ANKARA – OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi ile uygulanmaya başlayan, daha sonra Meclis’te kanunlaşan terör soruşturması geçiren belediye başkanlarının yerine kayyım atanması düzenlemesi yaklaşık 7 yıldır uygulanıyor.
Söz konusu düzenleme ile 2017 yılından bu yana başta HDP olmak üzere çok sayıda muhalefet belediyesine kayyım ataması yapıldı.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından da uygulama devam etti. Geçtimiz ay CHP’li Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer tutuklandı. Görevden uaklaştırılan Özer yerine kayyım atandı. İçişleri Bakanlığı söz konusu maddeye dayanarak birkaç gün sonra da Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine kayyım atadı.
PARTİLER İMZA VEREREK DESTEKLEDİ
CHP kayyım atanmasına dayanak gösterilen kanun düzenlemesinin yürürlükten kaldırılması için Meclis Başkanlığına kanun teklifi verdi. CHP Grubu’nun teklifine Meclis’te grubu bulunmayan Yeniden Refah Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi ve Demokrat Parti milletvekilleri imza vererek destekledi. Grubu olan DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet-Gelecek Partisi’nin de ayrı ayrı teklif vereceği öğrenildi.
Grubu olmamasına karşın DEVA Partisi milletvekilleri de kayyım düzenlemesinin kaldırılması için ayrı bir teklif sundu.
‘DEMOKRASİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR GÜN’
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın teklifle ilgili Meclis’te açıklama yaptı. Günaydın, “Bugün demokrasi tarihimiz açısından çok önemli bir gündür. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan, grubu bulunmayan 14 toplam parti var. Bunlardan AKP, MHP, Hüda-PAR ve DSP Cumhur İttifakı’nı oluşturuyor. Bunun dışındaki partileri sayıyorum: Cumhuriyet Halk Partisi, DEM, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Partisi, Yeniden Refah Partisi, Emek Partisi ve Türkiye İşçi Partisi. Saydığım 10 siyasal parti, hukuka, adalete aykırı kayyum uygulamalarının kaldırılması için ortak bir kanun teklifini an itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gelen evrakına teslim etmiş durumdalar. Grubu bulunan siyasal partiler kendi grupları adına bu aynı metni teslim ediyorlar; grubu bulunmayan siyasal partiler, Cumhuriyet Halk Partisi altında imzalarını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne teslim etmiş durumdalar” dedi.
‘CUMHUR İTTİFAKI HARİÇ…’
Konunun grup başkanvekillerince Meclis Genel Kurulu’nda da gündeme getirileceğini söyleyen Günaydın, “Demek ki Cumhur İttifakı hariç tüm siyasal partiler, müktesebatları farklı, ideolojileri, düşünceleri farklı siyasal partiler hukuk ve adalet konusunda birleşiyorlar. Kimden gelirse gelsin ve kime yönelirse yönelsin böylesine ilkesel bir tutumu Türkiye’mizin demokrasi deneyimi adına çok büyük bir ilerleme olarak görüyorum ve yürekten alkışlıyorum. Bu kanun teklifine imza koyan tüm siyasal partileri, genel başkanlarını, grup başkanvekillerini ve milletvekillerini yürekten kutluyorum, onlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Demek görülüyor ki, siz nasıl bir rejim kurmaya çalışırsanız çalışın, memlekette ekmek ve su kadar önemli olan demokrasinin peşinde olan insanlar ve siyasal partiler varlıklarını her geçen gün daha da kuvvetlendirerek sürdürmeye devam ediyorlar” dedi
TEKLİFİN GEREKÇESİ
Kanun teklifine CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın, Murat Emir ve Ali Mahir Başarır başta olmak üzere tüm CHP’li milletvekilleri imza attı.
Teklifin gerekçesinde, İçişleri Bakanlığının belediyelere kayyım atanmasıyla ilgili düzenlemeye yönelik çeşitli Anayasa Mahkemesi kararları hatırlatıldı, şöyle denildi:
“Kayyım uygulamaları, belediyenin idari ve mali yönetimini, seçilmişlerden alarak atanmışların yetkisine vermekte; fiili fesih yapmaktadır. Halbuki Anayasa’nın demokratik devlet niteliğini vurgulayan 2’nci maddesinin, Devletin temel amaç ve görevlerini sıralayan 5’inci maddesinin, idari ve mali yönden yerel yönetimlerin merkezi idare karşısındaki konumunu belirleyen 127’nci maddesinin net ve açık hükümleri birlikte yorumlandığında görüleceği üzere; belediyeler üzerinde ağır ve ciddi nitelikte tehdit oluşturan söz konusu uygulamaların, Anayasal sistemimizde yeri bulunmamaktadır. Son olarak belirtmek gerekir ki kayyım uygulamaları; salt bir kanun hükmüne dayanarak tesis edilen idari işlemlerin hukuka uygunluğuna indirgenebilecek teknik bir mesele değildir.
Bu kayyım uygulamaları, belediyeler üzerinde sıkı bir idari vesayet kurmak suretiyle; Türkiye’de demokratik bir toplumun inşasını baltalayan, toplumsal uzlaşının önüne geçen, seçmen iradesini yok sayan siyasi eylemlerdir. Bu bağlamda söz konusu Kanun teklifi ile hukuka aykırı kayyım uygulamalarına dayanak olarak gösterilen Kanun hükümlerinin yürürlükten kaldırılması amaçlanmaktadır.”
(HABER MERKEZİ)