Van Barosu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne dair açıklama yaptı. Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili basınla paylaşılan bilgilerin yanıltıcı olduğunu belirterek “Basın yayın organlarınca ölüm şeklinin suda boğulma ve intihar olduğu her ne kadar söylendiyse de bu hususun da yine gerçek dışı olduğunu bir kez daha belirtmek istiyoruz” dedi. Özaraz ayrıca “Dosya kapsamında bir gizlilik var. Hala bizlerin vakıf olmadığı delil ve araştırmalar var” ifadelerinin kullandı.
Sinan Özaraz şunları söyledi:
“Bildiğiniz üzere Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van Gölü kıyısında Rojin Kabaiş’in kaybolduğu uzun süreli aramalara rağmen 18- 19 gün sonra geçmesine üzerine Adli Tıp otopsi işlemlerini ve devamında tahkikatın devam ettiği bir süreçten geçtik. Bu hususta kamuoyunda çeşitli spekülasyonlar dönüyor. Dosya dışı bazı iddialar oluyor. Buna bir açıklık getirmek adına bugün burada bu basın açıklamasını yapıyoruz.
Dosyanın aşamasıyla ilgili kısa bir bilgilendirme yapacağım. Biz bunu öncelikle belirtelim. Biz Rojin Kabaiş’in kaybolduğu günden bu yana Van Barosu ve ailenin vekaletli avukatı olarak dosya sürecinin takipçisi olduk. Her aşamada bunu net bir şekilde belirttik. Yürütülen soruşturmada kafamızdaki şüpheler giderilmedikçe bu dosyanın intihar algısı oluşturularak kapatılmasının doğru olmayacağını belirttik. Dolayısıyla bu dosya sonuna kadar her türlü ihtimali değerlendirilerek soruşturmanın yürütülmesi gerektiği noktasında aile mutabıktır. Aileyle sürecin başından bu yana irtibatımız hiç kopmadan özellikle baromuz bünyesinde 7- 8 kişilik bizzat vekaleti olarak dosyanın takibi noktasında avukat ekibi kuruldu. Yine yönetim kurulunun da desteğiyle birlikte soruşturma aşamaları takip edildi.
‘YANILTICI BİLGİLERLE PAYLAŞILMIŞTIR’
Süreç içerisinde gizlilik nedeniyle açıklamadığımız vakıf olamadığımız birçok bilgi oldu. Yine bazı dönemler içerisinde özellikle otopsi raporunu alamadığımız ve adli tıp raporunun elimize ulaşmadan önce bazı basın yayın organlarında sızdırılmış şekilde paylaşılması noktasında o günde tepkimizi dile getirdik. Bugün bir kez daha şunu ifade etmek istiyoruz basına yansıyan gerek otopsi raporu gerek ise adli tıp raporu yanıltıcı bilgilerle paylaşılmıştır. Biz o günde ön otopsi raporunun bir intihar algısı oluşturulmasında hatalı olduğunu ‘herhangi bir darp yoktur’ söyleminin yanlış olduğunu nihai rapor gelmeden bu hususların netleşmeyeceğini belirtmiştik. Yine gelen adli tıp raporunda ise basın yayın organlarınca ölüm şeklinin suda boğulma ve intihar olduğu her ne kadar söylendiyse de bu hususun da yine gerçek dışı olduğunu bir kez daha belirtmek istiyoruz. Evet adli tıp raporunda ölüm sebebi suda boğulma olduğu belirtilmiştir. Ancak baromuzun hesaplarında yaptığımız açıklamadan da anlaşılacağı üzere bunun bir intihar mı? Ya da birileri tarafından mı gerçekleştiği hususu net değildir.
‘DOSYA KAPSAMINDA BİR GİZLİLİK VAR’
Yine bugün babayla bugüne kadar yürütülen tüm aşamanın istişaresini yaptık. Görüşmelerini gerçekleştirdik. Adli tıp raporuyla ilgili babaya ve ailenin diğer fertlerine bilgilendirilme yaptık. Daha sonrasında başsavcılıkla görüşme gerçekleştirdik. Başsavcılıkla yaptığımız görüşme aileye aktardıklarımız doğrultusunda aslında bugüne kadar yaptığımız açıklamaların dışında kamuoyunda iddia edilen hususlara itibar edilmemesi gerekiyor. Çünkü dosya kapsamında bir gizlilik var. Hala bizlerin vakıf olmadığı delil ve araştırmalar var. Yine gelen adli tıp raporunda eksik hususlar var. Avukatlar olarak bizlerin açığa çıkarılması gerektiği ihtisas kurulundan yeniden bazı hususların açıklığa kavuşturulması gerektiği taleplerimiz söz konusudur. Bu talepler netleşmedikçe kesinleşmedikçe bu konuda görüş bildirmek beyanda bulunmak yanlış olacaktır. Biz gizlilik kararı nedeniyle bütün bilgilere vakıf olmadığımızı tekrardan belirtiyor. İtirazlarımız ve taleplerimizin de dikkate alınarak ihtisas kurulundan gelecek yeni raporu beklemeden fikir beyan etmemiz doğru olmayacağını düşünüyoruz.
