‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atan üç teğmen daha hedefte: Siyasi talimata kılıf uyduruldu

CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı sonrası iktidarın hedef aldığı teğmenlerin ettiği benzer yemini iki hafta önce Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Genelkurmay Başkanı Metin Gürak’ın alkışladığına dikkat çekti. “Peki, iki hafta sonra ne değişti” sorusunu yönelten Bağcıoğlu, “siyasi talimatla teğmenler için kılıf uydurulduğunu” söyledi. Bağcıoğlu, teğmenlerin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilmesini Cumhuriyet’e değerlendirdi.

‘HAYSİYET CELLATLIĞI’

Tören sonrası iktidara yakın basının FETÖ kumpasları dönemini anımsatacak şekilde “haysiyet cellatlığı” ile manipülasyon yaptığını belirten Bağcıoğlu, kılıç çatma geleneğinin milattan öncesine uzanan bir tarihi olduğunu anlattı. Teğmenlerin metni, mezuniyet töreni sonrası devlet protokolünün ayrılışının ardından okuduğuna dikkat çeken Bağcıoğlu, “Bu yeminin, TSK’de yetişmiş ve halen milli savunma bakanımız olan Yaşar Güler’i ve Genelkurmay Başkanımız Org. Metin Gürak’ı rahatsız etmediğini ifade edeyim. Çünkü Güler ve Gürak bu törenden sadece iki hafta önce Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı yemin töreninde hem de resmi tören bölümünde, bu yeminde geçen sözleri coşkuyla alkışlamış ve bordo berelilerin yeni mensuplarını kutlamışlardır. Peki iki hafta sonra ne değişti? Değişen ne milli savunma bakanı ne de Genelkurmay başkanıdır. Değişen, Cumhurbaşkanından gelen ‘O kılıçları kime çekiyorsunuz. Bunun gereği yapılacak’ talimatını yerine getirme kaygısı ve telaşıdır” diye konuştu.

Teğmenlere yönelik başlatılan disiplin sürecinin haksız ve siyasi amaçlı olduğunu söyleyen Bağcıoğlu, CHP olarak sürecin sonlandırılmasını talep ettiklerini bildirdi. Bağcıoğlu, “Disiplin suçu değil, vatanseverlik. Atatürk’ün mirasını savunmaya devam edeceğiz. Atatürk, TSK’nin ebedi başkomutanıdır” ifadelerini kullandı.

ÜÇ TEĞMENİN DAHA İHRACI İSTENDİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, kılıçlı yemin töreninin ardından başlatılan soruşturmada, Teğmen Ebru Eroğlu, Teğmen İzzet Talip Akarsu, Teğmen Serhat Gündar ve Teğmen Deniz Demirtaş’ın dışında son olarak Teğmen Batuhan Gazi Kılıç’a da “TSK’den ayırma cezası verilmesi amacıyla” Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkine ilişkin tebligat yapıldığını duyurdu.

‘ATATÜRK’ÜN ASKERİ OLMAYAN HARBİYELİ DE SUBAY DA OLMAZ’

Teğmenlere “ihraç” istemiyle tebligat yapılmasına muhalefetten tepki büyürken AKP kanadından da destek mesajları geliyor. AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ın açıklamaları tepki çekti. Varank, teğmenleri “disiplinsizlik”le suçlarken 15 Temmuz darbe girişiminde rol alan ve “FETÖ”cü olmak suçlamasıyla ihraç edilen askerlerle kıyasladı. Varank, sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu: “Eski Harbiyeli olmak kimseye disiplinsizlik ve suç işleme özgürlüğü vermez! 15 Temmuz’da 251 vatan evladını şehit eden ve kahraman ordumuzdan ihraç edilen 150 general de harbiye mezunuydu.”

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kevser Ofluoğlu, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, bir Harbiyelinin hiçbir zaman cemaat, tarikat ve illegal yapılara dahil olmayacağını vurguladı. Ofluoğlu, “Sadakatle bağlı oldukları ise Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletidir. Yani Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olmayan Harbiyeli de olmaz subay da olmaz. Eski bir bakanın, subaylar disiplin kuruluna sevk edilmişken böyle talihsiz bir açıklama yapması kararı etkilemeye yönelik siyasi bir baskıdır ve doğru değildir” dedi.

Emekli Askeri Savcı Ahmet Zeki Üçok da sosyal medya hesabından şunları paylaştı: “15 Temmuz’da 251 vatan evladını şehit eden ve ihraç edilen 150 generalin tamamı; 2011-2015 yılları arasında başbakan ve Yüksek Askeri Şûra başkanı olarak görev yapan Erdoğan’ın oy ve onayıyla terfi eden general ve amirallerdir.”

‘BAĞLILIK, GÖREV VE SORUMLULUKTUR’

Barolardan Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrası “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan, iktidarın hedef gösterdiği teğmenlere destek geldi. Yürütülen ihraç sürecine yönelik 52 baro ortak açıklama yaptı. Açıklamada, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık bildirmek, subaylarımız için bir tarihi bilinç ve sorumluluktur” ifadeleri kullanıldı. Aralarında Ankara, İstanbul ve Adana barolarının da bulunduğu ortak açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde demokratik ve laik bir hukuk devleti ilkesi üzerine inşa edildiği anımsatılarak “Hukuka, yasalara ve vicdanlara aykırılık teşkil etmeyecek şekilde hareket edilmesi ve netice alınması en büyük temennimizdir” dendi.

DEVRİMLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR

Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) “Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine bağlılık soruşturma konusu edilemez” başlıklı açıklaması şöyle: “TSK mensupları için Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak anayasadan ve kanunlardan kaynaklı görev ve sorumlulukları gereğidir. Zira anayasamızın özü, lafzı ve ruhuyla Cumhuriyetin kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine dayanmaktadır. Kaldı ki TSK’ye son halini veren Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ü anmayı, onun ilke ve inkılaplarına sahip çıkmayı ‘TSK’nin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranış’ olarak kabul etmek akılla ve vicdanla bağdaşmayacağı gibi hepimizi derinden yaralayacak bir değerlendirme olur. Asıl kaygımız yaşanan bu sürecin orduya duyulan güveni derinden sarsacak nitelikte olmasıdır. Bu bakımdan da beklentimiz sürecin anılan kaygıları ortadan kaldıracak şekilde hukuka uygun şekilde yürütülmesidir. Türkiye Barolar Birliği olarak gelişmeleri yakından takip edeceğimizi, Cumhuriyetin kurucu değerleri ile Atatürk ilke ve devrimlerini yılmadan savunmaya devam edeceğimizi bir sefer daha kamuoyu ile paylaşırız.”

‘TEĞMENLERİN YANINDAYIZ!’

İzmir Barosu’nun “İfade özgürlüğü cezalandırılamaz, teğmenlerin yanındayız!” başlıklı açıklamasında, “Toplumun her alanı gibi ordunun da tekkeleşmesi, tarikatlaşması için çabalayan iktidar, bu alanda aykırı her sesi bastırmak istemektedir. Okulunu birincilikle bitiren kadın askerin Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olduğunu seslendirmesine gösterilen tavır, aslında iktidarın hiç hazzetmediği ve kazanımlarına saldırdığı Mustafa Kemal’e tahammülsüzlüktür” ifadeleri kullanıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir