AP Türkiye Raportörü Sanchez’den DEM Parti’ye ziyaret: ‘Bu siyasi sürecin düşmanı da çok’

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Sanchez Amor, yeniden raportör olarak seçilmesinin ardından ilk Türkiye ziyareti kapsamında Ankara’ya geldi.
AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Genel Merkezi’nde bir araya geldi. DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, Sanchez’i karşıladı. Görüşmeye yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Eş Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Eş Başkanı Mehmet Karayılan da katıldı.

Görüşmede, Türkiye’de ve Suriye’de yaşanan son gelişmelerin yanı sıra Türkiye’deki belediyelere kayyım atanması konusunun ele alındığı belirtildi. Görüşme yaklaşık 1 saat 10 dakika sürerken, sonrasında açıklama yapılmadı. Sanchez, görüşmeden sonra DEM Parti Genel Merkezi’nden ayrıldı.

Amor bu görüşmeden önce gazetecilerle Avrupa Birliği (AB)- Türkiye Delegasyonu binasında düzenlenen basın toplantısında bir araya geldi. Amor burada, “Kürt sorununa dair yeni bir sürecin başlayacak olmasından memnunuz” sorusuna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tutumunu takdir ettiklerini söyleyerek “Birkaç yıl önce görüşmüştük, tekrar görüşmeyi çok isterim. Çünkü çok olumlu bir rol üstleniyor. Bu siyasi sürecin düşmanı da çok” cevabını verdi.

Amor burada şu açıklamaları yaptı:

‘KATILIM SÜRECİNDE HERHANGİ BİR KESTİRME YOK’

Raportör Amor, AB’ye katılım sürecinin normatif bir süreç olduğunu söyleyerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Katılım sürecinde herhangi bir kestirme yol yok. Türkiye diğer tüm aday ülkeler gibi gerekli koşulları yerine getirmeli, fasıllardaki kıstasları yerine getirmeli. Türkiye’de kamuoyunun yetkililerden aldığı mesaj şu, üyelik konusunda engellerin yaşandığı çünkü dış politika ve güvenlik açısından herhangi bir netlik yok. Ancak AB açısından bakıldığında katılım yalnızca demokratik standartlarla ilgili bir konu. Üyelikle ilgili farklı yaklaşımlar var. Türkiye’nin jeopolitik önemi belirtiliyor ama AB için katılım hiçbir zaman jeopolitik önemle ilgili olmadı. Katılım süreciyle ilgili kimi suçlayacağız? Katılım sürecini kim engelliyor? Bu süreci Türkiye engelliyor. Çünkü Türkiye demokratik standartların düzeyiyle ilgili tartışmalara girmekten kaçınıyor ve her zaman bu alandaki eksikliği jeopolitik önem ve başka konulardaki açıklamalarla telafi etmeye çalışıyor. Bakan Fidan, AB’den netlik, kararlılık ve sonuca odaklı yaklaşım beklediklerini söylemişti. Ben netlik ve kararlılık sunmaya hazırım. AB hâlâ demokrasiler kulübü. Katılım sürecinin özünde demokrasi prensipleri bulunuyor. Demokrasiyle ilgili konuları tartışmaktan kaçınmak için öne sürülecek başka şeyler yok. Hiçbir kestirme yol yok. Ukrayna, Moldova ve Balkan ülkeleri gibi diğer aday ülkeler için de geçerli.”

Amor, hazırladığı raporun Türk medyasında nasıl haberleştirildiğine dikkat çekerek, raporun hükümet yanlısı medyada sadece olumlu yanlarına yer verilirken, muhalif medya kuruluşlarında sadece demokratik standartların eksikliğine odaklandığını kaydetti. Amor devamında, “Lütfen kamuoyuna raporun içeriğinin tümünü yansıtmaya çalışın. Raporda eleştiriler olduğu gibi olumlu şeyler de var” dedi.

