ANTALYA – Turizm sektörü profesyonellerini her yıl Antalya’da bir araya getiren Uluslarası Resort Turizm Kongresi 14’üncü kez kapılarını açtı. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) ev sahipliğinde Kundu’daki Nirvana Cosmopolitan Hotel’de gerçekleştirilen kongreye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, TUI Grubu CEO’su Sebastian Ebel, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran ve yanı sıra ve çok sayıda yerli ve yabancı turizmci katıldı.
TURİZMDE 3. ÇEYREK: 49,2 MİLYON TURİST
Kongrenin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizmde 3’üncü çeyrek verilerini paylaştı:
“Yılın ilk 9 ayında ülkemiz 49,2 milyon turisti ağırladı. Bu sene yüzde 9’a yakın bir artışı yakalamış olduk. Kişi başı gecelik harcama rakamlarına baktığımızda da sevindirici rakamları görüyoruz. Yine ilk 9 ayda yabancı ziyaretçilerin harcamaları 107 dolara yükseldiği görülmektedir. Ortalama harcama rakamlarını incelediğimizde de; bir önceki yıla oranla yüzde 4 buçuğa yakın bir yükselmenin olduğuna şahitlik ediyoruz. Bir diğer önemli verimiz, turizm gelirleri. Turizm gelirlerimiz bu yılın üçüncü çeyreğinde 46.9 milyar dolara ulaştı. Bu sene gelirlerimiz, bir önceki yıla oranla yüzde 6.6 oranında artmış oldu. Üçüncü çeyrekte elde ettiğimiz 23.2 milyar dolarlık gelir, ‘bir çeyrekte elde ettiğimiz en yüksek turizm geliri’ olarak tarihe geçti.”
KÜLTÜR ROTALARI VE DÜNYA ÇAPINDA TANITIM
Ersoy, göreve geldiğimiz dönemden bugüne yaptıkları çalışmaları da şöyle anlattı: “Turizmimizi deniz-kum-güneş üçgeninden çıkararak çeşitlendirdik. Antik medeniyetleri kapsayan yürüyüş ve bisiklet yolları, Aeneas, Antik Filozoflar, Likya Yolu gibi kültürel rotalar, Yedi Kiliseler, Selatin Camiler, Kibele’nin Yolculuğu, Peygamberler Rotası gibi inanç rotaları ile peynir rotası, zeytin ağacı rotası bağ yolu, çay rotası gibi gastronomi rotalarını çizdik. Biliyorsunuz kasım ayının başında Dünya Neolotik Kongresi’ne ev sahipliği yaptık. Kongreye Neolitik konusunda uzman 63 ülke ve 486 uluslararası kurumu temsilen yaklaşık 1000 kişi iştirak etti. Dünyanın her köşesinde tanıtım kampanyaları yaptık. En son CNN’de ABD Başkanlık Seçimi Debate’in en doruk noktasında yayımlanan tanıtım filmlerimiz bizzat haber olmuş ve ülke prestijimize önemli katkı sağlamıştır. Diğer taraftan global olarak Eurosport’ta yayımlanan Paris Olimpiyatları esnasında da ülkemizi tanıtıcı filmlerimiz milyonlarca kişi tarafından izlenmiştir.”
‘KÜRESEL KRİZİ EN İYİ YÖNETEN ÜLKE OLDUK’
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, kongrenin bu yılki temasını ‘Kollektif Zanaat, Yeni Çağ Turizmi’ olarak belirlediklerini söyledi. AKTOB’un 40 yıl önce, Türk turizminin yeni bir vizyonla güçlü bir yapıya kavuşması adına atılmış ilk adım olduğunu belirten Kavaloğlu, “Bugün geriye dönüp baktığımızda, 1983 yılında bir avuç idealist insanın başlattığı bu hareketin, sektörün büyüme sürecinde aynı paralelde büyüyerek etkin bir yapı haline geldiğini görmek bizlere derin bir mutluluk veriyor. O günlerden bugüne, Türk turizminin büyümesine, tanıtılmasına ve uluslararası alanda rekabet gücünün artmasına önemli katkılar sağladığımıza inanıyoruz. 40 yıllık hikayemizde global ekonomik krizler, doğal afetler, pandemi gibi dünya çapında yaşadığımız zorluklar bizleri her zaman sınadı. Ancak her bir kriz, sektördeki dayanıklılığımızı ve esnekliğimizi artıran birer fırsata dönüştü. Her zorluk, aynı zamanda sektörün gelişmesine yön verecek yeni stratejiler üretmemizi sağladı. Bunun en yakın örneği; pandemi döneminde küresel krizi en iyi yöneten ülke ve sektör olmamızdır” dedi.
