Bahçeli: Sınırlarımızın dibinde oynanan karanlık oyunların son sahnesi Türkiye’ye kurulmak isteniyor!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Siyasetimizin istikametini çizen irade ve ifadesini temin eden iki ana damar vardır. Birincisi milli ve manevi değerlerle bağdır ikincisi tarihin ve coğrafyanın zorluklarıyla birlikte asırlar içinde üst üste yığılan zorunluluklar mecburluluğudur. Biz siyaseti vakit doldurmak maksadıyla yapmıyoruz, bir siyaseti gelip geçici heyecanın tatbiki amacıyla düşünmedik, hakka inandık hakikate bağlandık, halkımızla yek vücut olduk. Ahlaki ve vicdanı tutarlılığımızı zaaf göstermeden koruduk. Önce vatan, millet dedik. Ortak akılla geleceğin fırsatlarını tehdit ve temayüllerini birer birer analiz edip politik önermelerimizi belirledik. Milletin vuran nabzını ruhumuzda duyuyoruz.
“Bir ve birlikte hilale doğru mesafe aldıkça öngörülen tehlikeli akıntılar kurutulacaktır. Artık felaketlerin şiirleri yazılmasın. Ağıtlar yakılmasın. Bir ve birlikte hilale doğru el ele verelim. Bir ve birlikte hilale doğru yol alışımızın, kardeşliğimizin pekişmesi amacına mahsustur.
“Aranan huzur ve sükûnete kavuşmak hedefimiz olmasın mı! Niyazım o dur ki müebbet bir barış ve bahar havası hakim olsun şu aziz vatanda yüreklerin vatanda yüreklerin bağrında çiçekler açsın.
“MHP saha çalışmalarına milletle kucaklaşmaya ayrımcılığı dışlayarak şevkle devam edecektir.
“Sınırlarımızın dibinde oynanan karanlık oyunların son sahnesi Türkiye’ye kurulmak istenmekte!”
“Türkiye’nin çevresi aynı zamanda çatışmaların ağır bastığı, anlaşmazlıkların derinlik kazandığı sancılı bir bölgedir. Bu bölgeden kaynaklanan çok katmanlı istikrarsızlık ortamının ülkemize ihracını zamanında engellemek asli bir mesele olmalı. Zira sınırlarımızın dibinde oynanan karanlık oyunların son sahnesi Türkiye’ye kurulmak istenmektedir. Çatışmaların çözümünde başvurulan geleneksel formların temelinde tartışmalı çıkarların müzakere edilebilir ve uzlaşmanın taraflar arasında var olan güç dengelerine bağlı olarak sağlanabilmesi yer almaktadır. En azından iddia edilen varsayımlar bunlardır ne var ki farklı bahanelerle patlak veren envaiçeşit çatışmanın kalıcı ve köklü çözümlerle buluşmadığı da ortadadır.
“İsrail’e yaptırım uygulanmalı, önleyici tedbirler hayata geçirilmelidir”
“Mesela İsrail, Lübnan’a ateşkes önerisi sunmasından kısa bir süre sonra Beyrut’u havadan vurdu. Soykırıma her gün yenileri ekleniyor. Gazze’de sivillerin olduğu alana yağdırılan bombalar 100’e yakın masumun ölümüne yol açtı. Zalimlerin hesap vermesi gerekiyorken, hâlâ bir arpa boyu mesafenin alınmaması ürkütücü bir skandal değil midir? İsrail’e soykırım suçlarından hesap sorulması bir adalet konusu ve demokrasi namusudur. İsrail’e yaptırım uygulanmalı, önleyici tedbirler hayata geçirilmelidir.
İsrail ile ticaret iddiası
“Gerçeği çarpıtmak amacıyla yalan ve iftira cephaneliğine yığınak yapan bazı siyasetçiler ve sözde uzman geçinen garabet yuvaları Türkiye’nin İsrail ile ticareti sürdürdüğünü ileri sürmüşlerdir. Hâlbuki Türkiye İsrail’le ilgili ticaret sayfasını 2 Mayıs 2024 tarihinden geçerli olmak üzere tüm ürünlere kapsayacak şekilde kapatmıştır. Yapılan resmî açıklamalar sabittir ve kuşkulu bir yanı da yoktur. 2 Mayıs’tan itibaren İsrail’e yönelik ithalat ve ihracat için tescil edilmiş hiçbir gümrük ibaresinin olmadığı açık seçik ortadadır. Ülkemizi töhmet altında bırakma çabası olsa olsa Türkiye’ye husumettir. Bu tip bir muhalefet anlayışının demokratik niteliğinden bahsetmek bizatihi demokrasiye hakarettir. Ayıplı ve ahlaksız siyasetin acıklı numunesini görmek ve tanımak isteyenlerin, Türkiye’ye karşı açılan Siyonist cepheye sırtını yaslayan kıdemli ve gedikli müfterilere bakmaları yeterlidir.
İsrail tepkisi
Türkiye cumhuriyeti zulmün fermanını yazan soykırım dilini konuşan iblise yoldaşlık eden bu devrin seri katillerine asla sessiz ve seyirci kalamaz.
Ayrıntılar gelecek…