2025, stratejik alışveriş yılı olacak: Cüzdanlar cepten kolay çıkmayacak

Özlem ERMİŞ BEYHAN

Euromonitor yeni yılda tüketici davranışlarının nasıl şekilleneceğini kapsamlı bir raporla ortaya koydu. Bir dizi global araştırmanın verileri esas alınarak hazırlanan rapor, şirketlerin 2025 stratejilerine ışık tutacak bir perspektif sunuyor. Raporda satış artışı ve büyüme sağlayacak bir yol haritası ortaya konulurken yeni yılda etkili olacak tüketici davranış trendleri sıralanıyor:

TREND 1:

SAĞLIKLI YAŞAM PLANLARI

Tüketiciler, uzun yaşam yolculuğuna çıkmış durumda. Bu yolda davranışlarını değiştiriyorlar ve daha sağlıklı bir geleceğe hazırlanmak istiyorlar. Sağlıklı yaşam kaygısı arttıkça koruyucu önlemlerin peşine düşenlerin sayısı da artıyor. Rapora göre markalar bu tüketici talebini, yaşamın her seviyesinde optimal bir iyilik hareketi için inovasyonlar geliştirerek karşılayabilir.

İnsanlar artık sadece daha uzun yaşamak istemiyor, daha uzun sağlıklı bir hayat yaşamak istiyor. Yapılan araştırmalara göre tüketiciler önümüzdeki dönemde daha sağlıklı olacaklarına inanıyor, tercihlerini buna göre yönlendiriyor. Önleyici tedavilere talep artıyor. Örneğin global vitamin satışları istikrarlı bir büyüme gösteriyor ve 2025’te toplam satışların 139,9 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Yaşlanan nüfus, teknoloji ve pandemiden kalan etkiler bu trendi destekliyor.

İnsanlar fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak yaşamın her aşamasında iyi hissetmek istiyor. Kişiye Özel takviyeler, fitness, rejimler günlük rutinlerin ortak bir parçası haline geliyor.

İyi yaşlanmak ve sağlığı optimize etmek en önemli öncelik olarak öne çıkıyor. Euromonitor araştırmasında bu alanın geleneksel sağlığın ötesinde büyüme fırsatları sunduğu vurgulanıyor. Teknoloji oyuncuları ve tüketicilere yönelik ürün üreten tüm markaların da 2025’te bu trendi ıskalamaması gerektiği vurgulanıyor.

TREND 2:

CÜZDANLAR KOLAY AÇILMAYACAK

Euromonitor raporuna göre yapılan araştırmalar yeni yılda tüketicinin en önemli beklentilerinden birinin katma değer olacağını ortaya koyuyor. Yani cüzdanlardan paralar, eskisine göre daha zor çıkarılacak. Tüketiciler bir alışveriş yapmadan önce mevcut ihtiyaçları ve gelecek taleplerini değerlendirerek önceliklerini belirleyecek. 2025, stratejik alışveriş yılı olacak. Şirketlerin hedef kitlelerine sundukları faydayı ve etkili, somut teşvikleri net biçimde ortaya koymaları gerekecek.

BELİRSİZLİKLER DEVAM EDECEK

Uzun süreli ekonomik belirsizlikler, küresel enflasyondaki düşüşe rağmen yeni harcama normları yarattı. 2025’te belirsizliklerin devam edeceği, Türkiye gibi pek çok ülkede enflasyonun yapışkan kalacağı öngörülüyor. Bu da satın alma davranışlarını yeniden şekillendiriyor.

2024’te tüketicilerin neredeyse yarısı, daha fazla tasarruf yapmayı istediğini söyledi ve neredeyse dörtte 3’ü her gün satın aldığı gündelik ürünlerin fiyatlarındaki artıştan endişe duyduğunu belirtti.

Bu trend sadece ekonomik sıkıntılar nedeniyle en ucuz ürünlerin araştırılmasının çok ötesinde. Verilen parayı hak eden ürünü veya hizmeti satın almak, stratejik bir satın alma davranışı olarak global olarak yaygınlaşıyor. Bu, tüketicilerin satın almadan önce titiz bir araştırma yaptığı anlamına geliyor. Euromonitor’un araştırmalarına göre 2024 yılında tüketicilerin sadece yüzde 18’i spontane bir kararla alışveriş yaptığını söyledi.

GÜVENİLİR KATMA DEĞER ZAMANI

Güvenilir katma değer sunan markalar bu trendden kazanç elde edecek.

Kalite, fonksiyonalite, çok çeşitli fayda ve fiyat alım kararını etkileyen faktörler olarak ortaya çıkıyor. Araştırma, bu süreçte sadece fiyatın ucuz olmasının değil o ürünün fiyatını hak ediyor olmasının da etkili hale geldiğini vurguluyor. Private label olarak adlandırılan ve ülkemizde de çok büyük bir pazar payı kazanan market markalarındaki son yıllarda dikkat çeken büyümenin de bu trendin ayak sesleri olduğu belirtiliyor. Euromonitor araştırmasında bu süreçte şirketlere sadakat programları ile mevcut müşterilerini elde tutma yolları aramaları tavsiye ediliyor. Araştırmada, “Mutlaka bir segmentasyon yaparak ürünlerinizin müşterilerinizin talep ve önceliklerini ne kadar karşılıyor olduğunu belirleyin” deniliyor.