‘ERSOY’UN VİZYONUYLA KURULAN TGA BAŞARILI OLDU’
Kavaloğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Türkiye konaklama sektörünün en güçlü özelliklerinden biri yatırımcılarının çok büyük oranda yerli olmasıdır. Ancak yeni yüzyıl vizyonunda bizleri daha güçlü kılacak, uluslararası arenada söz sahibi olmamızı devam ettirecek ve güçlendirecek modellere ihtiyacımız var. En büyük turizm atılımlarımızdan birisi olan TGA’nın kuruluşu Türk turizmine yeni bir yol açarak, tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bir bütünlük sağlamıştır. Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un vizyonu ile kurulan bu yapı ile tanıtım ve pazarlama, algı çalışmalarında ortak bir dil kullanılarak, pazar özelliklerine göre kaynak pazar stratejileri çok büyük bir başarıyla oluşturulmuştur. Yeni çağda turizm, geleneksel turizmin ötesine geçerek, seyahatin yalnızca dinlenme veya eğlence amacı taşımayacağı, kişisel gelişim, kültürel etkileşim ve bireysel sosyal sorumlulukları öne çıkartan bir forma dönüşüyor. Bu değişimleri çok iyi gözlemlememiz gerekiyor.”
‘YENİ TURİZM ANLAYIŞI DENGELERİ DEĞİŞTİRİYOR’
Yeni çağ turizmiyle birlikte geleneksel modellerin yerini yeni anlayışların aldığını kaydeden Kavaloğlu, “Yeni turizm anlayışında, özellikle yeni kuşaklar doğal kaynakları tüketecek, çevreyi kirletecek ve yerel halkla etkileşimde yüzeysel kalacak bir turizm anlayışını reddediyor. Bunun yerine, çevreyi, yerel kültürleri ve gelenekleri korumak ve bu mirası geleceğe taşımak isteyen bir anlayışla seyahat seçimlerini yapıyor. Veriler, yeni jenerasyonların yüzde 90 gibi büyük bölümünün dijital etkileşimle seyahatlerini planladıklarını gösteriyor. Yakında en güçlü seyahat grubunu oluşturacak bu kitlelerin seyahat motivasyonları ‘teknoloji ve ekoloji’ olacaktır. Antalya’mızda konaklama sektörü olarak, sadece büyümeyi değil, aynı zamanda daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelişim göstermeyi hedefliyoruz. Yakın gelecekte ulaşmayı hedeflediğimiz 90 milyon ziyaretçi ve 100 milyar dolar gelir hedefimizin de sektör olarak arkasındayız” diye konuştu.
‘TÜRKİYE 5-10 YILDA TURİZMDE PARLAYAN ÜLKE OLACAK’
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Erkan Yağcı ise konuşmasında şunları söyledi: “Bizim artık Türkiye’nin dünyadaki lider turizm ülkelerinden biri olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Bizim için bu sene ciddi büyüme gösteren Kuzey Amerika, Çin, İtalya ve Fransa pazarları önemli pazarlar. Kaynak pazarlar olabilecek potansiyelde. İngiltere ve Almanya’nın yanında bu destinasyonlarda da ülkemize turizm hareketliliğini sağlamalıyız. Farklı pazarların pandemiden sonra oyun içine girmesi bizim turist sayımızı ve gelirimizi artırmada önemli rol oynuyor. 2019 yılında turist sayısında 6. sırada, gelirde ise 12. sırada yer aldık. 2023’te ise turist sayısında 5., gelir de ise 7. sıraya yükseldik. Asıl kırılma noktasını burada yaşadık ve önümüzdeki sezonlarda Türkiye’nin hem gelir de hem de turist sayısında ilk 5’e gireceğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Türkiye turizmde gelecek 5-10 yılda parlayan bir ülke olacak. Yapılan araştırmalar ve elde edilen veriler de bize bunu gösteriyor.
