Çayırhan maden direnişini büyütenler: Anneler ve çocuklar… Yer altındaki babalarını eve bekliyorlar… Cumhurbaşkanı’na çağrıları… Aileler Odatv’ye konuştu

Çayırhan’a gidiyoruz… Bu kez kameramızı, özelleştirmeye direnen madencilere değil, onların ailelerine çeviriyoruz…

Maden sahasına eşlerini desteklemeye geldiler… Yerin 300 metre altında madenciler…üstünde kadınlar ve çocuklar… Hava soğuk, gündüz eksi 7 dereceyi buluyor… Çadırın içindeler.

Şu an tek beklentileri özelleştirmenin durması, madendeki işlerinin bundan sonra da kamu güvencesi altında olması… ve tabii bir an önce eşlerine kavuşmak…

Ve çocuklar… Babaları 5 gündür evde yok, bu hafta sonu birlikte kahvaltı edemediler. Yaşları küçük olanlar özlem duygusunu dile getiriyor… Biraz daha büyük olanlar, özelleştirmenin babaları için işsizlik demek olduğunun farkında…

Odatv izleyicileri ve okurlarına selamları var… röportajımıza geçelim.

– Merhaba sizleri tanıyabilir miyiz?

Ben Reyhan Önder… Eşime destek çıkmaya geldim. Beş gündür buradayız. Soğuk, kış bu şeyde bizi uğraştırıyorlar. Ne olur lütfen sesimizi duyun. Bize yardımcı olun. Hayır diyoruz, özelleştirmeyin. Devlet tarafında daha iyiyiz. Ne söyleyeyim ki artık yetkilileri bırakıyorum, sesimizi duyun diyorum.

İŞSİZ KALIRSA NAPARIZ?

– Eşinizin durumundan kaygılı mısınız? Sağlık durumu, orada ne yapıyorlar, ne yiyorlar, ne içiyorlar.. Bir endişeniz var mı?

Var tabii ki, şu anda çalışma durdu… Çocuklarımız okula gidiyor, işsiz kalırsak ne olacak, nereye gideriz, naparız?

– Çocuğunuzla birlikte gelmişsiniz. Kaç yaşında? Normalde pazar günleri herhalde babasıyla geçiriyordu?

Evet, dört buçuk yaşında, okula gidiyor… Evet babasıyla geçiriyor. Hafta sonu tatilimiz oluyor. Pazar, pazartesi oluyor genelde. Hani bugün de babasıyla birlikte olmak istediği için buradayız.

– Çocuğunuz, bu durumu nasıl anlamlandırıyor, ne demek ister, biraz bir şeyler söylemek ister mi?

– (Konuşmak istemedi) Sürekli soruyor, babamın işi ne olacak, nasıl gidecek diye… Kaygı içindeler şu anda…

‘ANLATMASI ZOR’

– Sırayla devam edelim, buyurun, sizi tanıyalım. Siz ne hissediyorsunuz?

Ben Nilüfer Kurt. Özelleştirmeye hayır demek için buraya geldik. Beş gündür buradayız. İki tane çocuğum var. Biri kız, biri oğlan. Biri dört buçuk yaşında, biri iki yaşında. Şu an ne hissettiğimi anlatamam. Çok zor. Allah yardımcısı olsun. Anlatılamıyor ya. Duygulanıyor insan böyle anlattıkça. Zor yani…
Yaşamayan bilemez. Mesela… …böyle ki dışarıya baktığımız zaman…haksızlık yapılıyor yani. Özelleştirmeye hayır diyorum. Konuşacak kelimeler yok. Bulamıyorum.

– Eşiniz kaç yıldır orada çalışıyor Nilüfer Hanım?

Ben buraya yeni gelin gelmiştim… İstanbul’dan. Bilmiyorum ama şu an 6-7 yıllık evliyim.

– Kızınız da bir şey söylemek ister mi? İsmini alabilir miyiz? Ne yapıyorsun sen orada?

– İsmim Ebru… Babamı özlemeye geldim…

– Umarım yakında babana kavuşacaksın. Evet, devam edelim. Merhabalar, sizi tanıyalım.

ÖZELLEŞTİRME FATURASI EMEKÇİLERE…

– Merhabalar. Hayırlı yayınlar. Adım Ümmü Bostancı. Eşim beş gündür burada mücadele ediyor. Eşime destek olmak için geldik bugün buraya. Çocuklarımla beraber. 2 tane evladım var. Biri 11 yaşında, diğeri 9 yaşında.

– Onları da yanınıza alıp gelmişsiniz…

Evet, onları da geldik babalarına yardımcı olmaları için. Varlık satışına hayır demeleri için. Destek için geldik buraya. Eşim maden işçisi olarak 10 yıldır burada. Bu ocak satışına biz hayır diyoruz. Bu ocak satılırsa, madenler satılırsa biz dışarıda kalacağız. Yerimiz yok. Eee bu zamanda da tekrar bir yer değiştirmek çok zor. Hayat pahalılığından dolayı buradan Cumhurbaşkanımıza, elinize, vicdanımıza koyup sesleniyoruz. Bizlere bir el atsın, madencilerimize…
Çocuklarımızla beraber mağdur durumda bırakmasın şu kış günlerinde… soğuk havalarda.

– Şunu mu görüyorsunuz? Özelleştirme yapılan yerlerde işçiler işlerinden oldu, atıldılar. Siz de bunların başınıza geleceğini düşünüyorsunuz ve buna karşı hep birlikte topyekun orada ailelerle birlikte bu mücadelenin içerisine katılıyorsunuz. Doğru mu anlıyoruz?

