Bakan Göktaş “İzmir’de yangında ölen çocuklar”ın neden korumaya alınmadığını açıkladı: Personel, anne ve çocuklar arasındaki bağı görmüş

Posted by

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2025 bütçesini görüşmek üzere toplandı. Milletvekillerinin söz almasının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, soruları yanıtlamaya başladı. İzmir’de yaşları 1 ile 5 arasında değişen kardeşlerin yangın ölümüne ilişkin olarak Göktaş’ın “Çocuklarımızın iyilik halinin sağlanması için yoğun bir çaba gösteriyoruz. İzmir’deki elim olay hepimizi yüreğini yaktı. Bakanlık personeli evi sadece bu yıl 18 kez ziyaret etmiş. Anne ve çocuklar arasındaki bağı görmüş. Çok zor bir karar çocuğu anneden ayırmak” demesi üzerine gerginlik çıktı. Komisyon Başkanı Mehmet Muş, birleşime 20 dakika ara verdi. 

İzmir’de beş çocuğun yanarak ölmesinde ihmal iddiası: Yasaya göre, aile istemese bile çocuklar korumaya alınabiliyor

Komisyon, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülüyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın sunumu öncesi muhalefet milletvekilleri üstünde kırmızı boya ile öldürülen kadınların adları yazılı bir “kefen” açıldı. 

İzmir’de yanarak ölen kardeşler bütçede gündeme geldi: Muhalefet “Sorumlusu bakanlık” dedi, AKP’liler itiraz etti

Bakan Göktaş milletvekilleriyle tokalaşırken, CHP’li kadın vekiller, “Sayın Bakan, bu kefenin üzerinde öldürülen kadınların isimleri yazılı. 9 Ekim’de 296’ydı, bugün 411. Vicdanınız sızlıyor mu Sayın Bakan? Kafanızı yastığa nasıl koyuyorsunuz Sayın Bakan. Bu kadınların vebali sizin boyununuzdadır. Kefeni çantamızda taşır hale geldik” diye tepki gösterdi. Komisyon sıralarına “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “istifa”, “Marjinal değiliz halkız” ve “Jin, Jiyan, Azadi” yazılı dövizler ve öldürülen kadınlar ile Diyarbakırlı 8 yaşındaki Narin’in fotoğrafları konuldu.  


Fotoğraf: Gazete Duvar

 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2025 bütçe görüşmelerini tamamladı. Milletvekillerinin söz almasının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, soruları yanıtladı. 

Göktaş, siyasete giriş “motivasyonunu” anlattı 

Siyasete giriş hikayesinin bir kadın cinayetiyle başladığını belirten Göktaş, şunları söyledi: 

“Bakanlığımız 85 milyona hizmet götüren bir kurum. Önceliğimiz tolumun tüm kesimlerine eşit şekilde ulaşmak. bakanlık olarak toplumla dayanıklılığımız arttırmak için sorunları değerlendiriyoruz. İlki sosyal risk haritası. Paydaş bakanlıklarımızın da destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri tabanını da ayarladığımızda henüz olaylar gerçekleşmeden müdahale edeceğiz. Diğeri ise aile rehberi sistemi. Ulaşılabilir bir destek sunacağız. Sağlık Bakanlığı, MEB, GSB gibi bakanlıkların olduğu büyük bir kapasiteden bahsediyoruz. 

“Şov yapmıyoruz, vatandaşın yanındayız”

Şiddet vakalarına atıf yaparak haberiniz yok gibi ithamlarda bulunuldu. Bunlar haksız ve gerçek dışı. Bunu yapmanız haksızlık. Siz hiç kadın cinayetine şahit oldunuz mu? Ben oldum, Belçika’da kadın yanımda 22 yerinde bıçaklanarak öldürüldü. Bu benim siyasete girme motivasyonumdur. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri takip ediyoruz. Her aşamada mağdurların yanında oluyoruz. Şov yapmıyoruz, vatandaşın yanındayız. Psikososyal destek hizmetlerimiz de bunlar kapsamında.”

“Sizin taklit ettikleriniz var ama onlar daha kaliteliydi”

Muhalefet milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine Başkan Muş, “Bütçe müzakeresi yapıyoruz. Sorularınızın cevabını verdi ya da vermedi. Buna vatandaş karar verecek” dedi. Milletvekillerinin “Bizi taklit ederek anlatıyor” demesi üzerine Bakan Göktaş, “Sizi izlemedim bile. Sizin taklit ettikleriniz var ama onlar daha kaliteliydi” dedi. 

“Biraz seviye, kameralar kapandı”

Gerilimin ardından konuşmasına devam eden Göktaş, şöyle devam etti: 

“Narin’in hukuki olarak hakkını arayan biziz. Ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum.”

Ancak tepkiler devam edince Göktaş, “Biraz seviye. Kameralar kapandı!” dedi. 

“Konukevindeki kadınların oy kullanamadıklarını iddia ettiler, kullanıyorlar”

Kadın cinayetlerine ilişkin olarak topyekün mücadele ettiklerini ifade eden Göktaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Topyekün seferberlik anlayışıyla mücadele ediyoruz. Şiddeti siz, biz hep birlikte el ele vererek kazıyacağız. Gelen eleştirilerden dolayı tekrar bahsedeceğim. Konuk evlerimizin doluluk oranı yüzde 70. konuk evinden sığınak olarak bahsedildi. Bu ifadeyi kadınları incitmemek adına kullanmıyoruz. Kadınları misafir ediyoruz. Psikososyal yönden koruyoruz. Konukevindeki kadınların oy kullanamadıklarını iddia ettiler, kullanıyorlar. İkamet adreslerinin olduğu yerde oy kullanıyorlar.”

“Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi İstanbul Sözleşmesi’ne hapsedenler görüyoruz”

Göktaş, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinin kadına şiddetle mücadeleyi etkilemediğini öne sürerek; “Bu ülkede yıllarca başörtüsü yüzünden üniversiteye gidemeyen kadınlar oldu. Yıllarca kılık kıyafetleri yüzünden siz kadınları istihdamdan uzaklaştırmadınız mı? Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi İstanbul Sözleşmesi’ne hapsedenler görüyoruz. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi olmadığında da mücadelemizin durmayacağı nettir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye sahibiz. Geri çekilme kararı ülkemizin kadınlara şiddetten taviz verdiği anlamına kesinlikle gelmemektedir. Asılsız ve yakışıksız ithamlar şiddetle mücadelemize hiçbir katkı sunmamaktadır” dedi. 

kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın rolüne değinen Bakan Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece dizilerin ele alınmaması gerektiğine dair yorumlar geldi. Kadınları basmakalıp rollerle sömürüyorlar ve kadına yönelik şiddet normalleşiyor. kadınların saygınlığını zedeliyor. Medyanın sorumlu, duyarlı ve dikkatli olması şiddetle mücadelemizi arttıracaktır. RTÜK başta olmak üzere paydaşlarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. 

“İsimleri zikretmenin, vakaları zikretmenin çocuğu suistimal olduğuna inanıyoruz”

“Çocukların haklarından ve özgürlüklerinden sorumlu bir bakan olarak çocukların mahremiyeti en temel sorunum” diyen Göktaş, şunları aktardı:

“İsimleri zikretmenin, vakaları zikretmenin çocuğu suistimal olduğuna inanıyoruz. Biz çocuklarımızın geleceğini etkileyecek herhangi bir bilginin ileriki yaşlarda karşılarına çıkmasını istemiyoruz. Bakanlığımıza emanet edilen her bir çocuğun ayrı bir hikayesi var. Kadınlar ve çocuklarla ilgili her konu siyaset üstüdür. Buna teşebbüs edenlere de müsemma göstermem. Lütfen çocuklarımızla ilgili herhangi bir vaka elinize ulaştığında bana ulaşın. Gerekli adımları birlikte atalım. Bize uzatılan her ele biz kucak açarız.”

“Denetimsiz olması çocuklar içni bir risk”

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın “kreşleri kapatma” girişimini savunan Göktaş, “Kreşler konusunu yanlış zeminde konuşursak çocuklara ve ailelere haksızlık etmiş oluruz. Müfredatın yasal düzlemde denetlenmesi gerekiyor. Belediyelerin ve özel sektörün belirli çerçevede hareket etmek kaydıyla böyle kurumlar açmalarını tabii ki isteriz. Sahada belediyeler tarafından oyun evi, kreş adı altından anaokulu işlemi yapan kurumlar olduğu bilgisi ulaştı. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım. Bu yazı bütün belediyelere gitti. Denetimsiz olması çocuklar içni bir risk” şeklinde konuştu. 

İzmir’de yanarak hayatını kaybeden beş kardeşin durumu tartışma yarattı 

Bakan Göktaş, İzmir’de yanarak hayatını kaybeden beş kardeş için bakanlık ihmali iddialarına şöyle yanıt verdi:

“Çocuk istismarı iddialarıyla ilgili olarak herhangi bir ihbar bize ulaştığı an müdahalede bulunuyoruz. Sosyal incelemelerimizi gerçekleştiriyoruz. Gerekli tedbirleri alıyoruz. Ülkemizin neresinde olursa olsun tespit ettiğimiz an gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu süreçte ailelerle de yan yana yürüyoruz. Ev içinde ihtiyaçları tespit ediyor ve buna göre plan oluşturuyoruz. Bu şekilde 51 bin çocuğumuza ulaştık. Çocuklarımızın iyilik halinin sağlanması için yoğun bir çaba gösteriyoruz. İzmir’deki elim olay hepimizi yüreğini yaktı. Bakanlık personeli evi sadece bu yıl 18 kez ziyaret etmiş. Anne ve çocuklar arasındaki bağı görmüş. Çok zor bir karar çocuğu anneden ayırmak.”

Göktaş’ın sözleri üzerine komisyonda gerginlik çıktı. Başkan Muş, birleşime 20 dakika ara verdi.

Görüşmeler devam ediyor 

Göktaş, verilen aranın ardından şu şekilde devam etti:

“Kadın ve aile birbirinin yapı taşıdır. Biri olmadan diğeri olmaz. Bazı vekillerin kutsal aile diyerek aileyi küçümseyen tavırlarını gördük. Kadınları güçlenmesi toplumun ve ailenin güçlenmesidir. Kadınlar özgürse ve hakları korunuyorsa o evde çocuklar sağlıklı büyür. Kadına yönelik şiddetin olduğu bir ortamda güçlü aile bağların söz edebilir miyiz? Aile geleceği inşa eden en temel kurumdur. Yarının garantisidir.

Dünya bir kriz yumağındayken ülkemizde istikrar ve güveni sağlamak için çalışıyoruz. bu ülkenin en hassas konularını siyasi malzeme haline getirmeyin. Siyaset üstü düzlemde birlikte çalışalım. Kapımız sonuna kadar açıktır.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir