Emekçiye öngörülen enflasyon kadar zam yapmayı planlıyorsanız kamu da fiyat belirlerken öngörülen enflasyona göre belirlemeli. Kamunun belirlediği fiyatların hesabını yaptım. Çekirdek enflasyonda özel kapsamlı TÜFE göstergelerine baktığımızda yönetilen fiyatlarda yani kamunun belirlediği fiyatlarda ekim ayı itibarıyla 12 aylık enflasyon yüzde 48,58 olmuş. Yönlendirilen fiyatlar ise 45,82.
Demek ki kamu öyle büyük zamlar yapmış ki arada üç puanlık fark oluşmuş. Kamu hedeflenen enflasyona göre zam yapsaydı bu iki rakam paralel olacaktı. Kamudaki yöneticiler Maliye Bakanı’nın politikasına uyamamış, dinlememişler onlar geçmişe göre fiyatlama yapmış.”