Nüfusun her geçen gün arttığı İstanbul, zaten sisli olan 23 Ocak sabahına bir de “kokulu” havayla uyandı. Evlerinden işlerine giden yurttaşlar, yalnızca sisli bir havayla karşılaşmadı. Sisin yanı sıra hava kirliliğine bağlı pus ve onu takip eden tuhaf bir koku da İstanbulluları endişelendirdi.

“SAĞLIK AÇISINDAN ÇOK SAKINCALI, ‘EVDEN ÇIKMAYIN”

“Air Quality Index”e, yani “Hava Kalitesi Index”ine göre İstanbul, bugün “Sağlık Açısından Çok Sakıncalı”.

Bu Index’e göre kirlilik puanları şöyleyken;

Orta: 20-49
Kötü: 50-99
Sağlık Açısından Sakıncalı: 100-149
Sağlık Açısından Çok Sakıncalı: 150-249

İstanbul’un hava kirliliği puanı 130’ları aşarak “Sağlık Açısından Çok Sakıncalı” kategorisine çok yaklaştı. Bu puan aralığının tanımı ise şu şekilde: “Sağlık üzerindeki etkileri risk altındaki bireyler tarafından anında hissedilebilir. Açık hava aktivitelerinden kaçınılmalıdır. Sağlıklı kişiler nefes alma güçlüğü ve boğazda tahriş hissedebilir. Evde kalmayı ve açık hava aktivitelerinizi başka bir zaman için yeniden planlamayı değerlendirin.”

HAVA KİRLİLİĞİ GÖRÜŞÜ DE ETKİLİYOR

Öte yandan İstanbul’da sisli ve puslu bir hava olsa da görüş açısındaki kaybın tek sebebi bu değil. Hava kirliliği, görüş açısını da oldukça etkiliyor. Bunun temel nedeni, havadaki; partikül maddeler, duman, toz, kükürt dioksit, azot oksitler gibi kirleticilerin havadaki ışığı saçması ve emmesidir. Bu durum görsel netliği azaltarak uzak mesafedeki nesnelerin daha az belirgin hale gelmesine de sebep oluyor…

HAVA KİRLİLİĞİNE KARŞI NE ÖNLEMLER ALINABİLİR?

Tabii ki birçok İstanbullu, hava kirliliği her ne kadar artmış olsa da hayatlarını devam ettirmek için evlerinden çıkmak zorunda… Kirli havada dışarı çıkanlar maske kullanabilir, mümkün olduğunca dışarıda geçirilen süreyi kısıtlayabilir, spor aktivitelerinden kaçınabilir, cildi kapatan kıyafetler giyebilir ve kapalı alana girdiğinde burun ve göz temizliğini daha özenli yapabilir.