Anayasa Mahkemesi (AYM), operasyon sırasında bir askeri aracın karıştığı kazada hayatını kaybeden askerin yakınları tarafından açılan davada önemli bir karar aldı. AYM, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un 6. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “ve manevi” ibaresini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.
Bu karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin, askerin ölümüne neden olan kaza ile ilgili açılan maddi ve manevi tazminat davasında, ödenecek tazminatın sadece maddi zararları karşılayacağına işaret eden bir değişiklik anlamına geliyor. İptal edilen düzenleme, “Ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı, uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır” şeklindeki ifadeyi içeriyordu. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, söz konusu düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesini sağladı ve karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
AYM, itiraza konu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verdi. AYM’nin kararında, şu ifadeler yer aldı:
“2330 sayılı Kanun’un itiraz konusu kuralların da yer aldığı 6. maddesinde anılan Kanun kapsamında ödenecek nakdî tazminat ile bağlanacak emekli aylığının hem maddi bem de manevi zararların karşılığı olduğu belirtilmekte, ayrıca yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu Kanun hükümlerine göre ödenen nakdî tazminat ile bağlanmış bulunan aylıkların gözönünde tutulacağı öngörülmektedir.
Bununla birlikte ödenen nakdî tazminat ile bağlanmış bulunan emekli aylıklarının aynı olaya ilişkin olarak açılacak tazminat davalarında hükmedilecek miktarın belirlenmesinde dikkate alınabilmesi için anılan ödemelerin ne kadarının maddi ne kadarının manevi zarar karşılığı olduğunun mahkeme tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Öte yandan söz konusu ödemelerin hangi zarara karşılık yapıldığının ilgili kişi tarafından bilinmesi de açılacak davalarda tazminat taleplerinin ileri sürülmesi bakımından önem taşımaktadır. Bu yönüyle ödemenin niteliğinin idare tarafından belirtilmesi veya mevzuatta açıkça gösterilmesi gerekir. Aksi durum kişiler yönünden hak kayıplarına yol açan uygulamalara neden olabilecektir.
Kurallarda idarece ödenen tutarların bir kısmının manevi zarara karşılık yapıldığı ve yargı mercilerince de manevi zarar karşılığı tazminata hükmedildiği takdirde bunun dikkate alınması gerektiği belirtilmekle birlikte bu tür ödemelerin ne kadarlık kısmının manevi zarara karşılık yapıldığı ile ödemenin niteliğinin idare tarafından belirtilmesi gerektiğini ortaya koyan herhangi bir güvenceye ya da ölçüte yer verilmemiştir.
Bu itibarla idarece maddi ve manevi manevi zarar karşılığı yapılan ödemenin ne kadarlık kısmının manevi zarar kapsamında olduğunu ortaya koyan ve bu ödemelerin niteliğinin ilgililer tarafından anlaşılmasını sağlayan herhangi bir güvence ve ölçüt içermeyen kuralların belirli olduğu söylenemez
Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptalleri gerekir.”