Biri Kustuğunda Öğürmemizin, Esnediğinde Esnememizin, Ağladığında Gözlerimizin Dolmasının Sebebi Ne?

Empatinin biyolojik bir yönü olabileceğini biliyor muydunuz veya hiç, ayna nöronları duymuş muydunuz?

Hani biri kustuğunda öğürme hissi gelir, biri esnediğinde esnersiniz veya bir kişi karşınızda hüngür hüngür ağladığında sizin de gözleriniz yaşarmaya başlar… İşte bunların hepsi, ayna nöronların sonucu.

Ayna nöronlar, birilerinin yaptığı hareketi izlerken aktif hâle gelir.

Beynimizin empati fabrikası diyebileceğimiz ayna nöronlar sayesinde karşımızdakinin duygularını, hareketlerini ve niyetlerini anlarız. Yani duygusal tepkiler, öğürmek, esnemek gibi durumlarda ayna nöronlar için iş başa düşer.

Bunların tamamı, beynimizin sosyal bağ kurma yeteneğiyle ilgili. İnsanı, insan yapan şey de diyebiliriz.

Biri kustuğunda, ayna nöronlar devreye girer.

Kusma eylemi, hayatta kalma içgüdüsünün tetiklendiği kuvvetli bir tepki. Karşımızda biri öğürürken beynimiz: “Eyvah! Burada riskli bir durum olabilir. Ben de zehirlenebilirim!” düşüncesine kapılıyor. Bu esnada ayna nöronlar, kusan kişiyi kopyalayarak mide bulantısına sebep oluyor.

Biri esneyince esnememize ne demeli?

Esnerken biyolojik olarak vücudumuzu resetleriz ancak bu, resetleme ihtiyacı duymadan sadece karşımızda birinin esnediğini görünce de ortaya çıkabilir çünkü ayna nöronlar o sırada görevlerini yerine getiriyordur…

Gözlemlediğiniz kişinin ilettiği yorgunluk ya da uyku sinyalleri “Galiba ben de yorgun ve uykuluyum…” diye hissetmenize sebep olarak aynı tepkiyi verdirir. Sosyal bağ kurmaya bileyardımcı olur.

Hatta esneyen kişi arkadaşımız, ailemizden biri kısacası yakın bir bağa sahip olduğumuz biriyse bu eylemi gerçekleştirmeye daha meyilli oluruz. Esneyen bir yabancıyı gördüğümüzdeki esneme davranışımız ise beynimizde kurulan empatik bağlantı sayesindedir.

Gelelim ağlamaya.

Çok sevdiğiniz bir arkadaşınız sevgilisinden ayrılmıştır ve yanınızda hüngür hüngür ağlıyordur, bazen bir bakarsınız ki sizin de gözleriniz yaş dolmuş çünkü ayna nöronlarınız, arkadaşınızın üzüntüsünü bir radyo sinyali gibi almış ve beyninizde aynı hisleri yaratmış…

İşte empatinin biyolojik kökü burada yatıyor. Ayna nöronlar sayesinde başka bir kişinin yaşadıklarını biz de hissediyoruz ve gerçekten ihtiyaç duymasak bile o eylemi gerçekleştiriyoruz.

Kaynaklar: Positive Psychology, Greater Good Berkeley, Psychology Today 

İlginizi çekebilecek daha fazla içerik:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir