Sağlık bakanlığı Kamu Hastaneleri genel müdürlüğü tarafından 23 Aralık’ta “Sağlık Tesislerinde Normal Doğum Teşvikine Yönelik Usul ve Esaslar” bir yönetmelik yayımlandı. Yönetmelikle, ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinde çalışan kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına, asistanlarına ve ebelere yönelik normal doğum oranlarına göre ek ödeme düzenlemesi getirildi.
SES Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Eylem Kaya Eroğlu, normal doğuma teşvik etmek için ücret politikası kullanılmasının doğru olmadığını söyleyerek “Yeterli ve donanımlı personelin bulunmadığı, malpraktisin önlenmediği ve düzenli bir işleyişin olmadığı sağlık sisteminde, bu yönetmelik başta anne ve bebek sağlığı, ardından halk sağlığı açısından ciddi sorunlara yol açacaktır” dedi.
İKİLEMDE BIRAKACAK BİR UYGULAMA
Eroğlu, bu yönetmeliğin hekimleri ve sağlık çalışanlarını malpraktise zorlayacağını ve ikilemde bırakacağını vurgulayarak, “Mesleki özerkliğe bir müdahalenin de olduğunu söylemek gerek. Doğumun nasıl olması gerektiğine başta hekim ve doğumu gerçekleştirecek olan kadının kendisi karar verir. Ebelik Yönetmeliğinin hemen akabinde bu teşviğin gelmesini açıkçası düşündürücü ve tehlikeli. Mevcut sağlık sistemimizle halk sağlığı soruları yaratacak bir adım. Anne bebek ölümlerini artıracak, ciddi olumsuz sonuçlar doğuracak adım” diye ekledi.
Eroğlu, doğru olduğu düşünülen bir yöntemin ücret politikasına araç olarak dahil edilmesinin hep tıp hem meslek etiği olarak doğru olmadığını ve insan sağlığı açısından da tehlikeli olabileceğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Burada asıl üzerinde düşünmemiz gereken sorunun şu olması gerekiyor: Ne oldu da sezaryen normal doğumun önüne geçti? Türkiye’de canlı doğum oranları içerisinde sezaryendeki artış bakanlık politikalarından farklı düşünülemez”
Sağlık sisteminde doğum alanında hali hazırda bir performans sistemi olduğunu söyleyen Eroğlu, “Hekimler vajinal doğum yaparsa sezaryene göre 3 kat daha fazla puan alıyorlar. Buna rağmen tablo bu” ifadelerini ekledi.
“YETERLİ SAĞLIK PERSONELİ YOK”
Ücret politikasıyla normal doğumu teşvik eden Bakanlığa bağlı sağlık kurumlarındaki eksikliğin altını çizip hem sezaryenin hem de normal doğumun avantaj ve dezavantajları olduğunu söyleyerek, “Sezaryenin endikasyonları farklıdır. Bugün hekim ve ebelerin neden sezaryeni tercih ettiğinin tartışılması gerek. Şöyle ele alalım; bir hastanede yeterli ve bu alanda deneyimli ebe ve hemşire varsa, doğumun olumsuzluklarını ortadan kaldıracak bir sistem varsa ve elbette yeterli donanım da varsa normal doğum teşvik edilir, edilsin. Ancak Türkiye’de bunun tersine bir durum söz konusu. İlk olarak, yeterli sağlık personeli yok!” diye konuştu.
“MEVCUT TABLO YANLIŞ POLİTİKALARIN SONUCUDUR”
Eroğlu, doğum istatistiklerine değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: “2018’de sezaryenle doğum oranı yüzde 52. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) diyor ki, bu oran yüzde 10 ila yüzde 15 arasında olmalı. Peki 2022’ye geldiğimizde bu oran yüzde 60.1’e ulaşmış. 2022 yılı istatistiğine göre Türkiye sezaryen doğumda dünyada ilk sırada yer alıyor. Burada bir de sezaryen doğumların nerede gerçekleştiğine bakmak gerek; kamu hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastaneler dağılımına baktığımızda burada özel hastaneler öne çıkıyor. Yani sezaryen doğum özel hastanelerde daha sık gerçekleşiyor. Bu oran yüzde 78,1. Bu sebeple diyoruz ki; mevcut tablo sağlıktaki yanlış politikalar, özendirici politikalar ve yanlış uygulamaların bir sonucudur”