Almanya’nın kırılgan yapıdaki koalisyon hükümetinin çökmesinin ardından Almanlar erken seçime hazırlanırken, seçmenlerin aklındaki en önemli konulardan biri, enerji fiyatlarının tavan yaptığı ve şirketlerin işçi çıkardığı bir dönemde kurulacak yeni hükümetin ekonomiyi nasıl canlandıracağı oldu.
New York Times’ta yer alan habere göre, Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’da son iki yıldır kayda değer bir büyüme görülmedi. Ekonomi, Temmuz’dan Eylül’e kadar sadece yüzde 0,1 büyüme kaydetti.
Uzmanlar, tüm yıl boyunca ekonomide daralma yaşanacağı tahmininde bulunurken, yeni kurulacak hükümet önemli değişikler yapmadığı sürece 2025 yılında da büyüme görülmeyeceği değerlendirmesi yaptı.
SİYASETTE BELİRSİZLİK VE RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Almanya sanayisindeki üretim, 2018’den bu yana yüzde 12’den fazla daraldı. Hükümetin bütçe kısıtlamasına gidebilmek amacıyla elektrikli araçlara yönelik para yardımını aniden kesmesi, sanayideki üretimin daralmasının örneklerinden biri oldu.
Almanya sanayisindeki üreticiler, Berlin’den net bir mesaj alamazken ABD’li otomobil üreticisi Ford, 4 binden fazla kişi işten çıkaracağını duyurdu. Alman otomobil üreticisi Volkswagen ise 10 fabrikasının 3’ünü kapatmakla tehdit etti. Ülkenin en büyük otomobil tedarikçisi Bosch, 2027 yılından itibaren 5 bin 500 kişiyi işten çıkarmayı planladığını açıkladı.
Enerjide yükselen fiyatlar, bürokrasideki karmaşa, kamu altyapısının eskimesi ve dünyada yaşanan savaşlar, Almanya’nın ihracat sektörüne zarar verdi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz liderliğindeki koalisyon hükümetini oluşturan partilerin siyasi çekişmeleri siyasi felce dönüşürken ekonomideki durum daha da kötüleşti.
2022’de Ukrayna’ya savaş açmasının ardından Rusya’dan doğal gaz alamayan Scholz hükümeti hızla sıvılaştırılmış doğal gaz ithalatına yöneldi. Evleri sıcak, rezervleri dolu tutan bu durum aynı zamanda faturaları bir önceki yıla göre yüzde 40 arttırdı.
ÇİN İLE REKABET
Almanya, bir zamanlar Avrupa’nın lideri olduğu otomobil üretiminde Çin ile boy ölçüşemez hale geldi.
Otomobil üretiminin yanı sıra makineden çeliğe kadar uzanan sanayi sektöründe de Çin’in artan rekabetiyle karşı karşıya kaldı.
Çin sanayisinin Alman sanayisinin önüne geçmesinde, yüksek enerji fiyatları, internet üzerinden hizmet vermede geri kalması ve şirketlerin maliyetleri düşürme ihtiyacı etkili oldu.
YAKLAŞAN TRUMP TEHDİDİ
Geçtiğimiz yıl ABD, Atlantik ötesine 157,9 milyar Euro değerinde mal göndererek Almanya’nın en önemli ticaret ortağı olarak Çin’in yerini aldı.
Ancak bu durumun, ABD’de yapılan 60. Başkanlık seçimini kazanan Donald Trump’ın Çin’den gelen mallara en az yüzde 60 vergi getirmesi de dahil olmak üzere yeni gümrük tarifeleri uygulamasıyla değişebileceği belirtildi.
ABD Başkanlığı’ndaki ilk döneminde Trump, Almanya’yı “devasa ticaret açığı” nedeniyle defalarca hedef aldı. 2023’te 63,3 milyar Euro’ya ulaşan ticaret açığı, Trump’ın bunu yeniden bir sorun haline getirebileceği endişelerini arttırdı.
Ekonomistler, Trump’ın ekonomi politikaları nasıl olursa olsun Almanya’ya fayda sağlamasını beklemediklerini bildirirken dünyaca ünlü Alman otomobil üreticileri ile önde gelen ilaç ve kimya firmalarının da tetiklenecek bir ticaret savaşıyla zarar görebileceğini ifade etti.