‘İSPANYA VE TÜRKİYE TURİZMİ ARASINDA ÇOK FARK VAR’
Erkan Yağcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “İspanya’da ve Türkiye’de turizm yapmak arasında çok fark var. Onların komşusu Fransa, bir komşusu Portekiz. Diğer tarafı deniz. Bizim komşularımız Suriye, Irak ve İran. Bu riskli coğrafyada turizm yaparak dünyanın ilk 5’ine girmek gerçekten zor. Bu noktada da kıyas yapmak doğru değil. Zorluklar var ama fırsatlarımız daha fazla. Enflasyon, maliyet ve kur ile ilgili sorunlardın 2025’te devam edeceğini öngörüyorum. Bu sıkıntıyı şu an tüm sektörler yaşıyor, bunu da unutmamak gerekiyor. 2025 kolay bir yıl olmayabilir. Ama geleceğimizin de parlak olduğunu bilelim. Geleceği birlikte inşa edeceğiz. Biz ülkemize gelen misafirlere sadece otellerimizi ve doğal güzelliklerimizi değil, tüm misafirperverliğimizi ve duygularımızı da sunuyoruz. Türkiye’nin gücü de burada yatıyor.”
‘DIŞ TİCARET AÇIĞININ FİNANSMANI İÇİN ÖNEMLİ BİR SEKTÖR’
Turizmin Türkiye’de dış ticaret açığının finansmanı açısından kritik bir sektör olduğunun altını çizen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran da 2024 ve 2025 için turizm sektörüne ilave 1 milyar dolar kaynak ayırdıklarını, kapanan kredilerle birlikte kredi bakiyesinde 1,5 milyar doları aştıklarını söyledi. Turizm sektöründe İş Bankası’nın nakdi kredilerden aldığı payın geçen yıl yüzde 9,4 iken bu yıl yüzde 11,2’ye çıktığını belirten Aran, 2025 hedefinin yüzde 12,5 olduğunu aktardı. Türkiye’de önümüzdeki 2 yıl boyunca yapılacak turizm yatırımlarında 2,6 milyar dolarlık finansman ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Aran, “Turizm yatırımı için harcanan parayı, hem istihdama hem döviz gelirine etkisi nedeniyle ülkemiz için doğru bir harcama alanı olarak görüyorum. Doğrudan enflasyonu düşürmeye yönelik hatta döviz açığımızı, dış ticaret açığını kapatmaya yönelik olumlu bir alan olarak görüyorum. O yüzden buradaki kredi sınırlamalarının, turizmdeki yatırımları için tekrar gözden geçirilebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
‘TEK HANELİ ENFLASYON İÇİN 2025 YETERLİ OLMAYACAK’
2024 yılında 3 kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’ye ilişkin not artırımlarına da değinen Aran, 2025’te ülke notunun bir basamak daha artmasını, bunun olması halinde CDS’in 200’ün altına düşmesini öngördüğünü söyledi. Türkiye ekonomisinin 2 yıllık seyrine dair öngörülerini de paylaşan Aran, yıl sonunda Türkiye’de yüzde 44’lük bir enflasyon beklendiğini belirterek, “2024 yılı sonuna geldiğimizde yüzde 50 olan politika faizinin önümüzdeki yıl sonunda yüzde 25’i görebileceğini, yüzde 44 olan enflasyon rakamının da aynı şekilde yarı yarıya azalıp yüzde 22’lik bir seviyeye inebileceğini, dolayısıyla bir yıl sonra sorunlarımızın en az iki kat hafifleyebileceğini düşünüyorum. Enflasyonu bizim arzu ettiğimiz tek hanelere indirene kadar 2025 yılı yeterli olmayacak. Bu çizgide 2 yıl devam etmemiz gerekecek. 2026’nın sonuna gelindiğinde tekrar yüzde 10’lu bir enflasyon rakamını görebileceğimiz kanaatindeyim. Dengelerin o zaman tesis edileceğini, ondan sonrasında pek çok problemi çözmenin de kolaylaşacağını düşünüyorum” dedi.
‘ÇALIŞANA ULAŞMA SORUNU DAHA DA BÜYÜYECEK’
Antalyalı otel yatırımcılarını yurt dışında otel yatırımı yapmaya davet eden Rixos Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, şöyle konuştu: “Antalya’da müthiş bir rekabet ortamı oluştu. Yerel markaların kendilerini ne kadar geliştirdiğini görüyoruz. Milyar dolar değeri olan Türkiye’de çok fazla otel grubu var. Peki, bundan sonra ne yapacağız. Türk otelciliğinin önü çok açık. Özellikle Antalyalı otel yatırımcısı hep büyüyor. Bu özellikleri ile dünyaya çok rahat açılabilecek durumda. Antalya’dan ciddi otel markaları çıkarmalıyız. Accor’un 128 ülkede otelleri var ama bilançoları da var. Bu konuda da kendimizi geliştirmeliyiz. Bir taraftan çalışana ulaşma sorunu yaşıyoruz. Bu sorun daha da büyüyecek. Çalışanların kariyer planlamasına da yardımcı olmak gerekiyor.”