‘TUTUKLAMA GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GELECEĞİNE DE BİR DARBEDİR’

Katılım sürecinin özünde demokratik standartların olduğunu anımsatan Amor, “Şu anda Türkiye’deki demokratik standartlara bakıldığında tam bir felaket söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Bu değerlendirmeyi sadece AB yapmıyor. AGİT, Avrupa Konseyi ve birçok başka kuruluşun da demokratik standartlar, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı gibi konularda aynı şekilde değerlendirme yaptığını görüyoruz” dedi. Bu değerlendirmelere bakıldığında hukuk devletinin yokluğu, Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamaması, Can Atalay kararının uygulanmaması gibi bulguların yer aldığını kaydeden Amor, DİSK Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan’ın tutuklanmasına dair, “Bir sendika başkanının tutuklanması Gümrük Birliği’nin geleceğine de bir darbedir. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu konuşulurken bir sendika başkanının tutuklanması iyi bir adım değil” diye konuştu.

Terörle mücadele kanunun istismar edilerek avukatlara, doktorlara, gazetecilere, belediye başkanlarına hatta kız çocuklarına karşı kullanıldığını ifade eden Amor, “Bu durum Türkiye için utanç kaynağıdır” dedi. Amor, gizli tanıkların kullanılması, etki ajanlığı kanun tasarısı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun medya kuruluşlarına yönelik para cezaları ve Cumhurbaşkanı’na hakaret ile ilgili düzenlemenin orantısız kullanımını da eleştirdi.

‘OLGUNLAŞMAMIŞ DEMOKRASİLER İSTEMİYORUZ’

AB’nin bir parçası olma yönünde Türkiye’nin siyasi bir iradesi olup olmadığı hususunda, meselenin dronelar, Kavala davası, Etiyopya-Somali arasındaki arabuluculuk çabaları değil basın özgürlüğüne bakılması gerektiğini vurgulayan Amor, “Üyelik için kısa yol bulabilmek adına başka konuları ortaya sürmemek gerek. Çünkü AB hâlâ bir demokrasiler kulübü. AB içinde daha az olgun ya da olgunlaşmamış demokrasileri istemiyoruz. Çünkü AB’nin kendi içinde de sorunlar var. Bazı üye ülkelerin toplumları demokrasi açısından daha hazır değilken üye olmuşlardı” diye konuştu.

‘EKONOMİ POLİTİKALARIYLA İLGİLİ POZİTİF ŞEYLER DE VAR’

Raporunda ekonomiyle ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi politikalarıyla ilgili pozitif gelişmelerin olduğunu kaydeden Amor, “Hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlar konusunda ilerleme olmayışı sayın Şimşek’in dışarıdaki inanılırlığını da zedeliyor” dedi.

‘TÜRKİYE NE ZAMAN DARBE DEFTERİNİ KAPATIP NORMALE DÖNECEK’

Kayyım atamalarını eleştirdiğini kaydeden Amor, atamalarda asıl sorunun seçilmiş belediye başkanlarının başka bir partiden kişiyle değiştirilmesi olduğuna dikkat çeken Avrupa Parlamentosu Raportörü Amor, “Halkın sergilediği siyasi iradenin, bu iradeyle seçtiği başkanın kaybeden partiyle değiştirilmesi. Kayyum sistemi darbe sonrasında istisnai bir uygulama olarak getirilmişti. Kayyum sistemi teoride FETÖ’cülerle mücadele için oluşturuldu fakat hiçbir zaman onlara karşı kullanılmalı, daha ziyade muhalefet partilerinden olan belediye başkanlarına karşı kullanıldı. Türkiye ne zaman darbe defterini kapatıp normale dönecek? Bir belediye başkanının değiştirilmesi gerekiyorsa yerine gelecek kişinin aynı partiden olması lazım” değerlendirmesini yaptı.

