Eren Koca – KADEM’in ‘Şiddete Seyirci Kalma’ kampanyasının zeminini oluşturan araştırma sonuçları, KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu’nun da katıldığı toplantıda paylaşıldı.
Araştırmada, geçtiğimiz yıl Türkiye’de televizyonda ve dijital mecralarda yayınlanan ve en çok izlenen 14 yerli yapım dizi, kadına yönelik şiddet bağlamında incelendi. 14 dizide toplam 3013 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit edildi. Bu dizilerde yüzde 51 oranında kadına yönelik psikolojik şiddet, yüzde 24 sözlü şiddet, yüzde 11 çok boyutlu şiddet, yüzde sekiz fiziksel şiddet, yüzde dört cinsel şiddet ve yüzde bir oranında siber şiddet sahnesinin yer aldığı belirlendi.
Ayrıca televizyon dizilerinde bölüm başına ortalama 834 saniye (13.9 dakika), dijital platformalarda ise ortalama 358 saniye (5.9 dakika) kadına yönelik şiddet sahnesi tespit edildi. Aradaki fark ise dijital mecralarda bölümlerin daha kısa olmasından kaynaklı.
‘Evimize sızıyor’
Toplantıda konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu “Kadına yönelik şiddetin bütün türleri, diziler aracılığıyla evimizin içine sızıyor. Kadını ve aileyi şiddetten korumak sadece kadın derneklerinin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur” dedi.
‘Televizyon içerikleri eskiye göre daha güvenli’
KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ise “Ailelerin ekran karşısında en çok vakit geçirdikleri saatlerde şiddetin zihinlerde normalleştirilmesine izin vermemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Sümeyye Erdoğan Bayraktar Milliyet’e de şu açıklamalarda bulundu: “Televizyon dizilerinde eskiye göre fiziki şiddetin sadece yüzde sekiz olarak yer aldığını gördük. Ama psikolojik, sözlü, cinsel şiddet gibi farklı şiddet türlerine geldiğimiz zaman hala yerli dizilerde yer verildiğini gördük. Televizyon içeriklerinin eskiye göre daha kontrollü olması sebebiyle daha güvenli olduğu, fakat dijital platformlarda içeriklerin daha sıkıntılı olduğu, şiddetin orada daha yoğun bir şekilde yer aldığını da gördük ama ne yazık ki dijital mecraların kontrolü ve güvenli hale getirilmesi çok daha zor.”