Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde, kapatılan Apple Daily gazetesinin kurucusu ve imtiyaz sahibi Jimmy Lai, 2019’daki hükümet karşıtı protestolarda ve sonrasında ABD’nin siyasi desteğini alma arayışında olduğunu ve bunun gazetesinin yayın politikasını etkilediğini kabul etti.
Muhalif medya patronu, 2019’da suçluların Çin ana karasına iade yasa tasarısına karşı yürütülen kitlesel protestolardaki rolü nedeniyle “halkı isyana teşvik” ve “dış güçlerle işbirliği” suçlamalarıyla yargılandığı davanın duruşmasında ifade vermeye devam edildi.
Lai, ifadesinin üçüncü gününde, ABD’nin dış müdahalesini teşvik ettiği iddialarına yanıt verirken bunu yıkıcı amaçlarla değil, diplomatik destek beklentisiyle yaptığını ileri sürdü.
Çin’in Hong Kong’daki temel özgürlüklerini aşındıran adımlarına karşı ABD’nin desteğini almak istediğini ifade eden Lai, bunu dış müdahale amacıyla yapmadığını, “yabancı hükümetleri Hong Kong’daki siyasi durumu diplomatik araçlarla değiştirmeye çalışmaya yöneltmek istediğini” belirtti.
YURT DIŞINDAN SİYASİ DESTEK ARAYIŞI
Lai’nin avukatı, o dönemde kendisi için çalışan eski ABD istihbarat görevlisi Mark Simon’a niye Apple Daily’nin ABD okuruna ulaşması gerektiğini söylediğini sorduğunda eski medya patronu şu yanıtı verdi:
“Bunun yurt dışındaki okurların Hong Kong’a ilgisini artırabileceğini ve böylece politikacıları desteklerine dile getirmeye teşvik edebileceğini düşündüm. Onlar, Çin otoritelerine diplomatik kanallardan endişelerini iletebilirdi, bu da Hong Kong için çok iyi olurdu.”
Lai, Pekin yönetiminin COVID-19 salgını sırasındaki tutumunun, gazeteye Amerikan kamuoyundaki hakim Çin karşıtı duygulara hitap ederek okur tabanını genişletme fırsatı sunduğunu söyledi.
Sokak şiddeti ve halkı isyana teşvik suçlaması
Savunma makamı, Lai’ye Ekim 2019 ve Mayıs 2020 tarihleri arasında Apple Daily’de yazdığı yorum yazıları üzerinden halkı isyana teşvik edip etmediğini sorguladı.
Lai, 2019’un ikinci yarısında kentte artan sokak şiddetinin, belirli düzeyde göstericilere yönelik polis şiddetine “kaçınılmaz bir tepki” olarak ortaya çıktığını belirterek, yorum yazılarında radikalleri itidalli davranmaya çağırdığını ve belirli bir kanaat önderi grubunun protesto hareketini yönlendirmesinin gereğine dikkat çektiğini söyleyerek kendini savundu.
Yorum yazılarının birinde neden Hong Konglulara “sürekli lobi yapın, yabancıların desteğini arayın” diye telkinde bulunduğu sorulan Lai, bunu da yabancıları yaptırımlar için değil barışçı ve şiddet içermeyen türden protestoları teşvik etmek için önerdiğini kaydetti.
Hong Konglu medya patronu, “yayınları ve eylemleriyle halkı isyana teşvik ederek kitlesel protestoları kışkırttığı” ve “hükümet yetkililerine uluslararası yaptırım uygulanması için dış güçlerle işbirliği yaptığı” gerekçesiyle yargılanıyor.
Ulusal güvenliği ilgilendirdiği için Yüksek Mahkeme tarafından görülen davanın ilk duruşması 18 Aralık 2023’te yapılmıştı.
NE OLMUŞTU
Hong Kong’da 2019’da suçluların Çin ana karası, Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan’a iadesini kolaylaştıran yasa tasarısı, merkezi hükümetin bölgenin özerk hukuk sistemi üzerinde tahakkümüne yol açacağı gerekçesiyle muhalefetin tepkisine yol açmıştı.
Yasa görüşülürken mecliste yoğun tartışmalar yaşanmış, Haziran 2019’dan itibaren kent sokaklarında ve üniversite kampüslerinde binlerce kişinin katıldığı büyük çaplı kitlesel gösteriler düzenlenmişti.
Gösterilerin giderek yayılması üzerine yerel hükümet, temmuzda tasarının askıya alındığını açıklamış, gösterilerin kesilmemesi üzerine ise eylülde tasarının iptal edildiğini duyurmuştu.
Tasarının iptaline rağmen göstericiler, hükümetin istifası talebiyle protestolarına yıl sonuna kadar devam etmişti.
ULUSAL GÜVENLİK YASASI
Protestoların ardından Çin yönetimi, Haziran 2020’de çıkardığı Ulusal Güvenlik Yasası ile “hükümeti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri” suç haline getirmiş, yasa Hong Kong Meclisince onaylanarak bölgede yürürlüğe girmişti.
İçeriği itibarıyla aslen demokrasi yanlısı protesto hareketini hedef alan yasanın yürürlüğe girmesiyle muhalif gazeteciler, siyasetçiler, iş insanları ve aktivistlerin “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılmıştı.
Yasa kapsamında 100’den fazla muhalif hakkında soruşturma başlatılırken, demokrasi yanlısı çok sayıda sivil toplum örgütü ve medya kuruluşu kapatılmıştı.
ÖMÜR BOYU HAPİS İSTENİYOR
Hong Kong polisi, Ağustos 2020’de Apple Daily ile çatı şirketi Next Digital’in ofislerine baskın düzenleyerek Jimmy Lai ile 6 gazete yöneticisini, “ulusal güvenlik yasasını ihlal ettikleri” ve “dış güçlerle işbirliği yaptıkları” gerekçesiyle gözaltına almıştı.
Mal varlıkları dondurulan, yöneticileri ve editörleri gözaltına alınan gazete, Haziran 2021’de kapanmıştı.
Lai, şirketle ilgili yapılan soruşturmada kira sözleşmelerinde tespit edilen usulsüzlükler nedeniyle 5 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Ulusal güvenlikle ilgili davada ise savcılık Lai için ömür boyu hapis cezası talep ediyor.
DAVANIN ULUSLARARASI YANKILARI
Lai’nin davası, Batılı ülkeler tarafından eski İngiliz sömürgesi olan bölgede demokratik özgürlüklerin ihlalinin sembolü olarak görülüyor.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 Zirvesi’nde yaptığı ikili görüşmede konuyu gündeme getirmişti.
ABD’nin seçilmiş başkanı Trump da seçim kampanyası sırasında Çin lideri Şi ile Lai’nin serbest bırakılmasını görüşüp görüşmeyeceği sorusuna, “Yüzde 100, onu dışarı çıkaracağım.” yanıtını vermişti.