– Evet beş gündür çocuklarım okuldan geliyor. Babalarını evde göremeyince ağlıyorla. Ben de bu duruma çok üzülüyorum. Yani evde yani çocuklarım Yemez içmez oldular… Artık babalarını göremeyince çok üzülüyorlar. Biz de aile olarak bu duruma çok üzülüyoruz.

– Biraz da çocuklarınızı tanıtır mısınız? Onlar da birkaç cümle belki birkaç şey söylemek isterler.

– Utku ortaokul altıya gidiyor. Diğeri Deniz… İlkokul dördüncü sınıfa gidiyor.

ÇOCUKLARIN GÖZÜNDEN DİRENİŞ

– Utku merhaba, Deniz merhaba. Neler söylemek istersiniz? Oda TV’den izleyicilerimiz sizleri takip ediyorlar. Sizin söyleyeceklerinizi okuyacaklar. Ne hissediyorsunuz… babanıza destek için oradasınız?

– Yani özelleştirmeye hayır demek istiyorum. Babam burada beş gündür duruyor, aşağıda bekliyor. Ben onun buradan gitmesini istiyorum. Bu kadar acı çekmesini istemiyorum. Babamlar 30 bin TL’nin altında maaş ödüyorlar. Bunun kaç elektriğe gidiyor, kaçı suya gidiyor, kaç doğalgaza gidiyor… Okula serviste gidiyorum zaten. Servis parası 2 bin TL. Ne yapacağız peki?

– Bütün eşlere de soralım: Cumhurbaşkanına ve ilgili bakanımıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Reyhan Önder:

– Bir an önce sorunumuzun çözülmesini istiyoruz. Soğukta beklemek istemiyoruz. Çocuklarımız okula gidiyor. Lütfen sesimizi duyun artık. Özelleştirmeye hayır deyin. Yardım edin istiyorum… Bir an önce sesimizi duyun artık.

– Nilüfer Kurt:

Ben de Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Lütfen en yakın zamanda bu işe bir el atsın… Özelleştirmeyin. Her daim eşlerimizin yanında olacağız. Ve burada onlarla beraber greve devam edeceğiz.

– Ümmü Bostancı:

Ben de bu varlık satışında hayır diyorum. Bir an önce bir düzeye girmesini onaylıyorum. Cumhurbaşkanımız bu olaya bir el atsın, kış gününde çocuklarımızla bizi ortada bırakmasın…

– Diğer tüm kurumlarına sesleniyoruz. Buraya ailelerimize destek vermek için geldik. Eşlerimizin her zaman yanındayız. Bu olayın bir an önce çözümlenmesini istiyoruz. Buranın özelleştirilmesini asla istemiyoruz. Sizlerden yardım bekliyoruz.

Biz teşekkür ediyoruz. Evet orada da bir miniğimiz var. O da el sallıyor. Sizlere çok teşekkür ediyoruz. Çok onurlu bir mücadele veriyorsunuz. Türkiye kamuoyunun desteği giderek artıyor. Umarım bu desteğin de artmasıyla birlikte mücadelenizde başarıya ulaşacaksınız. Hakkınız olanı alacaksınız.

MADENCİ DİRENİŞİ İKİ KÜS SENDİKAYI BİRLEŞTİRDİ

Çayırhan’daki maden ocağında yetkili sendika genel merkezi Ankara olan ve Türk-İş’e bağlı Türkiye Maden İşçileri Sendikası… Sendika, imkanlarını oradaki işçiler için kullanıyor. Genel Başkan Nurettin Akçul, direniş için hükümetle görüşmeleri yürütüyor. Mandencilik alanında örgütlü diğer sendika yine Türk-İş’e bağlı merkezi Zonguldak olan Genel Maden İşçileri Sendikası. Genel Başkanı Hakan Yeşil… Uzun zamandır araları soğuk olan bu iki sendikayı Çayırhan nadencilerinin özelleştirmeye başkaldırısı yakınlaştırdı. Yeşil, sendika yöneticileri ile birlikte maden sahasına destek ziyaretine geldi. Burada açıklama yapan Genel Başkan Yeşil şunları söyledi:

GMİS MADENCİLERi İŞ YAVAŞLATARAK DESTEK OLACAK

“Temsilcimiz olan MTA şubemizle beraber sizlere bütün işçilerimizin selamlarını getirdik. Bu mücadelede yanlarınızda olduğunuzu bilmenizi istiyorlar. Bu anlamda bizler de bugün buradayız. Sizlere destek vermek için geldik. Bugün burada yaptığınız haklı mücadelenin karşılığını alacağınızı, birlikte alacağımızı düşünüyorum. Inşallah bunun sonunda gülen taraf madenciler, madenci kardeşlerimiz olur. Sizlerden önce enerji iş yerindeki arkadaşlarımızla beraberdik. Onları da ziyaret ettik. Onlara da bu haklı mücadelelerinde başarılar diledik. Bugün enerjide güçlü olmak istiyorsan, ülkende enerji anlamında tam bağımsız olmak istiyorsan, özellikle böyle işyerlerinin devlet eliyle işletilmesi konusunda biz yıllardır mücadele ediyoruz. Bu madenci kardeşlerimiz de sizlere destek amaçlı pazartesi günden itibaren, bölgelerdeki temsilcilerimizle beraber basın açıklaması ve işi yavaşlatma eylemi başlatacaklar. Hepsini sizlere selamlar. Gazanız mübarek olsun arkadaşlar.”

Osman Erbil

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir