Barınaktan köpek sahiplenmede ‘bürokrasi’ engeli: Olmayan yönetimin belgesi istendi
İSTANBUL – Kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olan ve 2 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ‘Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yönetmeliği en az kendisi kadar tartışma yarattı.
Zira yönetmeliğin ortaya çıkmasıyla görüldü ki, hayvanseverlerin, hayvan hakları savunucularının, avukatların, STK temsilcilerinin, hayvansever siyasilerin yasanın ortaya çıkış sürecinde uyardıkları pek çok durum gerçekleşti.
Köpeklerin sahiplenilme koşulları da bunlardan biri oldu. Yasa taslağının tartışıldığı dönemde, söz konusu yasa ile sahiplendirmenin önünün açılacağı belirtilmişti. Ancak yönetmelikle anlaşıldı ki, sahiplenmenin önüne pek çok bürokratik engel konulmuş.
Bu durumun en somut örneklerden biri de, bir şekilde Ümraniye Belediyesi barınağına düşen Patik’in hikayesi…
PATİK’İ 6 GÜNDE BARINAKTAN ZOR ÇIKARDILAR
Patik’in hikayesine geçmeden önce sahiplendirmenin yönetmelikte nasıl yer aldığını hatırlatalım. Yönetmelikte hayvan sahiplerinin görev ve sorumlulukları başlıklı 7. maddesinin h bendinde, barınaktan köpek sahiplenmek isteyenlerin apartman ya da site yönetiminden köpek bulundurabileceğine dair belge alması şartı yer alıyor.
Peki yaşadığınız yerde apartman yönetimi yoksa? Barınak görevlileri, olmayan bir apartman yönetiminden belge isteyebilir mi? Patik’in hikayesi tam da bu sorular etrafında başlıyor. Ümraniye’de Patik’le karşılaşan ve onu sahiplenerek barınaktan çıkarmak isteyen Ümraniye Hayvan Hakları İnisiyatifi üyelerinden, yaşadıkları evlerin, apartmanların ‘olmayan’ yönetimlerinden belge istendi. Tam 6 günlük mücadele sonunda Patik’i barınaktan çıkardılar. Ancak yaşanılanlara kendileri de şaşkınlar. Köpek barınakta, onu sahiplenmek isteyen de orada ancak bürokrasi, bu işlemi neredeyse imkansız kılıyor.
YÖNETİMİ OLMAYAN APARTMANDAN KARAR DEFTERİ İSTENDİ
Ümraniye Hayvan Hakları İnisiyatifi, 20 Ocak’ta X platformunda yaptığı paylaşım ile Patik’i barınaktan çıkardıklarını duyurdu. Sahiplenme sürecinde yaşadıkları sıkıntıları da aktararak “sahiplendirme sürecinin önünü açın” şeklinde çağrı da yaptılar.
Patik’i barınaktan çıkarmak için 2 kişi onu sahiplenmeye çalıştı. Sonunda Özge Koçyiğit, Patik’i sahiplenmeyi başardı. Koçyiğit, Patik’le Ümraniye Barınağı nöbeti sırasında tanıştıklarını anlatıyor: “Bizler nöbet alanındayken Patik geldi yanımıza. Çok sakin, çok uysal, sürekli kendini sevdirmeye çalışan bir köpekti. Nöbet alanında ona bakmaya başladık ama bir süre sonra onun için yer bakmaya başladık. Çünkü çok uysal bir köpekti. Bahçeli bir ev bulduk, orayı düzenleyip onu yerleştirdik ama bu alandan kaçtı. Günlerce onu aradık. Fotoğrafını alıp barınağa gittik ve bize orada olduğu söylendi.”
Patik’i buldukları için çok sevindiklerini anlatan Koçyiğit, hemen onu sahiplenmek istediklerini yetkililere iletmişler. Ancak bu süreç hiç düşündükleri gibi ilerlememiş. Koçyiğit, oldukça meşakkatli olarak tanımlıyor bu süreci ve ekliyor: “Patik’i almak istedim. Evimin tapusunu ve kimliğimi götürdüm. 10 daireli bir binada yaşıyorum. Bu apartmanda yönetim olmadığı için bir karar defteri ya da yönetim planı sunamadım. Nedenleriyle bunu anlattım ancak ısrarla yönetim planı getirmemi istediler. Oysa iyi niyetli bir sahiplendirme işlemi yasalaşmış olsaydı tüm bunlara gerek bile olmayacaktı. Ayrıca tapu, ‘mülkün benim olduğunu, kimseden icazet almama gerek olmadığını’ kanıtlamazsa başka ne kanıtlar? Adalet zaten ‘mülkün temeli’ diye yazmaz mı her yerde?”