TREND 3:

EKO AKILLI SEÇİMLER

Tüketiciler çevreye duyarlı alım tercihlerine yönelmeye devam ediyor. Ancak Euromonitor araştırması bu noktada pragmatik bir bakış açısının yerleştiğini ortaya koyuyor. Yani sürdürülebilirliği önceliklendiren ürünler tercih sebebi olmaya devam ediyor ancak bunun yanında ürünün ihtiyaçları da doğru biçimde karşılaması beklehiyor. Sadece “yeşil” olması bir ürünün tercih edilmesine yetmiyor. 2025’te etkili olacak bu trende göre markalar, çevreci ürünlerini tüketicinin diğer ihtiyaçlarını da doğru biçimde karşılar hale getirmek durumunda kalacak.

Eko akıllı seçimler trendi, şirketlerin doğru tüketiciye doğru bir ürün ve doğru bir iddia ile gitmesini gerekli kılıyor. Sürdürülebilirlik artık sadece markaların mutlaka kullanması gereken bir öncelik değil, büyümeyi yönlendiren bir ön koşul haline gelmiş durumda.

GERÇEKTEN DE YEŞİL Mİ?

Ekonomik zorluklar son yıllarda tüketici taleplerine etkilese de bu durum insanların çevreye duyarlı ürünlerden uzaklaşması anlamına gelmiyor. 2024’te tüketicilerin yüzde 60’ı satın alma davranışında çevreye olumlu bir etki bırakmak istediğini belirtti.

Tüketicilerin neredeyse dörtte üçü global ısınmadan endişe duyuyor. Çevresel bilinç artıyor, ancak yeşil ürünlere tüketici güveninde gerekli artış sağlanamıyor. 2024’te tüketicilerin yüzde 52’si yeşil ürünlerin gerçekten yeşil olduğuna güvenebildiğini ifade etti.

Bu trend green washing’in artık işlemeyeceğini, ürün gerekli faydayı sağlıyor ve fiyat performans dengesi sunuyorsa daha çevreci olduğu için tercih edilebileceğinin altını çiziyor.
Araştırmada sürdürülebilir ürünlere dair inovasyonların hızlanacak artacağına da vurgu yapılıyor.

TREND 4:

ODAKLANMA İHTİYACI

Tüketiciler bildirimlerle, mesajlarla, kampanyalarla sarılmış durumda. Mesaj kutuları, mail kutuları dolup taşıyor. Tüketiciler hemen her ürün için her zamankinden çok daha fazla seçenekle karşı karşıya. Bu geniş ürün çeşitliliği içinde kaybolan tüketiciler gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak doğru ürünü bulmakta zorluk çekiyor. Seçim yapmak için bu kadar fazla zaman harcamak istemiyor. Bu trend şirketlerin 2025’te tüketicinin ilgisini çekebilmek için yarışın daha da hızlanacağını ortaya kokuyor. Euromonitor araştırması, açık bir iletişim ve optimize edilmiş kullanıcı deneyiminin kalabalık pazarda öne çıkmak için öncelik hale getirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

SADELEŞEN KAZANACAK

Tüketicilerin seçenekleri arttıkça, tek bir arama binlerce ürün ortaya koyuyor. Bu seçim zorluğu getiriyor ve tüketici en iyiyi alabildiğine asla emin olamıyor. Yapay zeka destekli reklamlar kafa karışıklığını artırıyor, gerçek ve sahte veriler arasında doğruyu ayırt etmek güçleşiyor. Bu ortamda tüketici güvendiği markalara yöneliyor. Euromonitor, bu trendin 2025’te daha sade ürün ve hizmetler oluşmasını beraberinde getireceğini öngörüyor.

Bu trende uygun olarak müşteri deneyimini optimize etmek için e-ticaretteki büyümenin sürmesi ve çoklu kanal stratejisini kullanan markaların rekabette avantaj sağlaması öngörülüyor.

5. TREND:

YAPAY ZEKA İLE KARAR

Yapay zekadan beklentiler çok fazlaydı, zaman geçtikçe yapay zeka kullanımında sınırlar ve potansiyel daha net ortaya çıkıyor. Tüketicilerin yaklaşık yüzde 40’ı satın alma kararında yapay zekanın önerilerine güvendiğini belirtiyor. Euromonitor araştırması profesyonellerin yüzde 41’inin şirketlerinin geçtiğimiz yıl dijitalleşmeye yatırım yaptığını söylediğini ortaya koyuyor.

Euromonitor raporunda, şirketlere yapay zeka kullanımı konusunda şeffaf olmaları tavsiye ediliyor. Çalışanların uzmanlığı ile yapay zeka arasında doğru dengeyi bulmaya odaklanılması gereken bir dönemin başladığına işaret ediliyor.

Araştırmanın tamamına ulaşmak için:
https://go.euromonitor.com/rs/805-KOK-719/images/Euromonitor-2025ConsumerTrends.pdf

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir