Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Gamze Çakaloğlu, zeytin yaprağının içeriğinde bulunan oleuropein adlı biyoaktif bileşiğin, bu bitkiye güçlü bir doğal antibiyotik etkisi kazandırdığını belirtti.
Zeytin yaprağının içeriğinde bulunan oleuropeinin, zeytin yaprağının acımsı tadını veren, aynı zamanda antimikrobiyal, antioksidan ve antiinflamatuar özelliklere sahip bir bileşik olduğunu söyleyen Çakaloğlu, “Bu bileşik, bakterilere karşı etkili olup özellikle E. coli ve Staphylococcus aureus gibi patojenik bakteri türlerine karşı koruma sağlar. Oleuropein, bakterilerin hücre duvarlarını hasara uğratarak onların çoğalmasını engeller” diye konuştu.
‘VİRÜSLERİN ÇOĞALMASINI DURDURABİLİR’
Çakaloğlu, zeytin yaprağının antiviral özelliklerinin de önemli olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Zeytin yaprağı, grip, soğuk algınlığı ve herpes virüsleri gibi enfeksiyonlarda virüslerin çoğalmasını durdurabilir. Ayrıca antifungal etkileri sayesinde Candida albicans gibi mantar enfeksiyonlarına karşı da koruma sağlayabilir. Zeytin yaprağı, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun enfeksiyonlara karşı direnci artırır. Bu nedenle soğuk algınlığı, grip, hafif idrar yolu enfeksiyonları, ağız yaraları ve diş eti problemleri gibi durumların tedavisinde destekleyici bir tedavi olarak kullanılabilir.”
‘DÜŞÜK TANSİYON PROBLEMİ OLANLAR DİKKAT ETMELİ’
Ancak, zeytin yaprağının tansiyon düşürücü etkisi nedeniyle bazı bireylerin dikkatli olması gerektiğini belirten Çakaloğlu, “Düşük tansiyon problemi olan bireylerin zeytin yaprağını kullanırken dikkatli olmaları gerekmektedir. Hamilelik ve emzirme dönemindeki bireylerin ise kullanmadan önce mutlaka doktora danışmaları gerekiyor” dedi.
‘TIBBİ TEDAVİYE ALTERNATİF DEĞİL’
Zeytin yaprağının şiddetli enfeksiyonlarda ‘tıbbi tedavinin yerine geçmemesi gerektiği’ konusunda uyarıda bulunan Çakaloğlu, “Zeytin yaprağı, yalnızca destekleyici bir ürün olarak kullanılmalıdır. Herhangi bir sağlık problemiyle karşılaşıldığında mutlaka profesyonel bir sağlık danışmanına başvurulmalıdır” diye konuştu.
