Bu bir ‘Kara Kutu’ haberidir: Yargıç Pfizer’i haklı çıkardı.. ABD Şaşırtmadı…
Federal bir yargıç, Teksas’ın Pfizer’a karşı açtığı davayı, Kovid pandemisiyle ilan edilen olağanüstü hal nedeniyle ABD yasalarının Pfizer’ı koruduğuna hükmederek reddetti.
ABD Bölge Yargıcı Sam R. Cummings , 30 Aralık tarihli kararında Pfizer’in aşısının etkinliğini yanlış tanıttığı yönündeki iddialara karşı çeşitli yasaların onu koruduğunu söyledi. Cummings, “Mahkeme, bu davanın koşulları altında, davalının Kamu Hazırlığı ve Acil Durum Yasası (PREP Yasası) uyarınca dokunulmazlığa hak kazandığını tespit etti” diye belirtti. Aynı PREP Yasası’nın yanı sıra Gıda, İlaç ve Kozmetik Yasası’nın da Teksas’tan gelen iddiaların önüne geçtiğini söyledi.
NE OLMUŞTU
Teksas Başsavcısı Ken Paxton, 2023 yılında Pfizer’ın KOVID-19 aşısını test eden klinik deneyin sonuçlarını yanlış aktardığını iddia ederek ilçe mahkemesine gitti.
Pfizer ve ortağı, aşının KOVID-19 enfeksiyonuna karşı yüzde 95 etkili olduğunu duyurdu ancak şirketler yalnızca iki aylık deneme verilerine güvendi.
Fadav dilekçesinde “17 bin plasebo alıcısından yalnızca 162’si bu iki aylık dönemde KOVID-19’a yakalandı. Bu sayılara dayanarak, aşılama durumunun bir deneme katılımcısının KOVID-19’a yakalanıp yakalanmaması üzerinde ihmal edilebilir bir etkisi vardı. KOVID-19’a yakalanma riski ilk etapta bu kısa pencerede o kadar küçüktü ki Pfizer’ın aşısı bir kişinin enfeksiyon riskini yalnızca kısmi olarak iyileştirdi” diye belirtildi.
Teksaslı yetkililer, Pfizer’ı yanıltıcı reklamcılığı yasaklayan Gıda, İlaç ve Kozmetik Yasası da dahil olmak üzere çeşitli yasaları ihlal etmekle suçladı.
Pfizer davayı federal mahkemeye taşıdı ve mahkeme dosyalarında PREP Yasası kapsamında davaya karşı korunduğunu belirtti.
Yasa, bir acil durum sırasında (istisnalar hariç) “bir bireyin kapsam dahilindeki karşı önlemin yönetimi veya kullanımı nedeniyle oluşan, bundan doğan, bununla ilgili veya bunun sonucu olan tüm kayıp talepleri açısından Federal ve Eyalet yasaları uyarınca dava ve sorumluluktan muafiyet” sağladığını kısmen belirtiyor.
ABD Sağlık Bakanı, 2020 yılında KOVID-19 nedeniyle olağanüstü hal ilan etti. Aşı üreticilerine tanınan muafiyetler ise 2029’a kadar uzatıldı.
Pfizer avukatları, şirketin davayı reddetme talebini destekleyen bir özet yazıda, ayrı bir davadaki karardan alıntı yaparak, “Yasa, Pfizer aşısının yönetimi veya kullanımıyla ilgili ‘herhangi bir tür kayıp’ iddialarına karşı muafiyet sağlıyor. Buradaki iddialar, ‘kayıp’ın bu geniş tanımının tam kapsamına giriyor.” ifadelerini kullandı.
Teksaslı avukatlar ise PREP Yasası’nın Pfizer’ı korumadığını, bunun nedeninin de Kongre’nin ilaç üreticilerine karşı açılan davaları engellememesi olduğunu söyledi.
Cummings’e, “Devletin şikayeti, Pfizer’in aşı performansının belirli yönleri hakkında kamuoyuna yaptığı büyük yanlış beyanlara odaklanan, iyi ifade edilmiş olgusal iddialar içeriyor ve bu önlenmiyor” açıklaması yapıldı. Cummings ise davanın Pfizer’ın “esas itibarıyla Dilekçe ve Cevap’ta ileri sürdüğü nedenlerle” reddedildiğini söyleyerek sonuçlanan kısa kararında Pfizer’ın tarafını tuttu.
