Çocukluk çağı travması yaşadığınızı gösteren 5 işaret… Çoğu kişi bunun farkında bile değil

Çocukluk dönemi, bireylerin duygusal ve psikolojik gelişiminde kritik bir rol oynuyor. Ancak, bu dönemde yaşanan travmalar, bireylerin yetişkinlik hayatlarını derinden etkileyebiliyor. Çocuklukta maruz kalınan duygusal ihmal, sıklıkla ‘görünmez travma’ olarak adlandırılıyor ve etkileri genellikle geç fark ediliyor.

Evlilik ve aile terapisti olan Logan Cohen de çocukluk travmasının izlerini taşıyan bireylerde gözlemlenen beş gizli belirtiyi ortaya koyarak, bu konunun önemine dikkat çekti.

İşte Logan Cohen’in altını çizdiği beş gizli işaret…

1- KENDİNİZİ İFADE ETMEKTE ZORLUK

Cohen, bireyin kendisi adına konuşmakta zorluk çekmesinin travmanın bir yansıması olabileceğini belirtiyor. Bu durum, mağdurların kendilerini ifade etmeleri gereken anlarda sıkça karşılaştıkları bir engel haline gelebiliyor. Örneğin, “Nasılsın?” gibi basit bir soruya yanıt verirken bile, bu bireylerin kendilerini garip hissetmeleri mümkün olabiliyor.

Bu zorluk, geçmişte yaşanan travmanın etkisiyle, kendilerini ifade etme konusunda yeterince güven duyamamaktan kaynaklanabiliyor. Bireyler, kendilerini açma korkusu nedeniyle hislerini paylaşmaktan kaçınabiliyor ve bu durum sosyal ilişkilerinde derin bir yalnızlığa yol açabiliyor.

2- DUYGULARINIZI PAYLAŞMADA ZORLUK

Duygularını etkili bir şekilde ifade etmekte zorluk çeken bireyler, bu konuda nasıl bir yol izleyeceklerini bilmediklerinden belirsizlik içinde kalabiliyorlar. Çocukluk döneminde bakıcılarının ilgisizliği, bu kişilerin duygularını paylaşmaktan kaçınmalarına neden olabiliyor.

Bu durum, bireylerin hislerini bastırmalarına ve içe kapanmalarına yol açabiliyor. Sonuç olarak, bu kişiler, kendilerini nasıl hissettiklerini açıklamakta zorluk yaşayarak, çevreleriyle sağlıklı iletişim kurma becerilerinde ciddi aksaklıklar yaşayabiliyorlar.

3- SAHTEKÂRLIK SENDROMU

Cohen, çocukluk travması yaşayan bireylerin sıklıkla “aşağılık kompleksi” veya “sahtekârlık sendromu” yaşayabildiğini vurguluyor. Bu durum, bireylerin kendilerini yetersiz hissetmelerine ve başkaları karşısında sürekli bir kaygı içinde olmalarına neden olabiliyor.

Sahtekârlık sendromu, bireylerin başarılarını ve yeterliliklerini içselleştirememeleri sonucunda ortaya çıkabiliyor; bu da onları, başkalarının kendilerinden daha yetkin olduğuna dair rahatsız edici bir inançla baş başa bırakabiliyor. Bu psikolojik durum, bireylerin kendi değerlerini sorgulamalarına yol açabiliyor.

4- YALNIZLIK HİSSİ

Çocukluk travması yaşayan bireyler, genellikle yalnız hissetmelerine rağmen sosyal ortamlarda bağlantı kurmakta zorluk çekebiliyorlar. İhmale uğramış bireyler, başkalarıyla kuracakları ilişkilerin acıya yol açabileceğine inanarak kendilerini izole etmeyi tercih edebiliyorlar.

Bu durum, kalıcı bir yalnızlık hissi ve sosyal kaygı yaratabiliyor. İlişkilerden kaçınma davranışı, zamanla daha derinleşen bir yalnızlık sarmalına dönüşebiliyor ve bu durum, bireylerin ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.

5- DUYGUSAL İFADE ZORLUĞU

Bu bireyler, kendilerini nasıl hissettiklerini tanımlamakta zorluk yaşayabiliyorlar. Duygusal ifade zorluğu, geçmişte yaşanan travmaların etkisiyle, bireylerin içsel dünyalarını dışa vurma konusunda yaşadıkları engellerle ilişkilendirilebiliyor.

Bu durum, bireylerin duygusal durumlarını anlamalarına ve başkalarıyla sağlıklı iletişim kurmalarına engel olabiliyor. Kendilerini ifade edememek, bireylerin ilişkilerini derinleştirmelerini ve duygusal bağlar kurmalarını zorlaştırabiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir