İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP’nin kendisi ve partisine yönelik eleştirilerine yanıt verdi, Devlet Bahçeli’yi hedef aldı.
Dervişoğlu, deprem bölgesi ziyaretleri kapsamında Malatya’da partisinin Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’nda konuştu.
Bahçeli ile bazı MHP’lilerin İYİ Parti ve şahsının aleyhinde beyanlarda bulunduğunu hatırlatan Müsavat Dervişoğlu “Şimdi hakkımızda konuşuyor. Bazı yerlerde bazı toplantılar yapıyorlar. Onu temsilen bizi tanıyan tanımayan birileri de aleyhimizde, partimizin aleyhinde bazı beyanlarda bulunuyorlar. Buradan onlara da söylüyorum; herkes geçmişine baksın. Milliyetçiliğimin zekatını versem 7 sülalenize 40 sene yeter” dedi.
Dervişoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
DÖNEMİN ŞARTLARI İZİN VERMEDİ: Yaptıklarımızın eksikleri olabilir keşke daha fazla şey yapabilmeye muvaffak olabilseydik. Keşke vermiş olduğumuz siyasi mücadeleleri iktidarla taçlandırabilseydik de sizlere hitap etmenin ötesinde, bir de hizmet verebilmeyi becerebilseydik. Ama dönemin şartları bizim yaşadıklarımız, geride bıraktıklarımız, buna izin vermedi… Biz inandığımız doğruları söyleriz. İsteyen inanır, isteyen inanmaz noktasında değiliz. Artık bu ülkeyi yönetmeye talibiz ve buna mecburuz.”
DOĞRU ÇÖZÜMLER: Türkiye’nin aşmak zorunda olduğu birtakım problemlerle de karşı karşıya bulunduğumuzun şuuru ve idraki içerisinde olmak mecburiyetindeyiz. Doğru çözümler önermeliyiz örneğin. Birilerinin dediği gibi bir sorunu çözmek için İmralı’daki canibaşını Türkiye Büyük Millet Meclisine kürsüye davet etmekle bu sorunlar çözülemez. Önümüzde bölünmüş Irak örneği varken Suriye’de yaşanan stratejik hataların bu ülkenin başına yeni belalar getirme ihtimalini nazarı itibara almadan bu sorunları çözemezsiniz.
CUMHURBAŞKANI’NI UYARIYORUM: (Erdoğan’ın 9 Aralık’ta yaptığı konuşmayı dinleterek) Defalarca izledim sonra baktım ki promterdan konuşuyor yani yazılı metinden konuşuyor. Şimdi ben burada konuşurken irticalen konuşuyorum her an bir hata yapabilirim. Bir arkadaşımız gelir, benim hatamı bana hatırlatır; ben de ya tevil ederim ya tefsir ederim ya da özür dilerim hatalı bir şey yaparsam. Sayın Cumhurbaşkanı’nı buradan uyarıyorum; bu konuşmaları yazanların nereye bağlı olduklarına iyi baksın. Türk milletine sahip arayacağına kendisine konuşma yazanların sahiplerini araştırsın.
ESAD GİTTİ, MİSAFİRLİK BİTTİ: Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların Esad rejimi tasfiye olduktan sonra ne Türkiye’de bulunmasını icap etmek herhangi bir durum da kalmadı. Dolayısıyla Türkiye’deki sığınmacıların hiç zaman kaybetmeden hazırlanacak bir eylem planıyla yurtlarına geri dönüşlerinin temin edilmesi üzere hükûmetin vaziyet alması gerekmektedir. Suriye’de Esad rejimi gitti, misafirlik bitti.
VATANDAŞLIKLARI DERHAL İPTAL EDİLMELİ: Türkiye bu sorundan mutlaka kurtarılmalıdır. Bunlara verilen istisnai vatandaşlık hakkı kanun hükmünde kararnameyle verilmişti ve biz bunu mahkemeye verdik. Esas itibariyle kanunlara aykırıdır. Dolayısıyla bu hükûmetin istisnai olarak Suriyelilere verdiği vatandaşlıkların derhâl iptali gerekmektedir. Vatandaşlık verilen 238 bin Suriyeli sığınmacının da ülkelerine geri gönderilmelerinin yolu ve önü açılmalıdır.
BAHÇELİ’YE BAKIŞIM ŞAŞKIN DEĞİL KIZGIN: Ben Devlet Bahçeli’nin DEM Partisi Genel Başkanını Meclis kürsüsündeki konuşması esnasında ya da o konuşmanın sonunda alkışlamasına asla şaşırmıyorum. Ben sizin Genel Başkanınızım, sizin Genel Başkanınız şaşırmaz. Olsa olsa kızmıştır diye düşünmenizi istiyorum. Bakışlarım şaşkın değil aslında kızgındır. Yani beklemediğimiz şeyler oluyormuş gibi de düşündüğümüzü zannetmesin hiç kimse. Biz onun kim olduğunu, ne olduğunu, neye hizmet ettiğini çok iyi biliyoruz. Bu zamana kadar yaptığı bütün şaşırtan davranışların da milletimize ne büyük zararlar verdiğini biliyoruz.
2007 HATIRLATMASI: (Bahçeli’ye yönelik) 1999 akşamı; ‘DYP ve Fazilet dinlensin’ dedi. Millet şaşkın şaşkın bakarken Türkiye’de merkez siyaseti tasfiye etti. 2002 yılında erken seçim kararı alınması gerektiğini söyleyerek milleti şaşırttı. Sonunda bu büyük milletin geleceğine zarar veren bir iktidar yapısının oluşmasına vesile oldu. 2015 yılında Türkiye seçime girdi. Birinci seçimden tek başına iktidar çıkmayınca Meclis’te iktidar arayışından vazgeçti, ikinci bir seçimi gündeme getirerek milleti şaşırttı. Bu iktidarın tekrar tek başına iktidara gelmesinin önünü açtı. 2007 tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yüzünden erken seçim kararı alınmıştı. Hiç kimseyle konuşmadan 2007 seçimlerinden sonra Meclis’e gireceğini söyledi, yine milleti şaşırttı. Bu iktidarın Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmasını önünü açtı.
BAHÇELİ NE YAPARSA YAPSIN: 2016 yılında Türkiye’de darbe teşebbüsü yapıldı, o yine bu milleti şaşırtacak beyanlarda bulundu. ‘Cumhurbaşkanı olağanüstü hâl şartlarından kaynaklı olarak olağanüstü yetkilerle çalışıyor bu yetkileri olağan hâle getirmeliyiz dolayısıyla bu sistemi değiştirmeliyiz’ deyip milleti şaşırttı. Akabinde Türkiye’de parlamenter demokratik sistemden cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildi ve Türkiye şimdi tek adamlığa evrilen bu ceberut sistemle mücadele etmek mecburiyetinde bırakıldı. Birbirlerine demedik laf bırakmayan iki lider can ciğer kuzu sarması olarak milleti şaşırttılar. Şimdi Cumhur İttifakı diye isimlendirdikleri siyasi yapıya büyük Türk Milliyetçilerini köle yapmak durumuna getirdi ve bu milletin geleceğine vurulacak en büyük darbeyi vurdu. Onun için sayın Devlet Bahçeli ne yaparsa yapsın artık bu millet şaşırmamalıdır.
(HABER MERKEZİ)