Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde İstanbul Sözleşmesi’ni hedef aldı. Erdoğan, “Muhalefetin, İstanbul Sözleşmesi üzerinden ısrarla yürütmek istediği sanal tartışmaların hiçbir dayanağı yoktur. ‘Sözleşme yaşatır’ sloganı da marjinal kesimlerin ideolojik kavga aparatı olma dışında hiçbir anlam taşımıyor” dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” programına katıldı. Bu alandaki hukuki düzenlemelerin en önemlisinin 2012’de çıkardıkları Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
-Bu yasanın çıkmasıyla ülkemiz kadına yönelik şiddetle mücadelede en kritik eşiği aştı, devletimizin ‘Şiddete Sıfır Tolerans’ politikası çok güçlü bir hukuki zemine kavuşmuş oldu. Şunu açık ifade etmek isterim; 6284 Sayılı Kanun kadına karşı şiddetle mücadelenin çerçevesini başka hiçbir sözleşmeye veya belgeye ihtiyaç hissettirmeyecek şekilde kesin ve kati olarak çizmiştir.
“SANAL TARTIŞMALARIN DAYANAĞI YOK”
-Muhalefetin, İstanbul Sözleşmesi üzerinden ısrarla yürütmek istediği sanal tartışmaların hiçbir dayanağı yoktur.
-‘Sözleşme yaşatır’ sloganı da marjinal kesimlerin ideolojik kavga aparatı olma dışında hiçbir anlam taşımıyor. Esasen bu sloganların arkasına saklananlar bize örnek gösterdikleri Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu ya bilmiyor ya da bilmek, görmek istemiyor.
-Şunu da ifade etmek durumdayım. Bize bu iftiraları atanlar maalesef hükümetlerimizin bu süreçte hayata geçirdiği her biri bir dönüm noktası olan gerçekleri de gizlemektedir. Bakınız 2005’teki kapsamlı Türk Ceza Kanunu düzenlemesine kadar ceza kanununda kadına yönelik şiddet suç olarak bile tanımlı değildi.
Kadına karşı şiddet, AK Parti iktidarında tanımlanarak nitelikli suç haline getirildi. Bu suçun katalog suç haline getirilmesi, boşanılmış eşe karşı işlenen suçun tıpkı nikahlı eşe işlenmiş gibi ceza alması, iyi hal uygulamasının kaldırılması gibi adımlar da 2020’den sonra atılmıştır. Hasılı Avrupa Parlamentosu’nun 51 maddelik direktifinde belirtilen bütün hususlar gerek 6284 Sayılı Kanunla gerek iç hukuk düzenlemeleriyle katbekat fazlasıyla yerine getirilmiştir. Öyle ki KADES, ihtiyaç halinde mağdurun kimliğinin ve adresinin değiştirilmesi ile elektronik kelepçe gibi tedbirleri biz şu an uyguluyoruz.
Dolayısıyla sözleşme değil, kanunlar yaşatır. Bunun yanında, kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırladığımız eylem planlarını kararlılıkla takip ediyoruz. Şiddet önleme ve izleme merkezlerimizle, sosyal hizmet merkezlerimizle, kadın konuk evlerimizle, mağdur destek sistemimizle ve eğitim çalışmalarımızla bu alanda takdir edilen bir yere geldi