‘Yenidoğan Çetesi’ davasında 3. gün: Hemşire’den Fırat Sarı itirafı… Bebeğin ölümünü anlattı

İstanbul Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dün adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 20 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldılar.

SAVUNMALAR ALINMAYA BAŞLADI

Bu sabah saat: 09.30’a ertelenen 3. celsede, tutuklu sanıkların savunmaları alınmaya başlandı.

MAHKEME BAŞKANI’NDAN “İŞLETME NEDİR” SORUSU

Duruşma sanık Cansu Yıldırım’ın savunması ile başladı. Emrullah Erdinç’in aktardığına göre Mahkeme Başkanı, sanık Cansu Akyıldırım’a “Savunmanı yapacak mısın?” diye sordu. Cansu Akyıldırım şu yanıtı verdi:

“Öncelikle, 2012 ile 2019 yılları arasında farklı hastanelerde görev yaptım. 2019-2022 yılları arasında ise Reyap Hastanesi’nde çalıştım. Ancak, iddianamede Çorlu Reyap’ta çalıştığım belirtilmiş, bu doğru değil. 2023 yılında Özel TRG Hastanesi’nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Bunun dışında, ailemden maddi destek alıyorum. Örgüt ya da çeteye üye olma suçlamasıyla ilgili böyle bir yapının var olduğunu düşünmüyorum.”

Bunu üzerine Mahkeme Başkanı “İddianamede geçen ‘işletme’ tabirinden ne anlaşılıyor? Bu işletme nedir?” derken Yıldırım’dan “Şöyle, Medicence başlığı altında bir işletme var. Ancak, yalnızca birkaç hastane bu kapsamda yer alıyordu. TRG ve Birinci Hastaneleri Medicence’den alım yapıyordu; Reyap ise bu kapsama dahil değildi” yanıtı geldi.

“BEBEK MOSMOR GELDİ. FİLM ÇEKİLİRKEN KALBİ DURDU”

Mahkeme Başkanı Akyıldırım’a “Hastanenizde hayatını kaybeden bir bebek var. Bunu anlatır mısın?” sorusunu sordu. İhsan Yalçın’ın aktardığına göre Akyıldırım şu yanıtı verdi:

“Yabancı uyruklu bir bebek. Bebek geldiğinde mosmordu. Ben de kapıya en yakın olan kısma aldım. Oksijen verdim o arada Dursun Bey’i aradım; ancak ulaşamadım sonra İlker Bey’i aradım bebeğin durumunu anlattım İlker Bey’e. Dursun Bey 5 dakika sonra geldi lavabodaymış. Bebeği makineye bağladı. Çocuğa akciğer filmi çektik. O sırada bebeğe dokunurken elime bir şişlik geldi. Onu da Dursun Bey’e söyledim. Akciğer filmi çekilirken bebeğin kalbi durdu. Bebeğe 45 dakika boyunca müdahale ettik. Fakat bebek hayatını kaybetti.”

“FIRAT SARI BENİ DE ARADI. ‘BUNLARLA İRTİBATI KES’ DEDİM”

Mahkeme Başkanı “İlaç satma olayını biliyor musun?” diye sordu. Akyıldırım şöyle yanıtladı: “Bir gün sabah Fırat Sarı beni aradı işe bırakmak için evimden alacaktı. Evimin altındaki bir kafede çay içtik. Hasan Basri de yanımızdaydı. Ben ilaç olayını bilmiyordum. Hasan Basri Gök paraya ihtiyacı olduğunu hatta kredi çektiğini söyledi ve ilaç sattığını anlattı. İlaç satılma olayını orada öğrendim. Ben de o sırada Fırat Sarı’ya bunlarla irtibatını kesmelisin diye bir konuşma yaptım.”

SANIK HEMŞİRE CANSU, FIRAT SARI’NIN SEVGİLİSİ ÇIKTI

Mahkeme Başkanı’nın “Fırat Sarı ile samimiyetiniz nasıldı?” sorusuna Akyıldırım’dan “Fırat Sarı ile ilişkimiz vardı. 2021-2023 yılları arasında sevgiliydik” yanıtı geldi.

İKİNCİ DURUŞMADA NELER YAŞANDI

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, tutuklu sanıklar savunmalarını yaptı. Deniz Korkmaz, iddianamede yer alan para transferlerine dair sorulara cevap verirken, hastanelerde aldıkları maaşların düşük olduğunu ve bu nedenle hastanelerdeki bazı işletmelerin kendilerine para gönderdiğini belirtti. Korkmaz, soruşturmada yer alan CİMER şikayetini kendisinin yaptığını, ancak sonrasında tutuklandığını ifade ederek, “Asla pişman değilim, hiçbir sorumluluğum yoktur. Hiçbir hastanın canına kastetmedim.” dedi. Ayrıca, sahibi olduğu GMZ Sağlık Hizmetleri şirketinin kendisine ait olmadığını, bu şirketin tutuklu sanık Fırat Sarı tarafından üzerine açıldığını, böyle büyük bir durumdan haberi olmadığını öne sürdü. Korkmaz, Fırat Sarı’nın PKK terör örgütünden ceza aldığını, bu bilgiyi ise dikkat çekmek amacıyla duyurduğunu söyledi.

Sanık Fırat Sarı’nın avukatı, Korkmaz’ın bu bilgiyi yaydığı için şikayetçi olunmasını talep etti. Bunun üzerine Korkmaz, suçlamaları reddetti.

Sanık Hüseyin Günerhan ise, örgütün varlığını reddederek, “Örgüt yok, hepimiz farklı hastanelerde çalışıyoruz, kimse kimseye emir vermiyor.” dedi. Sağlık sisteminde hiyerarşik bir yapının olduğunu savundu ve burada bir örgüt bulunmadığını belirtti. Reyap Hastanesi’nde çalıştığı dönemde, Fırat Sarı ile birlikte sigortasız olarak gece nöbetlerine gittiklerini ve karşılığında para aldıklarını ifade etti.

Tutuklu sanık Hüseyin Gündüz de üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Dava dosyasında adı geçenlerden sadece Hakan Doğukan Taşçı’yı tanıdığını belirten Gündüz, Curosurf adlı ilacı 600 TL’ye aldığını, bin TL’ye ise sosyal medyadan tanıdığı Reşat isimli birine sattığını söyledi.

ACILI ANNENİN GÖZYAŞLARI

Öte yandan mağdur ailelerden Ahsen Açıkyürek, TV100 yayınında yaşadığı korku dolu anları anlatan anne Açıkyürek, gözyaşlarını da tutamadı. Açıkyürek 9 ay önce dünyaya gelen kızının, çete yüzünden doğduğundan beri yoğun bakımda kaldığını söyledi. Çocuğun şimdi iyi olduğunu anlatan anne şu ifadeleri kullandı:

“Bana gülerek, benimle dalga geçerek ‘Bebeğiniz entübe oldu, yapılacak hiçbir şey yok’ dedi. Bunun üzerine eşim başka bir hastaneye sevk etmek istedi. Başhekim ise ‘Bebeği başka hastaneye de sevk etseniz ölecek, burada da ölecek’ diye konuştu.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir