Sakarya’nın Akyazı ilçesinde yaşayan ev hanımı Gülay Beşir, Friedreich ataksisi (FA) hastası oğlu ve kızının eğitim hayatlarında başarılı olabilmesi için çocuklarını bir an olsun yalnız bırakmıyor.
Akyazı’nın Topağaç Mahallesi’nde yaşayan 4 çocuklu Beşir ailesinin 2 çocuğu, küçük yaşlardan bu yana genetik kas hastalığı Friedreich ataksisi ile mücadele ediyor. Çocuklarının eğitim hayatlarında hiçbir şeyden geri kalmasını istemeyen anne Gülay Beşir, oğlu Mahmut ve kızı Nazlı Beşir’i hafta içi her gün eğitim gördükleri üniversitelere götürüp getiriyor.
Anne Beşir, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Akyazı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Yönetim ve Organizasyon Bölümü Sağlık Kurumları İşletmeciliği Programı’nda okuyan 24 yaşındaki oğlu Mahmut ile Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik Bölümü öğrencisi 19 yaşındaki kızı Nazlı’ya eğitim yolculuklarında eşlik ediyor.
Akyazı ilçesi ile Düzce arasında çocuklarının eğitimi için her gün yolculuk yapan 48 yaşındaki anne Beşir, AA muhabirine, çocuklarına zaman ayırmaktan keyif aldığını ve hiç yorulmadığını dile getirdi.
Çocuklarının sağlıklı doğduğunu ancak oğlu 5 yaşlarındayken hastalığın belirtilerinin görülmeye başlandığını anlatan Beşir, uzun süren hastane süreçlerinde 3 yılın sonunda Mahmut’a Friedreich ataksisi hastalığı tanısı konulduğunu söyledi.
Oğluna tanı konulduğunda kızına hamile olduğunu ve onun da aynı yaşlardayken aniden düşme gibi hastalık emareleri gösterdiğine işaret eden Beşir, şunları kaydetti:
“İlk iki çocuğumda bir şey yok, gayet sağlıklılar. Mahmut yaşına gelmeden yürümeye başladı hiçbir problem yoktu. Düştüğünde hiç tahmin edemedim çünkü ailede böyle bir rahatsızlık yok. Annem, ‘Bu çocuk neden düşüyor, düşmemesi lazım, bayağı büyüdü artık.’ dedi. Hastaneye götürdüğümde doktor, refleksine bakmak için dizine vurduğunda oğlumun ayağı kalkmadı. Lisede köye kadar bisikletle gidip, oradan dolmuşa biniyordu. Skolyozu vardı, ameliyat geçirdi. Uzun süre yatınca bir daha yürüyemedi. Düşüyordu ama kendi ihtiyacını görüyordu, futbol oynuyordu.”
Oğlunu okuldan aldıktan sonra kızını da Düzce’ye üniversiteye götürdüğünü aktaran Beşir, “Oğlumu her sabah okula getiriyorum, ders bitimine yakın mesaj atıyor, alıyorum tekrar. Mahmut’u eve götürdükten sonra, Düzce Üniversitesinde ikinci öğretim okuyan kızımı götürüyorum, mesafeden dolayı orada bekliyorum. Bu tür çocuklara destek olunca, onların da her şeyi yapabileceğini insanların bilmesi gerekiyor ve herkes çok yardımcı olmaya çalışıyor.” diye konuştu.
Mahmut’un hayali, sağlık kurumlarında idareci olmak
Tekerlekli sandalyeye bağımlı olmasına rağmen okulunu aksatmayan Mahmut Beşir, Sağlık Kurumları İşletmeciliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi olduğunu belirtti.
Annesinin otomobille okula götürüp getirdiğini, onun işi olduğu zamanlarda babasının yardımcı olduğunu vurgulayan Beşir, “İdareci, yönetici olmak istediğim için bu bölümü tercih ettim. EKPSS’de bu bölümün atamalarının daha kolay olduğu yönünde bilgi de aldım. Üniversiteyi bitirdikten sonra hastanelerde yönetici olarak çalışmak istiyorum. İnsanlar çok nazik davranıyorlar, hocalarım gayet anlayışlılar.” ifadelerini kullandı.
Akyazı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Mükremin Uzer de öğrencisi Mahmut’un dersi dinleme, anlama, not alma, sınavlardaki başarı konusunda diğer öğrencilerden daha önde olduğuna dikkati çekerek, “En büyük artı ailede. Aile destek olmazsa bu tür bireyler için hayat biraz daha zorlaşıyor. Aile takdiri hak ediyor, bunun yanında biz de okul olarak üstümüze düşeni başta Engelsiz Koordinatörlüğü olmak üzere yerine getiriyoruz.” dedi.