Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde Güvenlik Üst Düzeyde

HACETTEPE Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şule Ergün ve Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Kağan Mercan, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde kullanılan Rus teknolojisi 3+ Nesil VVER-1200 tipi reaktörler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Ergün, reaktörlerin tasarımının en güvenilir tasarım olduğunu söyledi. Dr. Mercan da, 3+ Nesil VVER-1200 tipi reaktörler, 3. nesil reaktörlere göre daha fazla güç üretebilen tasarımlar olmasının yanı sıra daha etkin güvenlik sistemleriyle donatılarak geliştirilmiş tasarımlardır” dedi.

Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şule Ergün, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde de (NGS) kullanılan Rus teknolojisi, 3+ Nesil VVER-1200 tipi reaktörlerin tasarımının, en güvenilir reaktör tasarımları arasında olduğunu söyledi.

ERGÜN: YENİ NESİL TASARIMLAR SÜRDÜRÜLEBİLİR NÜKLEER ENERJİ KULLANIMI İÇİN ÖNEMLİ BİR GELİŞME

3+ Nesil VVER-1200 tipi reaktör tasarımının, aktif güvenlik sistemlerinin yanı sıra pasif güvenlik sistemlerini de içerdiğini vurgulayan Prof. Dr. Ergün, “3+ Nesil VVER-1200 tipi reaktörü en gelişmiş güvenlik sistemlerine sahip. Böylece, bir kaza halinde santralin uzun süre devre dışı kalması durumunda yakıtın erime riski ve çevreye radyoaktif maddelerin yayılma miktarı büyük ölçüde azaltılmaktadır. Benzerleri işletme ve inşaat halinde olan bu yeni nesil tasarımların uygulanması, daha ekonomik ve daha sürdürülebilir nükleer enerji kullanımı için önemli bir gelişme olarak ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’NİN ENERJİ İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAN ÖNEMLİ BİR PROJEDİR’

‘Kendi kendini koruma’ özelliğine sahip VVER-1200 reaktörlerin, su yavaşlatıcılı, basınçlı su soğutmalı, yüksek ısıl verimli ve uzun süreli çalışabilen ulusal enterkonnekte sistemde devamlı elektrik sağlayan baz santral görevini üstlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Ergün, şöyle konuştu:

“Bu reaktörler, önceki nesil reaktörlerle kıyasladığında birçok avantaja sahiptir. Akkuyu NGS’deki VVER-1200 reaktörleri, güvenlik, modern teknoloji, ekonomik katkı ve çevresel etkiler açısından bakıldığında Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarını karşılayan önemli bir projedir. Kötü hava koşulları, uçak çarpması, deprem, siber-elektromanyetik saldırı ve tsunami gibi tehlikelere karşı gelişmiş güvenlik sistemleriyle donatılan Akkuyu NGS’deki VVER-1200 reaktörlerinde, radyasyonun dışarıya sızmasını engelleyecek bir iç kabuk ve reaktörü doğal ve insan kaynaklı dış etkilere karşı koruyacak bir dış kabuk bulunacak.”

‘NÜKLEER SANTRALLERE OLUMSUZ BAKIŞ İYONLAŞTIRICI RADYASYON ALGISIYLA İLİŞKİLİ’

Toplumun, nükleer santrallerle ilgili olumsuz yaklaşımının, aslında iyonlaştırıcı radyasyonu algısıyla ilişkili olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Ergün, “Nükleer santrallerde oluşan radyoaktif fisyon ürünleri, toplumumuzda doğal olarak bir ‘radyasyon’ korkusuna neden olmaktadır. Nükleer santrallerden kaynaklanan iyonlaştırıcı radyasyonun yanı sıra cep telefonları gibi cihazlardan maruz kaldığımız iyonlaştırıcı olmayan radyasyon konusunda da insanların endişeleri bulunmaktadır. Ancak, farklı radyasyon türlerinin hangi dozlarda insan sağlığını nasıl etkilediği konusunda yeterli bilgiye sahibiz. Ayrıca, radyasyonun tıbbi ve endüstriyel uygulamalarının artmasıyla elde edilen veri birikimini halkımıza aktarmamız önemlidir” ifadelerini kullandı.