PFIZER’İN İLGİNÇ TARİHİ KARA KUTU’DA
Yaşanan gelişme akıllara Gazeteci Soner Yalçın’ın 2019 yılında yayımlanan kitabı Kara Kutu’yu getirdi. Sağlık sektöründeki bilinmeyenleri gün yüzüne çıkaran kitapta Pfizer’in kolesterol ilacı serüveni başta olmak üzere Almanya’da başlayan tartışmalı geçmişini akıllara getirdi.
Kitabın ilgili bölümlerinden bazıları şöyle:
“Pfizer şirketinin kökü de Almanya’ ya dayanıyor.
Charles Pfizer ve kuzeni Charles F. Erhart, şirketi Almanya’nın Ludwigsburg kentinde 1849’da kurdu. Sonra şirketi ABD’ ye taşıdılar . . .
Pfizer şirketinin tarihine baktığınızda sürekli kar potansiyeli olan yeni ilaç peşinde olduklarını görürsünüz! 1950’de antibiyotik merhemi “Oksitetrasiklin”i (Terramycin) keşfetmesi bunun örneği. 1980 yılında iltihap-ağrı kesici “Piroxicam” (Fcldcnc) adlı ilacı piyasaya sokarak ilk kez bir milyar
dolar barajını aştılar!
Fakat 1990’1arda satacakları ilaçla yılda yaklaşık 13 milyar dolar kazanacaklarını henüz hayal bile edemiyorlardı. O ilaç, kolesterol ilacı “Atorvastatin” (Lipitor) idi …
Bu nasıl gerçekleşti?
Warncr-Lambert, Amerikan ilaç firması. ..
Daha önce iki ayrı işletmeydi:
-İlk şirket 1856’da William R. Warner’ın Philadelphia’da eczane açmasıyla başladı. Daha sonra tablet kaplama işi yapmaya başladı. Smithsonian Enstitüsü’nde bir yer edinerek ilaç araştırmalarına başladı. . .
-İkinci şirket Jordan Wheat Lambert’ten geldi; Lambert Pharmacal Şirketi adıyla St. Louis’de kurdu . . .
İki şirket 1 955 yılında “Warner-Lambert” adıyla birleşti.
Yıl 1982.
Warner-Lambert’in kapısını Rochester Üniversitesi’nde doktora yapmış 28 yaşındaki kimyacı Bruce D. Roth çaldı. .. Şirketin Parke Davis araştırma laboratuvarında tıbbi kimyager olarak çalışmaya başladı. İki yılda hızla yükseldi ve 1984 yılında kolesterol / statin araştırmaları yapan kimya bölümünün eşbaşkanı oldu.
***Pfizer ve diğer Amerikan ilaç şirketleri için salt ABD pazarı yeterli olmazdı; dünyaya kolesterol hapı nasıl “yutturulacaktı?”
Tanınmış sporcuları reklam yıldızı yaptılar. Dediler ki:
“Dünya-olimpiyat rekoru kıranların bile kolesterolü yüksek olup, kalp krizi geçirebilir!” Örneğin . . . Sporla ilgilenip Mark Spitz adını duymayan pek az kişi vardır. 22 yaşındaki Amerikalı yüzücü 1972 Münih Olimpiyatları’nda -dünya ve olimpiyat rekorları kırarak- yedi altın madalya kazandı. Spitz yüzme yaşamı süresince otuz iki dünya rekoru kırdı…
Keza.
1984’te dünya ve olimpiyat şampiyonu -buz pateni dalında o güne kadar kazanılmamış tam puanla altın madalyayı elde eden- İngiliz sporcu Christopher Dean . . .
***1980’ler-90’lar . . . Çevremizde bu renkli hapı hemen her gün alan insanlar olmaya başladı. Reçetelerin “onur konuğu” kolesterol ilaçlarıydı; hayatı uzatıyordu, daha ne olsun!
Kimse sorgulamadı; ABD’ den iyi mi bilinecekti? Kimse demedi ki: Beslenmene dikkat et, endüstriyel ürünlerden uzak dur! Bağırsak floram düzenle! Kaliteli uyu! Ağır metalleri vücudundan at! Stresle mücadele et! Sporu, egzersizi ihmal etme! Neyse, “Allostaz” filan da yazmayayım …”