Associated Press’in haberine göre ABD Başkanı Donald Trump, gelecek hafta Suudi Arabistan’a yapacağı ziyarette, Amerika Birleşik Devletleri’nin artık “Basra Körfezi” (Persian Gulf / Pers Körfezi) yerine “Arap Körfezi” ya da “Arabistan Körfezi” adlarını kullanacağını açıklamayı planlıyor.
AP, bu kararı iki ABD yetkilisinin doğruladığını bildirdi.
Kararın bölgedeki Arap ülkelerinin uzun süredir devam eden talepleri doğrultusunda alındığı belirtiliyor. İran ise bölgenin adının değiştirilmesine karşı çıkıyor.
ABD ordusu uzun yıllardır bu deniz alanını resmi belgelerinde “Arap Körfezi” olarak adlandırıyordu. Şimdi Trump, bu ismi evrenselleştirmeye çalışıyor.
İRANLILARDAN SERT TEPKİ
Bu isim değişimi, İran’da halkın büyük kısmı tarafından tepkiyle karşılanıyor. İran halkı, bu denize “Basra Körfezi” denmesini, ülkelerinin antik Pers İmparatorluğu mirasıyla bağdaştırıyor.
Trump, başkanlık döneminin ilk yılında da benzer bir ifadeyle tepki çekmişti. O dönem İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Trump’a “coğrafya çalışması” tavsiyesinde bulunmuştu.
Dönemin dışişleri bakanı Cevad Zarif ise “Trump’ın dostluğu en yüksek teklifi verene satılıktı, artık coğrafyasının da öyle olduğunu biliyoruz” demişti.
KÜRESEL UYUMA TERS DÜŞTÜ
Trump, resmi Amerikan belgelerinde isim değişikliği yapma yetkisine sahip olsa da, dünya genelinde bu kullanımın yaygınlaşmasını sağlama gücüne sahip değil.
Uluslararası Hidrografi Örgütü, denizlerin adlandırılmasında küresel uyum için çalışıyor ancak farklı ülkelerin aynı su kütlesine kendi tercih ettikleri isimleri verdikleri durumlar bulunuyor.
Öte yandan, hem Suudi Arabistan hem de ziyaret programındaki Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri, bu körfeze kıyısı olan ülkeler arasında yer alıyor.
BAŞKAN VE İŞ İNSANI OLARAK GİDİYOR
Trump’ın bu ziyareti, göreve geldiği 20 Ocak tarihinden bu yana yaptığı ilk yurt dışı seyahat olarak öne çıkıyor.
Trump, Körfez ülkeleriyle ekonomik ve siyasi ilişkileri derinleştirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda Gazze’deki İsrail-Hamas savaşına çözüm bulma çabaları ile İran’ın nükleer programını sınırlamaya yönelik destek arayışı ön plana çıkıyor.
Öte yandan Trump’ın, bu ülkelerle kişisel ticari bağları da sürüyor. Başkanlık görevini devraldıktan sonra da iş sahipliğinden ayrılmaması bu bağı canlı tutuyor.