MERCAN: 3+NESİL VVER-1200 REAKTÖRLERİ ETKİN GÜVENLİK SİSTEMLERİYLE DONATILMIŞTIR

Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Kağan Mercan da, “3+ Nesil VVER-1200 tipi reaktörler, 3. nesil reaktörlere göre daha fazla güç üretebilen tasarımlar olmasının yanı sıra daha etkin güvenlik sistemleriyle donatılarak geliştirilmiş tasarımlardır” dedi.

Bu tasarımların aktif güvenlik sistemleriyle birlikte, elektrik gücü kullanmadan pasif kullanılabilen güvenlik sistemlerini de barındırdığına dikkati çeken Dr. Mercan, şu şekilde konuştu:

“Bu pasif güvenlik sistemlerinin çalışma prensibi, normal işletim sırasında elektrik gücüyle devre dışı tutulmalarına dayanır; ancak santral kararması gibi elektrik kesintisi durumlarında, yerçekimi veya basınç farkları sayesinde otomatik olarak devreye girerek nükleer santral kazasını veya etkilerini geciktirmeyi amaçlar. Akkuyu NGS tasarımında da ani basınç düşmelerinde kordaki bütünlüğü korumak için sisteme soğutma suyu verecek 4 adet pasif akümülator, basınç yükselmelerine karşı pasif basınç düşürme valfleri, olası kaza senaryolarında açığa çıkacak hidrojenin kontrol dışı yanmaması ve patlamaması için otomatik karıştırıcı ile yakıcılar ve erime olması durumunda eriyik maddeleri hapsedecek kor tutucu bulunmaktadır. VVER-1200 tipi reaktörde bulunan fazladan akümülatörler, kazanın hızlıca bitirilmesi veya ilerleyişini yavaşlatması açısından önem arz etmektedir. Bununla beraber, sadece Tianwan nükleer güç santrali (VVER-1000 tasarımlı) ve VVER-1200 tipi reaktörlerde bulunan kor tutucu, kazanın muhtemel ilerleyişini yavaşlatacak ve radyoaktif maddelerin toprağa karışmasını önemli ölçüde engelleyecektir.”

‘AKTİF VE PASİF GÜVENLİK SİSTEMLERİ, KAZALARIN ETKİLERİ GÖRÜLMEDEN DURDURMAK ÜZERİNE KURGULANDI’

3+ Nesil VVER-1200 reaktörlerdeki tecrübelerin, yeni tasarlanan büyük ölçekli ve küçük modüler reaktörlerde pasif güvenlik sistemlerinin ön planda tutulmasını sağladığının altını çizen Dr. Mercan, “Bunlara ek olarak insan hatası ihtimalini azaltması, sistemin doğal soğutma yöntemleri kullanması ve reaktör soğutma sistemlerinin basitleştirilmesiyle yeni standartların oluşması sağlanmıştır. Bu da, nükleer santrallerin güvenliğinin birbirinden bağımsız ve her koşulda sağlanabilecek tasarımlar elde edilmesiyle, toplumun gözünde nükleer reaktörlere karşı algıyı değiştirme potansiyelini ortaya çıkarmıştır. Türkiye’de inşa edilen nükleer reaktörlerin sahip olduğu aktif ve pasif güvenlik sistemleri, kazaların etkileri görülmeden önce durdurmak üzerine kurgulanmıştır” diye konuştu.

Toplumda, nükleer santrallerin çevreye radyasyon yaydığı ve sulara radyoktif deşarj yapıldığına dair yanlış inanışlar bulunduğuna da dikkati çeken Dr. Mercan son olarak, “Bu tesisler düzenli olarak yapılan görüntüleme ve ölçümlerle ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarca takip edilmekte, doz değerleri paylaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir