İşte o yazı:
“Başarı için soyun”, “Rolü kapmak için sınırlarını zorla” gibi akıl dışı telkinler, genç oyuncu adaylarının hayallerini kabusa dönüştüren sözler bunlar işte. Sanatın adı kullanılarak normalleştirilen bu taciz sistemi, genç yeteneklerin hem fiziksel hem de ruhsal olarak istismar edilmesine neden oluyor.
‘B.A.’ isimli bir kişinin, senaryo değiştirerek birçok oyuncuyu audition’a çağırdığı söyleniyor ve maalesef bu kişinin, oyunculardan ahlak dışı taleplerde bulunduğu açıkça belirtilse de, sektörde bu konu hakkında konuşmak isteyen kimse yok.
KORKU MU? KABULLENMİŞLİK Mİ?
Korku mu, kabullenmişlik mi? Belli ki sessizlik, bu karanlık sistemin en büyük koruyucusu. B.A, bir koleksiyon oluşturmuş tüm oyuncu adaylarından çektiği videolardan. Korkunç bir şey bu. Yaşananların ardından genç oyuncu adaylarının birçoğu soluğu mahkemede almış ve oyuncu sendikasına art arda şikayetler yapılmış. Kimse, bir oyuncu adayından, sanatı bahane ederek bedeninden ya da onurundan ödün vermesini isteyemez.
Ne bir cast direktörü, ne bir menajer, ne de bir yapımcı. Bu sistemin görünmez kurallarını yıkmak, sektördeki herkesin sorumluluğu. Bu mesele, sadece oyuncuların değil, yapımcıların, yönetmenlerin, sendikaların ve toplumun tamamının sorumluluğudur.
Çünkü sessizlik, suçluyu güçlendirir.
B.A. gibi isimlerin sektörde varlık göstermeye devam etmesi, bu karanlık sistemin süregelmesinden başka bir sonuç doğurmaz. Eğer sektör net bir tavır almazsa, genç oyuncuların hayalleri, bu sistemin kurbanı olmaya devam edecek. Sanat, bir bedel değil, bir değer yaratma sürecidir. Bu değer, her şeyden önce insan onurunu korumayı gerektirir.
patronlardunyasi.com