Bologna Üniversitesi’nden filolog Silvia Ferrara, “Antik mühürleme ile güneybatı Asya’da yazının icadı arasındaki yakın ilişki uzun zamandır biliniyor. Ancak mühürlerdeki görüntülerle yazının şekilleri arasındaki bağlantı pek incelenmemişti” dedi. Araştırmacılar, bu mühürlerdeki görüntülerin Mezopotamya’daki ilk yazı sisteminde kullanılan işaretlerin oluşumuna katkıda bulunup bulunmadığını sorguladı.
Yazı, sembolleri belirli kurallar çerçevesinde düzenleyerek karmaşık düşünce ve bilgileri aktarmaya yarayan bir sistemdir. Ancak bu sistemin doğuşundan önce insanlar, temel kavramları temsil eden sembollerle iletişim kuruyordu. Araştırmacılar, antik silindir mühürlerdeki tasarımları proto-çivi yazısına ait bilinen işaretlerle titizlikle karşılaştırdı.
İnceleme kapsamında ele alınan silindir mühürler, yazının ortaya çıkışından önceki döneme ait. Bu mühürlerin üzerindeki bazı görüntülerin, proto-çivi yazısında kullanılan işaretlerle benzerlik taşıdığı tespit edildi. Örneğin, püsküllü kumaşlar veya ağlarla sarılı kaplar gibi nesnelerin mühürlerde tasvir edilişi, proto-çivi yazısında karşılık gelen işaretlerle benzer şekillerde ifade edilmiş.
Proto-çivi yazısında püsküllü kumaşı temsil eden işaretler, aşağıya doğru inen çoklu dikey çizgilerle bezeli üçgen şekillerden oluşuyor. Araştırmacılar, Mezopotamya’nın Uruk ve Susa kentlerinde bulunan silindir mühürlerde dokuma yapan insanların benzer tasvirlerine rastladı. Aynı şekilde, ağla kaplanmış kapların mühürlerdeki görüntüleri de proto-çivi yazısındaki karşılıklarıyla uyumlu bulundu.
Ferrara, bu keşfin yazının gelişim sürecine dair önemli bir kavramsal sıçramayı temsil ettiğini belirterek, “Yazının icadı, insan bilişsel teknolojilerinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu araştırma, geç tarih öncesi döneme ait görsellerin, en eski yazı sistemlerinden birine nasıl entegre edildiğini göstermektedir” dedi.
Proto-çivi yazısı, ilk olarak tarım ve tekstil ürünlerinin üretim ve ticaretini takip etmek için bir muhasebe aracı olarak kullanılmıştı. Ancak bu sistemin öncesinde, silindir mühürler ticaretin kayıt altına alınmasında benzer bir amaç taşıyordu. İnsanlar, bu mühürleri kil tabletlerin üzerine baskı yaparak işlemleri kaydediyordu.
Araştırmanın bulguları, Mezopotamya’nın güneyinde bulunan silindir mühürlerin, proto-çivi yazısının gelişimine doğrudan katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor. Ferrara, “Bu tasarımlara başlangıçta atfedilen anlamın, bir yazı sistemine nasıl entegre edildiğini gördük” diyerek araştırmanın önemine vurgu yaptı.