‘BAHÇELİ İLE TEKRAR GÖRÜŞMEYİ ÇOK İSTERİM’

“Kürt sorununa dair yeni bir sürecin başlayacak olmasından memnunuz” diyen Amor, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tutumunu takdir ettiklerini söyledi. Amor, “Birkaç yıl önce görüşmüştük, tekrar görüşmeyi çok isterim. Çünkü çok olumlu bir rol üstleniyor. Bu siyasi sürecin düşmanı da çok. PKK’nın fabrikadan ayrılan sözde koruduğu işçileri öldürdüğünü asla unutmayacağım. Teröristler ile diğer barışçıl ve kalıcı bir siyasi çözüm getirmeye çalışan kişiler arasında da bir ayrım yapılmalıdır” diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını yanıtlamadan önce Amor son olarak Türkiye ile Yunanistan ilişkilerindeki gelişmelerden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Sınır komşusu olan ülkelerin geleneksel ilişki düzeyine tekrar gelmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.

‘TÜRKİYE BİR ADAY ÜLKE VE BÖYLE DAVRANILMALI’

Amor, bir gazetecinin Avrupa Komisyonu Başkanı’nın neden Türkiye’den aday ülke olarak bahsetmediği sorusu üzerine “Katılım süreci çok iyi durumda değil ama ben Türkiye’nin aday ülke olarak zikredilmemesini alenen eleştirdim. Çünkü Türkiye bir aday ülke ve böyle davranılmalı” dedi.

Suriye konusunda bütün dünyanın dikkatinin Türkiye üzerinde olduğuna dikkat çeken Amor, “Bence dikkatler bu kadar üzerinizdeyken bu fırsatı kaçırmayın. Fidan ve Erdoğan da ilişkilerin yeniden canlandırılması konusunu vurguluyor. Ancak bunu yapabilmek için dronelardan değil demokrasiden bahsetmemiz gerekiyor. Katılım süreci için bu şekilde bir mücadele verilmezse aslında vazgeçmiş oluyorsunuz. Çünkü üçüncü bir ülke halini alıyorsunuz, bu üyelikten çok farklı” ifadelerini kullandı.

‘KAVALA’YI UNUTUN BEN ÇOK İYİ ARABULUCUYUM’ DEMEKLE OLACAK BİR ŞEY DEĞİL’

Türkiye’nin Rusya yaptırımlarına katılmaması ve Hamas’a bakış açısıyla ilgili soru üzerine Amor, “Gerek Ukrayna ve Rusya arasında gerek Somali ve Etiyopya arasındaki arabuluculuk çabalarını takdir ediyoruz. Türkiye’nin diplomatik çabalarını biz her zaman takdir ediyoruz. Fakat bunun katılımla bir ilgisi yok. ‘Kavala’yı unutun ben çok iyi bir arabulucuyum’ demekle olacak bir şey değil” yanıtını verdi.

‘YARDIMA HAZIRIZ’

Raportör Amor, AİHM kararlarını uygulanmaması yönünde Türkiye’ye yönelik eleştiriler ve AİHM kararlarının uygulamayan diğer ülkelerin olduğunun anımsatılması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

“‘Onlar uymuyor biz de uymayalım’ yaklaşımı olur. Dava sayısına bakıldığında yanılmıyorsam Türkiye’nin AİHM’de bine yakın davası var. En fazla dava Türkiye’ye karşı olan davalar. Böyle mi resmedilmek istiyorsunuz? Her ülkenin davası var fakat sorun şu ki, Türkiye’nin davaları siyasi.

Diğer ülkeler gibi ya da bu şekilde devam etmek istiyorsanız üyelikten vazgeçin. Çünkü egemen bir ülkesiniz ve istediğiniz toplumu modeli Avrupa modeli mi olsun Rusya modeli mi olsun, bunun kararını siz vereceksiniz. İnsanların cezaevinde öldüğü, gazetecilerin ve muhaliflerin yargılandığı bir model mi? Buna karar verecek olan sizsiniz. Demokratik bir toplum modeli istiyorsanız biz bunun inşası için yardıma hazırız.”

(ANKA HABER AJANSI)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir