TBMM Genel Kurulu’nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.
Genel Kurul’da yürütme adına yaptığı konuşmada “2025 yılı sonu geldiğinde 11 ilde evine girmeyen afetzede kardeşimiz kalmayacak” diyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un gündeminde İzmir vardı.
Kürsüden yapay zekaya çizdirilen bir İzmir Körfezi resmi gösteren Kurum “Mavinin siyaha dönüştüğü, balıkların yaşamadığı bir körfez var” dedi.
Bakan Kurum’un konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
BU SEFER ŞİŞE GETİRMEDİM: İzmir körfezinde yaşanan balık ölümleri hepimiz kahretti. Bakanlık olarak incelemelerimizi hemen tamamladık. İzmir Körfezi bilim kurulumuzu oluşturduk, 15 maddelik acil eylem planını ortaya koyduk. Komisyonda körfezden getirdiğimiz suyu gösterdiğimizde hemen heyecanlananları gördük. Vekillerimizin elleri ayakları karıştı. Bu sefer bir şişe değil bir fotoğraf getirdim.
10 YIL SONRA: Sayın Özgür Özel ‘belediye başkan adaylarımızı yapay zeka ile belirliyoruz’ demişti. Biz de yapay zekanın belirlediği adayların yönettiği şehirleri sorduk ve Dünya’nın en geniş uygulamalarından birini kullandık. Uygulamaya İzmir körfezinin hali hazırdaki durumunu yazdık eğer İzmir Büyükşehir Belediyesi gerekli önlemleri almazsa 2034 yılında körfezin ne durumda olacağını sorduk. Yapay zeka karşımıza bunu çıkarttı. Mavinin siyaha dönüştüğü, balıkların yaşamadığı bir körfez var.
ÇEVRECİLİĞİ SİZDEN ÖĞRENECEK DEĞİLİZ: (Kurum’un sözlerinin ardından Genel Kurul’da sessizliğin sağlanamaması üzerine Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder oturuma ara vermek zorunda kaldı. Bakan Kurum aranın ardından konuşmasını sürdürdü) Ergene’den Genel Kurul’a bir şişe getirmiş. Zannediyorlar ki bu şişeden cin çıkacak. Bu şişeden çıksa çıksa CHP’li belediyeciliğin kiri çıkar, pası çıkar, bozuk sicili çıkar. Bugün konuşan DEM Parti vekilini duyan da çevre dostu bir milletvekili zanneder. Siz gidin önce PKK’nın yaktığı ormanların hesabını sorun. Madem çevreciydiniz terör örgütü ülkemizin akciğerlerine kast ederken neden çıkıp bir laf etmediniz? Biz çevreciliği ne sizden ne de ellerinde Haliç’in çamuru olan ortaklarınızdan öğrenecek değiliz.
3 BİN 481 ŞANTİYE: Dünya’nın en büyük şantiyesine dönüşen deprem bölgesine dair çalışmalarımızı aktaracağım. 11 ilimizde 174 ayrı alanda toplamda 3 bin 481 şantiyede eş zamanlı olarak iş makinalarımız dur durak bilmiyor. Bu şantiyelerde tam 182 bin işçi, emekçi, mimar, mühendis kardeşimiz alın teri döküyor. Seçimden önce ‘Recep Tayyip Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyen muhalefete rağmen 11 ilimizde 453 bin hak sahibi vatandaşımız için inşaasını başlattığımız 390 bin ve yerinde dönüşen konutlarımız 29 bin ve işyerleri ile beraber toplamda 419 bin konut ve iş yerimizin inşaasını başlattık.
2025 YILI SONUNDA: Sayın Özgür Özel beş gün önce bu kürsüde tam da anlatamamakla birlikte buradaki rakamları kendince yorumladı. Ben size doğrusunu anlatacağım. Bir; şu an itibariyle hak sahibi vatandaşlarımız için inşa edilmesi gereken konutların yüzde 93’ünün inşaası başlamıştır. İki; bu yıl sonu itibariyle konutların yüzde 45’i de vatandaşlarımıza teslim edilecektir. Üç; siz isteseniz de istemeseniz de 2025 yılı sonu geldiğinde 11 ilde evine girmeyen afetzede kardeşimiz kalmayacak. 2025 yılı sonunda 11 ilimizde 453 bin yeni yuvamızı tamamlayacağız.
‘AYNI ANDA BU KADAR KONUTU KİMSE ÜRETEMEZ’ DİYORLAR: Gittiğim her ülkede ‘biz ne böyle bir yıkım, ne böyle bir mücadele gördük’ cümlelerini duydum. ‘Aynı anda bu kadar konut üretimini kimse yapamaz’ demişlerdir. Biz de yabancı dostlarımızın teslim ettiği hakkı teslim edemeyenleri buradan ifade edelim. Bu başarı Türkiye Cumhuriyeti’nin başarısıdır. Bugün konuşanlar tarih önünde söylediklerine pişman olacaklar. Çünkü biz onca esere çamur atanlara, milletimize hayal satanlara rağmen tarihimizin en büyük konut seferberliğini yapıyoruz. Bundan tam 12 yıl önce İstanbul’dan başlattığımız kentsel dönüşüm seferberliğimizi de kararlılıkla sürdürüyoruz. Bugüne kadar 3,7 milyon yuvayı yeniledik, 15 milyon vatandaşımızın can ve mal güvenliğini teminat altına aldık.
İSTANBUL’DA 1.5 MİLYON YAPI RİSKLİ: İstanbul’umuzda 7,5 milyon ev ve iş yerimiz var. Üzülerek söylüyorum bunların 1,5 milyonu riskli durumda ve özellikle de 600 bininin acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. İstanbul’un deprem tehdidiyle mücadelesi görmezden gelinecek, sümenaltı edilecek, sempozyumlara sıkıştırılacak bir mesele değildir. Bu milletten oy alan hepimizin omzumuza yüklenen tarihi bir vecibedir. Bu yolda somut adım atma isteği olan herkesle iş birliğine hazırız, gayret gösteren herkese kapımız sonuna kadar açıktır. İstanbullu kardeşlerimiz bilsin ki biz aziz İstanbul’un tüm caddelerinde her sokağında dönüşüme azimle devam edeceğiz.
UFAK UFAK YAPARIM DİYENLER VARSA VAZGEÇSİN: Doğamızı tahrip eden kaçak yapılaşmaya karşı tavizsiz tutumumuz devam ediyor. Bu titizliğimizin tersine gayretler görmek hele hele İstanbul’un kalbi olan Boğaziçi’nde Vaniköy’de görmek içimizi acıtmıştır. Kamuoyunun da takip ettiği üzere Vaniköy’de inşa edilen kaçak yapılaşmayı il müdürlüğü ekiplerimiz tespit etti. Biz de konuya müdahil olduk, ilgili belediyeye gerekli uyarıları yaptık. Her zaman olduğu gibi maalesef bizi dinlemediler. Biz de meseleyi hızlıca çözmek adına yıkımı tamamladık ve buradan çıkan enkazı da oraya dökmedik hemen geri dönüşüme göndererek boğazımıza yakışacak şekilde çamlarda, defnelerle süsledik. Buradan tekrar söylüyoruz; yine punduna denk getiririm, ufak ufak villamı yaparım ya da yapanlara göz yumarım diyenler varsa bundan acilen vazgeçsinler. 7 gün 24 saat takip ediyoruz, bir santim kaçak yapıya izin vermeyeceğiz.
(ANKA HABER AJANSI)