Sosyal medyada bir grup trol, birbirine yakın aralıklarla yapıldığı görülen paylaşımlarla alevi yurttaşları hedef almaya başladı. Paylaşılan provokasyon içerikli paylaşımlar sosyal medyada gündem oldu. Gazeteci Mehmet Çek, duruma tepki göstererek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan iç cepheyi büyütmek söylemine yüklenirken ve belki de Kürt-Türk meselesi kapanmanın eşiğine gelince rezervde bekletilen Sünni-Alevi fayını kaşımaya çalışıyorlar gibi…” ifadelerini kullandı.
‘Siyasal Alevilik’ söylemi ile yapılan saldırılar tepki topladı.
Birbirine yakın aralıklarla yapılan paylaşımlar “Organize bir plan mı var?” sorusunu sordurdu.
Sosyal medya trolü Furkan Bölükbaşı, Siyasal Alevilik kavramını gündeme getirerek Alevi yurttaşları hedef alan ifadeler kullandı.
AKP’li Mücahit Birinci, “Yavuz gider yeni bir Yavuz gelir…” ifadeleriyle paylaşım yaptı.
Atatürk ve Cumhuriyet’e olan düşmanlığıyla bilinen Fatih Tezcan da paylaşım yaptı.
Gazeteci Mehmet Çek, duruma tepki göstererek, şunları söyledi:
“ÇOK TEHLİKELİ BİR OYUN OYNUYORLAR”
Aşırıcı troller, marjinal figüranlar aradıkları fırsat ve malzemeyi kaldırımın karşı tarafındaki aşırıcılardan bulmuş, içlerindeki bütün Alevi nefretini kusmaya başladılar. Diyalektiği budur zaten: bütün zıtlıklar gibi aşırılıklar da birbirini besler. Onlar ne işe diğerleri de aynı şeyin soyu. Ama bu defa tehlikeli sularda yüzüp, çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iç cepheyi büyütmek söylemine yüklenirken ve belki de Kürt-Türk meselesi kapanmanın eşiğine gelince rezervde bekletilen Sünni-Alevi fayını kaşımaya çalışıyorlar gibi…
– “Ha ondan kurtuldunuz mu? Buyurun size bunu verelim, birazda bununla uğraşın”
Kıymetli kardeşlerim,
“ÖFKE BİZİ HİÇBİR YERE GÖTÜRMEDİ”
Bugüne kadar nefret söylemlerinin bu topraklarda hiç kimseye faydası olmadı. Akıl dışı söylem ve öfkeler bizi hiçbir yere götürmedi.
Erdoğanlı Türkiye, bu toprakların farklı din, mezhep ve etnik kökenlerden, farklı yaşam tarzlarına sahip insanlarını barış ve huzur içinde bir arada yaşatmayı becerebilen bir ülke oldu.
“BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜMÜZ”
Fakat hala elimizdeki en önemli şeyin ‘Birlikte yaşama kültürümüz’ oldugunu da unutmayalım. Buna sahip çıkmak lazım. Bunun için lazım gelen tek şey ise; birbirimizin hassasiyetlerine dikkat etmek, özellikle nefret söylemlerinden, haddini aşan laflar etmekten, karşıyı ısrarla dürtmekten, hassasiyetlerini kaşımaktan kaçınmak.
“ETNİK KÖKEN VE MEZHEPLERE SALDIRILAR BİTİRİR”
Unutmayalım ki birlikte yaşama kültürünü siyaseten farklılıklar değil, toplumsal hassasiyetlere, inançlara, farklı yaşam tarzlarına dayatmalar, etnik köken ve mezheplere saldırılar bitirir.
Ve birlikte yaşama kültürünü kaybedersek bizi bitmekten kurtaracak hiç bir şey kalmaz elimizde, oradan ötesinin kazananı da olmuyor zaten. Ordan ötesi : Suriye, Irak…
Türkiye… Dünyada bir benzeri yok.
Bugün, başı açıkla kapalının, laikle muhafazakarın, Kürtle Türkün, Alevi’yle Sünni’nin, Arapla Çerkezin, Müslüman ile Gayri müslümün, Oruç tutanla tutmayanın, aynı masada kahkalarla sohbetleyebildiği tek ülkedir Türkiye ve tam da bu yüzden yani özel ve güzel olduğu için, böyle ‘Model üstelik Müslüman’ bir ülke istenmediği için bu kadar çok saldırı altında.
Bize düşen tek şey ise; korumak.
BAŞKANLIK SESSİZ
Öte yandan son günlerde tartışmaların odağındaki Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın tüm bu yaşananlar karşılığında sessizliğini koruması ise dikkat çekti.