‘HAFTA SONU SAHİPLENDİRME YAPILMAYACAĞI SÖYLENDİ’
Patik’i bahçeli müstakil evi olan bir arkadaşları sahiplenmek istemiş. Aynı şekilde tapu ve kimlikle barınağa gitmiş. Patik’i sahiplenmeye çalışırken belgeye takılan ikinci kişi olmuş.
Koçyiğit bunu şöyle anlatıyor: “Evinin müstakil olduğunu söylüyoruz, tapusunda da yazıyor yine de bizden bunu kanıtlamamız istendi. Güç bela tapuya tekrar gittik bir belge aldık. Tapuda “bahçeli kargir bina” yazmasına rağmen bizden yeniden yönetim planı istendi. Bir şekilde tapuya yine gidildi, yine belge alındı ancak o da kabul edilmedi. Patik’i almak için cumartesi tekrar gittik. Hafta sonu olduğu için işlem yapamayacaklarını belirttiler. Bu nasıl bir şey anlamadık. Hafta sonları sahiplendirme yapılmayacak mı yani? İnsanların çoğu çalışıyor, hafta sonu gidip köpek sahiplenmek istese olmayacak mı? Bunların tümü kesinlikle altyapısı olmayan bahanelerdir maalesef.”
‘TAMAMEN KEYFİ UYGULAMALAR MEVCUT’
Koçyiğit, Patik’i başka birisinin sahiplenmek istemesi üzerine bu kişiye ait tapuyla birlikte sahiplendirme işlemi için yeniden barınağa gittiklerini anlatıyor. Tapuda ismi geçenlerden onay alınmış, belge sunulmuş. Arsa tapulu olduğu için burada da bir yönetim planı yokmuş.
Ancak Koçyiğit bu belgelerin sunulmasıyla başka belge sorulmadığını ifade ederek “İlk baştaki durum ile aynı şekilde yönetim planı olmamasına rağmen bu sefer Patik’i alabildim. Tamamen keyfi uygulamalar mevcut” ifadelerini kullanıyor.
Patik’i 21 Ocak Salı günü barınaktan çıkaran ve himayesine alan Koçyiğit, yaşadıkları süreçle ilgili “Sahiplenmeyi kolaylaştıracaklarına engellerle karşılaşıyoruz. Keyfi ve kişiye özel muamele gösteriliyor. Günlerce bir köpeği sahiplenmek için uğraştık” diyor.
‘BU KADAR BÜROKRATİK SÜREÇ HAYVANIN YARARINA DEĞİL ZARARINA İŞLİYOR’
Koçyiğit’in yaşadığı bir durumda kalanlar ne yapmalı? Bu soruyu İstanbul Barosu üyesi, aynı zamanda Kurtuluş Pati Dostları gönüllülerinden olan avukat Arzu Aydoğan’a sorduk.
Aydoğan, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun itirazlara rağmen değiştirilmesi sürecinde kamuoyuna “bu bir sahiplenme çalışmasıdır” argümanlarının sunulduğunu hatırlatıyor. Ancak uygulama yönetmeliğinin çıkmasıyla dile getirdikleri kaygılarının somutlaştığını gördüklerini dile getiriyor.
Aydoğan, Patik’in sahiplenilme sürecinde aslında amacın “kolaylaştırma” olmadığının kanıtlandığını ifade ediyor. Aydoğan konuyla ilgili şunları söylüyor: “Ümraniye Barınağı ve başka barınaklardan duyduğumuz üzere bu tür belgeler bazen keyfi bazen de Tarım Bakanlığı’nın denetim korkusu ile isteniyor. Ancak somut örneklerde gördüğümüz üzere, her ev aynı koşullara sahip değil ve bu koşullara uygun belgeler istenmesi gerekir. Ayrıca belge gerekmeyen durumlarda vatandaşın beyanına güvenmek” de gerekir. Bu kadar bürokratik bir sürecin hayvanlara yararı değil zararı olacağı apaçık ortada. Müstakil evden yönetici onayı istenemez, çünkü yönetmelikler normlar hiyerarşisinde kanunların altında yer alır.”
Bu noktada Kat Mülkiyeti Kanunu’nu işaret eden Aydoğan, “Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 34’e göre, ana gayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici atanması mecburidir. Ana gayrimenkulün bütün bölümleri bir kişinin mülkiyetinde ise, malik kanunen yönetici durumundadır. Bu durumda eğer yönetmelik uygulanıyorsa yönetmeliğin kanuna aykırı olması sebebiyle iptali gerekir. Ama memur keyfiyeti ise o memur hakkında görevi kötüye kullanma veya ayrımcılık suçundan gerekli şikayetler yapılabilir” diyor.