‘DELİLLERİN KARARTILMAMASI ADINA BİLGİLERİ SİZLERLE PAYLAŞIYORUZ’
Yine kamuoyundaki dosyanın takip edilip edilmediği, aileyle ilgili dosyayla ne kadar ilgileniyor spekülasyonlara son vermek adına baba ile birlikte bir kez daha şunu size açık ve net şekilde ifade ediyorum. Aile sürecin başından Rojin’in ölüm şeklini varsa faillerinin tespiti noktasında dosyanın ısrarcı bir şekilde takipçisi olduğunu bizlere beyan etti. Bugün buraya gelerek yine başsavcı ile yaptıkları görüşme ile de bunu net bir şekilde ortaya koydu. Yine başından beri Van Barosu’nun kurduğu ekip ile dosyanın takipçisi olduğunu aktardı anlattı. Bugün başsavcılık ile yaptığımız aileyle birlikte görüşme ile dosyanın ne kadar mücadeleci bir şekilde takipçisi olduğumuz aile tarafından da vakıf olunan bir durum haline geldi. Biz tekrardan net bir şekilde belirtiyoruz biz bu dosyanın güvenliğini faillerin tespiti noktasındaki delilerin karartılmaması adına gizliliğe önem vererek elimizden geldikçe açıklayabileceğimiz bilgileri sizlerle paylaşıyoruz. Ancak gizliliği güvenliği riske atmadan sürecin sonuna kadar aileyle birlikte takipçisi olacağımızı da bir kez daha belirtmek istiyorum.”
‘DOSYA KARAR VERİLMEK ÜZERE İLGİLİ MERCİYE GÖNDERİLMEMİŞTİR’
Rojin Kabaiş’in ölümü ve yaşanan sürece dair bilgilendirmeyi okuyan Van Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Zeyden Demir ise şu şekilde konuştu:
“Nizamettin Kabaiş tarafından Van Barosu Başkanlığı adına Avukat Sinan Özaraz’a çıkarılan vekaletnamede verilen yetki üzerine Kadın Hakları Merkezi’nde görev alan meslektaşlarımız yetki belgesiyle dosyaya dahil olmuştur. Rojin Kabaiş dosyası halihazırda içinde baro yönetim kurulu ve Van Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatların bulunduğu çalışma grubu tarafından titizlikle takip edilmektedir. Dosya hakkında verilen gizlilik kararına yasal süresi içinde savcılığa itiraz edilmiştir. Ancak itirazımızın üzerinden 25 günden uzun süre geçmiş olmasına rağmen dosya, karar verilmek üzere ilgili merciiye gönderilmemiştir.
ATK raporu dosya takip yetkisi bulunan Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatlar tarafından teslim alınmıştır. CMK’nın 153. Maddesi uyarınca kısıtlılık kararı olsa dahi bilirkişi raporları adı belirtilen kişiler ile paylaşılabilir ise de bu raporların kamuoyu ile paylaşılması dosyada bulunan kısıtlılık kararını ihlal edeceğinden raporun tamamını kamuoyu ile paylaşmamız mümkün olmamaktadır. Ancak raporun bir örneği aileyle paylaşılmış olup, aileye ayrıntılı açıklama da yapılmıştır.
‘DOSYANIN TAKİPSİZLİKLE KAPATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’
Raporun tespit bölümünde Rojin’in ölüm sebebi olarak suda boğulma tespit edilmiştir. Boğulmanın hangi yolla olduğu, ölümün intihar mı yoksa dışarıdan yapılan bir müdahaleyle mi olduğu, yine boğulmanın Van Gölü’nde mi olduğu yoksa göl dışında bir yerde boğulduktan sonra cansız bedenin göl içerisine mi bırakıldığı bilgisi yer almamaktadır. Otopsiye katılan gözlemci hekim ile yaptığımız toplantı üzerine ATK raporunda tespit edilen eksikliklerin tamamı ile ilgili savcılıktan taleplerde bulunulmuştur. Gerekli itirazlar yapılmıştır. 20 Kasım günü aileyle birlikte başsavcılık ile yüz yüze görüşülmüş ve yazılı olarak yapılan taleplerin tamamı başsavcıya da iletilmiştir. Aynı şekilde Rojin’in ailesinin dosya ile ilgili ilk elden bilgi alması ve sormak istedikleri soruların tamamının sorulması sağlanmıştır. Başsavcılıkla yapılan görüşmede taleplerimizin bir kısmını da içeren araştırma ve incelemelerin devam ettiği tarafımıza iletilmiştir. İlk günden itibaren belirttiğimiz üzere, Rojin’in ölümüyle ilgili değerlendirilmesi gereken tüm olasılıklar ile ilgili ayrıntılı incelemeler yapılıp dosyadaki maddi gerçeklik ortaya çıkarılmadan, yalnızca intihar etmiş olma olasılığı üzerinde durularak dosyanın takipsizlikle kapatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Van Barosu ve Kadın Hakları Merkezi olarak dosyanın sonuna kadar takipçisi olduğumuzu, kamuoyunu düzenli aralıklarla bilgilendirmeye devam edeceğimizi, kız kardeşimiz Rojin için adalet sağlanıncaya kadar dirençle ve titizlikle mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyoruz.”
Baba Nizamettin Kabaiş ise, “Sayın baro başkanı ve bütün vekillere baştan beri ilgilendikleri için teşekkür ederim. Baştan beri bizimle beraberdi. Rojin’in kaybolduğundan beri 2-3 sefer bizleri ziyarette bulundular. Avukatımız olarak dosyayı takip etti. Şimdiye kadar dosyayı takip etmiş gene de takip edecek. Van Barosu’na ve herkese teşekkür ederim” dedi.
(ANKA HABER AJANSI)