Suriye’de 27 Kasım’da rejim karşıtı terör örgütü HTŞ ve Suriye Milli Ordusu (SMO) ile Beşar Esad güçleri arasında çatışmalar yaşandı, Halep, Idlib, Hama ve Humus gibi en büyük illeri karşıtların eline geçti.
7 Aralık’ta başkent Şam’da kontrolü tümüyle kaybeden diktatör Esad ülkeden kaçtı.
Yaşanan süreçte Suriye’de gelecek belirsizliğini de korurken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NTV’de katıldığı canlı yayında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Hakan Fidan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“*Biz sorundan önce de sonra da Suriye halkının iyiliğini düşündük. Uzun vadede bu konuda iyi bir noktaya geldik.
*Zaman zaman çok karamsar noktalara geldiğimiz anlar oldu. İdlib’e çekilmemiz vs tüm bu süreçlerde çok ciddi kararlar almamız gerekti. Türkiye bu süreçte terörle mücadelesini iyi bir şekilde yaptı.
*Biz Suriye’deki iç savaştan dolayı ev sahipliği yaptık. Suriye Milli Ordusu desteklenmeseydi, Suriye muhalefeti yok edilmekle kalmazdı milyonlarca mülteci Türkiye’ye gelirdi.”
*Türkiye riskleri görüyordu. Bizim niyetimiz Suriye halkını mutlu eden bir Suriye’nin ortaya çıkması.
‘REJİM DESTEK GÖRSEYDİ KANLI OLABİLİRDİ’
*Aslında son 2-3 yıldır rejim çok zayıftı. Yapılması gereken en hayeti konu Rusların hayati olarak denkleme girmemeleriydi. İran Dışişleri Bakanı geldi, Ruslar ve İranlılarla bir araya geldik bazı konuları konuştuk. Rejim destek görseydi çok kanlı olabilirdi. Ruslar ve İranlılar baktılar ki bunu sürdürmenin bir anlamı yok, yani bi muhalefetin üstün cesareti ile ilerleyen bir haremat oldu. Biz odaklı görüşmeler sürdürerek bunun kansız olmasının yolunu açtık.
*Risk her zaman var, onun için yapıcı davranmak gerekiyor. Biz bu konuda çok duyarlıyız. Gereken diplamatık ve istihbari adımları atmak gerekiyor.
*İsrail burada olabilecek en kötü senaryoyu belirleyip tedbir paketi geliştirmiş. Esad rejiminin kabiliyetlerini İsrail biliyordu. İsrail yeni yönetimin durduğu yerden emin olmadığı için bir strateji geliştirdi. Bu strateji çok tehlikeli bir starteji, kendilerine haber yolladık, artık bi noktaları bombalamaktan vaz geçin.
*Bizim pozisyonumuz değişmedi. ABD’den ve bazı Avrupa ülkelerinden muazzam bir destek almıştır PKK. Suriyeli Muhalifler yıllardır savaşıyorlar, bundan sonra Şam’daki yönetimin atacağı adamlar neticesinde YPG’nin çk fazla bir zemin bulamayacağını düşünüyoruz.
*YPG’nin ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Biz Suriye’deke kardeşlerimizin kendi topraklarındaki tehditi elemine etmesini bekleyeceğiz. Bir an önce Suriyeli olmayan YPG içindeki unsurların ülkeyi terk etmeleri gerekiyor. YPG’nin bütün komuta kademesinin de ülkeyi terk etmeleleri gerekiyor. Daha sonra kalanların silahlarını bırakıp yaşamayı sürdürmeleri gerekiyor.
Batılılar DEAŞ’lı olanları kendi vatanlarına getirmemek için başka bir terörist örgütü kullanıyorlar, bunun bize ürettiği yükü umursamıyorlar. Avrupalı devletlerin kendi DEAŞ unsurlarını alıp götürmesi gerekir. Avrupa’nın YPG tarafından sürekli şantaja tutulması akıl tutulması. DEAŞ’la mücadele dedikleri aslında DEAŞ tutuklarına yapılan gardiyanlık işi.”