Cumartesi Anneleri 1033’üncü haftada: Güçlükonak’ta gözaltında katledilen ve bedenleri ailelerine teslim edilmeyen 11 kişi için adalet istiyoruz!

“`html

T24 Haber Merkezi

Cumartesi Anneleri, 1033. haftalarında yeniden bir araya gelerek, “29 yıl önce Güçlükonak gözaltında kaybolan ve ailelerine teslim edilmeyen 11 kişi için adalet talep ediyoruz!” şeklinde bir ifade kullandı.

1995 yılından bu yana gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sorgulamak ve faillerin yargılanmasını sağlamak amacıyla Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi gerçekleştiren Cumartesi Anneleri, bu hafta da meydandaydı. 1033. haftada, 29 yıl önce Güçlükonak’ta katledilen ve cesetleri ailelerine iletilmeyen 11 kişinin akıbeti gündeme geldi.


Galatasaray Meydanı’nda toplanan kayıp yakınları, bu haftaki açıklamalarını İHD Ankara Temsilcisi Sevil Turgut aracılığıyla yaptılar. Cumartesi Anneleri adına yapılan açıklama şu şekildeydi:

“29 yıl önce Güçlükonak’ta gözaltında katledilen ve bedenleri ailelerine teslim edilmeyen 11 kişi için adalet istiyoruz!”

“Devlet, koruması altındaki bireylerin maruz kaldığı ağır insan hakları ihlallerini araştırmak, gerçekleri ortaya çıkarmak ve adaleti sağlamakla yükümlüdür. Ancak Türkiye’de bu yükümlülük yerine getirilmediği gibi, ailelerin gerçeği ortaya çıkarma çabaları da engellenmektedir.”

Bu 1033. haftamızda, 15 Ocak 1996 tarihinde gözaltındaki 11 kişinin bir minibüste vurulup yakılması ve cesetlerinin ailelerine verilmemesi sonucunu doğuran Güçlükonak Katliamını hatırlamak amacıyla bir araya geldik.

Devletin kayıtlarına göre, Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu’nun raporunda, askerlerin 10-12 Ocak 1996 tarihlerinde Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde Çevrimli ve Yatağan köylerine baskın düzenlediği belirtildi. Abdullah İlhan, Ahmet Kaya, Ali Nas, Neytullah İlhan, Halit Kaya ve Ramazan Oruç bu baskın sırasında evlerinden gözaltına alındı. Gözaltındaki bireyler, Taşkonak Jandarma Taburu’na götürüldü ve burada ağır işkencelerle hayatlarını kaybettiler.

15 Ocak 1996 tarihinde Koçyurdu köy muhtarını arayan jandarma, gözaltındakilerin serbest bırakılacağı bilgisini vererek bir minibüs göndermelerini istedi. Durumdan şüphelenen muhtar, sürücüyü yalnız göndermedi ve korucuları da yanına alarak jandarmaya gitti.

Minibüs ve sürücüsünü bekleyen askerler, tanık bırakmamak adına korucuları öldürdü. Daha önce ölen altı köylüyle birlikte toplamda 10 kişinin cansız bedeni minibüsün içine yerleştirildi, üzerlerine çuval geçirildi. Söz konusu minibüs, jandarma kontrolünde yola çıktı. Yolda askerlerin kontrolü altında ilerleyen minibüs, bir noktada durduğunda, içindeki jandarmalar aracı terk etti. Ardından minibüs, silahlı saldırıya uğradı ve içindeki 10 kişinin bedenleri yangınla kül oldu. Kaçmaya çalışan sürücü Ramazan Nas da öldürüldü. Ailelerine verilmeden topluca gömüldü.”


“Genelkurmay olayın bir PKK saldırısı olduğunu iddia etti”

“Genelkurmay, olay hakkında bir grup gazeteciyi Güçlükonak’a getirerek durumu PKK saldırısı olarak tanımladı.

Ancak olay yerinin güvenlik kuvvetlerinin denetiminde olması, minibüste bulunan korucuların ateşe yanıt vermemesi ve öldürülenlerin kimliklerinin büyük ölçüde sağlam kalması gibi birçok çelişki ve tutarsızlık dikkat çekti.

Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu, resmi açıklamalara şüpheyle yaklaşarak olay yerine gitti. Elde ettiği bilgiler ışığında kamuoyuna, ‘Bu katliam devlet güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir’ tespitini yaptı. Gruplar, hazırladıkları raporla birlikte Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ve Genelkurmay’a başvurdukları halde hiçbir ilerleme kaydedilemedi.


“Geçen yılın üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, unutturmaktan vazgeçmeyeceğiz”

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılan davada Türkiye, etkin bir soruşturma yürütme yükümlülüğünü ve ailelerin ulusal makamlar önünde etkili bir başvuru hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle mahkûm edilmiştir. (Başvuru no: 33420/96 ve 36206/97)

1033. haftamızda, siyasi ve adli makamlara çağrıda bulunuyoruz: Dönemin Devlet Bakanı Adnan Ekmen‘in, ‘Olayı araştırdığımızda devletin baktığını söyledik ve JİTEM’in işiydi, ama bunu deyip geçtik’ şeklindeki açıklamasıyla gündeme gelen Güçlükonak Katliamı’nın yasal olarak suç sayıldığını belirleme, faillerin cezasızlık zırhını ortadan kaldırma ve topluma yaşananların tüm gerçekleriyle iletilmesini sağlama görevini yerine getirmelisiniz.

Yıllar geçse de, Güçlükonak’ta hayatını kaybeden 11 kişi ve tüm kayıplarımız için adalet talep etmekten vazgeçmeyeceğiz. Devletin evrensel hukuk normlarına uymak zorunda olduğunu her zaman hatırlatacağız.”

Komşular rahatsız olacak derken, opera yarışmasında birinci oldu; Güneş Uluçay Türkiye’de opera sanatçısı olmayı anlattı

Günün öne çıkan haberleri

TIKLAYIN | İstanbul için beklenen kar Trakya’dan geliyor

TIKLAYIN | 20 kilo altını çalarak kayıplara karıştılar

TIKLAYIN | Suriye’de “nasıl bir yönetim” tartışmaları sürerken, otobüsler ikiye bölündü; kadınlara başörtüsü telkini, içkili mekânlara uyarı

TIKLAYIN | Savcı adayı Mithat Can Yalman, otel odasında ölü bulundu

TIKLAYIN | Masterchef’te ikinci finalist belli oldu

TIKLAYIN | Bir alkol grubuna daha zam geldi

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir