T24 Haber Merkezi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın belediye kreşlerinin kapatılmasını talep etmesine ilişkin olarak Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), “Belediyelerin ücretsiz veya uygun ücretli kreş açması bakım emeğinin kamusallaştırılması açısından çok önemli bir adımdır. Sağlık, iletişim, enerji, eğitim gibi özelleştirmediği hiçbir temel hak ve kamusal hizmet bırakmayan iktidar, bu kamusal hizmeti baltalamak amacındadır. Uygun ücretli belediye kreşleri kadınları aylık asgari ücretin 3-5 katı bütçe gerektiren özel kreşlere mecbur etmeyi ve bunu karşılayamayacak olan düşük gelirli binlerce kadını çalışma hayatından çekilmeye zorlamaktır” açıklamasını yaptı.
EŞİK’in kreşlerin kapatılmasına tepki olarak hazırladığı açıklama şöyle:
8 ay önce İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı adayı olarak seçim kampanyası süresince İstanbullulara kreş açma sözü vermiş olan Çevre ve Şehircilik Bakanı bugün 6 bin çocuk ve çalışan kadının yararlandığı İBB kreşleri de dahil belediye kreşlerinin kapatılması için valiliklere talimat göndermiş. İktidar mensuplarının seçim vaatlerini yerine getirmediğine aşina olduğumuz kadar on yıllardır uygulanan kreşsizleştirme politikalarına da aşinayız.
2019 yılına kadar belediyelerin de çoğunluğunu elinde tuttuğu halde bir tek kreş açmayan iktidar, 2021 /14 sayılı “Cumhurbaşkanlığı Kamuda Tasarruf Genelgesi”nde kreşleri de tasarruf tedbirleri içerisine alarak gözden çıkarılabilir bir hizmet olarak gördüğünü kanıtlamıştı. 2010 yılında Dolmabahçe’de kadın örgütleri ile yapılan bir toplantıda “Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, fıtrata aykırı” cümlesinin devamı “Kreş eken huzur evi biçer” idi.
Bu ifade aslında; “Kadınlar en az 3 çocuk doğursun, çalışmasın, çalışsa bile evde ev ekonomisine katkı babında esnek ve güvencesiz çalışsın ki hem devlete yük olmasın hem de evin işlerini yapabilsin, çocuklarına bila bedel baksın, sadaka mahiyetinde para karşılığı hasta ve yaşlılara da baksın, evinin kadını olsun, annelikte kariyer yapsın” siyasetinin habercisiydi. Bu işler nasılsa kadınların “göreviydi” ve asıl önemlisi devleti bakım hizmetlerine bütçe ayırmaktan kurtarmasıydı.
Bu siyasetin devamı olarak; Kadınlar her türlü şiddete boyun eğsin içinde şiddet olan evliliklerini ve evdeki görevlerini sürdürsün diye; nafaka hakkını ortadan kaldırmak, aile arabuluculuğu sistemini getirerek kadınlara “yuvanı yıkma” baskısını yasalaştırmak, Diyanet İşleri ile el ele aile irşat büroları açarak fiilen aile arabuluculuğu sistemi uygulamak, boşanmayı kadınlar aleyhine zorlaştırmak gibi çeşitli yasal girişimler ve fiili uygulamalar geldi arkasından.
Tam da aynı nedenle; şiddetten kaçarak sığınaklara (konukevleri?) sığınmış olan kadınlara, 6284 sayılı yasanın öngördüğü kreş yardımı, geçici maddi yardım gibi destekler sağlanmıyor. Kalıcı koruma sağlanmadığı için kadınlar sığınağa gitmek istemiyor, mecburen gidenlerin ise çoğu şiddet ortamına geri dönmek zorunda kalıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, açıklamaya değer bir rakam harcanmadığından olsa gerek, sığınaklarda kalan kaç kadın için ne kadar maddi destek sağlandığını açıklamıyor.
25 Kasım yasaklarından biri gibi atılan, “yeni kreş açtırmama ve mevcutları kapatma” adımının nedeninin salt muhalefete ait belediyelerin hizmetlerine ket vurmak olarak ele alınması son derece yanlıştır. Bu elbette ki nedenlerinden biridir. Ancak tek nedeni olamaz.
Kadını evlendiği erkeğin reisliğinde ve hizmetinde, ailenin ücretsiz taşıyıcısı rolüne hapsetmek iktidarın sadece dindar toplum yaratma hevesiyle ilgili değil makro ekonomik politikasıdır aynı zamanda. Kız çocuklarının evlenme yaşını düşürme gayretleri, Milli Eğitim Bakanının göreve gelir gelmez dile getirdiği karma eğitime son verme niyeti de bu politikaların bir parçasıdır. Milli eğitim bakanı kadınlara sadece nasıl iyi bir “ev hanımı” olunur eğitimi verilecek okullar istemektedir. Belediye kreşlerinde çocukların LGBTİ olması için eğitim veriliyor yalanı ise bu amaca giden bir yoldur. Ancak İstanbul Sözleşmesini geri çekmek için kullanılan bu yalana artık hiç kimse kanmayacaktır.
Özetle bu vahim girişimin muhalefet belediyelerinin halkın gözünde başarı kazanmasını engellemenin ötesine geçen amaçlarının gözden kaçırılmaması, başta medya olmak üzere herkesin gereken tavrı göstermesi önemlidir. Bu girişimin diğer amaçları özetle şunlardır:
-Kadınların iş gücüne katılması için kritik önemdeki belediye kreşlerini kapatıp, onları çalışma yaşamından ve kamusal hayattan kopararak evlerine hapsetmek, her türlü ev içi bakım emeğinin kadının “doğal” görevi olduğu anlayışını pekiştirmek, yani kadın erkek eşitsizliğinin en temel yansıması cinsiyetçi iş bölümünü kalıcı hale getirmektir.
-Belediyelerin ücretsiz veya uygun ücretli kreş açması bakım emeğinin kamusallaştırılması açısından çok önemli bir adımdır. Sağlık, iletişim, enerji, eğitim gibi özelleştirmediği hiçbir temel hak ve kamusal hizmet bırakmayan iktidar, bu kamusal hizmeti baltalamak amacındadır. Uygun ücretli belediye kreşleri kadınları aylık asgari ücretin 3-5 katı bütçe gerektiren özel kreşlere mecbur etmeyi ve bunu karşılayamayacak olan düşük gelirli binlerce kadını çalışma hayatından çekilmeye zorlamaktır.
-Belediye kreşlerinin, iktidarın dindar ve kindar nesil yetiştirmek hedefi doğrultusunda laik ve bilimsel eğitimde yarattığı tahribata alternatif oluşturmasını önüne geçmek ve okul öncesi yaşlara kadar indirdikleri dini eğitime mecbur bırakmaktır.
EŞİK Platformu olarak, belediyelerin “mor, yeşil, kamucu politikalar” uygulamasının önemli ayaklarından biri olan ücretsiz veya uygun ücretli kreşlerin kapatılmasına karşı durmayı eşitlik mücadelemizin bir parçası olarak görüyoruz.
Belediyeler sınırları içinde yaşayan tüm insan ve canlıların sağlıktan, spora, güvenli gıdadan, barınmaya, sığınaktan, danışma merkezine her konuda hizmet üretmesi gereken, halka en yakın kamu birimleridir. Belediye yönetimlerinin hangi siyasi partiden seçildiğinin hiçbir önemi olmaksızın her mahallede okul öncesi bakım merkezleri açmasını kadınların en acil ihtiyaçlarından biri olarak tüm belediyelerden bekliyoruz.
Belediyelerin eşitlikçi sosyal politikalar uygulamasının önüne çıkarılan her çeşit engel her sosyal kesimden tüm kadınlara çıkarılmış demektir.
İktidara sesleniyoruz; Önce tarikatlara terk edilen yurtlar ve kuran kurslarındaki eğitimi denetleyin, şiddet ve cinsel istismarı engelleyin!”
Bakanlıktan belediyelere “kreş” engeli! Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bir yazı göndererek, sahada yapılan incelemelerde belediyelere bağlı kreş adı altında açılan yerler olduğunu ve bu yerlerde 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okul öncesi eğitim kurumlarının programında yer alan etkinliklerin yapıldığı ve bu program ve kapsamda eğitim öğretim faaliyeti yapıldığının tespit edildiğini bildirdi. İletişim Başkanlığı’ndan açıklama geldi: Bakanlık belediyenin açtığı kreşlerin kapatılmasını bu yüzden istemiş Konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılında verdiği karar ile Belediye Kanunu’nun ‘Belediyelerin okul öncesi eğitim kurumları açabilir” hükmünü iptal ettiği belirtilen yazıda, belediyelerin izinsiz eğitim öğretim faaliyeti konusunda uyarılarak yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi ve mevcut yerler hakkında kanun hükümlerine göre hareket edilmesi konusunun belediyelere bildirilmesi istendi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yazısı üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü de il müdürlükleri aracılığıyla yazıyı kreşi olan belediyelerin bulunduğu valiliklere ve bilgi için de ilgili belediyelere gönderdi. Yazıda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın söz konusu yazısı hatırlatılarak, 5580 sayılı Kanuna aykırı faaliyetlerin engellenmesi için belediyelerin izinsiz eğitim öğretim faaliyetleri konusunda uyarılması ve yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi ile mevcut yerler hakkında mezkur hükümlere göre hareket edilmesinin sağlanması istendi.
Bakanlığın “kreş engeline” Özel’den tepki: Millet bu kötülüğü yanınıza bırakmaz Özel’den tepki CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın belediyelere kreşlerle ilgili gönderdiği uyarı yazısına ilişkin, “AK Parti’nin Ankara adayı Turgut Altınok. 100 kreş sözü vermiş. İzmir adayı Hamza Dağ, İzmir’de 100 kreş açağını annelere söz olarak vermiş ve son olarak bize yazıyı yollayan Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul adayıyken İstanbul’un her mahallesine bir kreş sözü vermiş. Şimdi soruyorum Murat Kurum’a, Hamza Dağ ve Turgut Altınok’a; siz kazansaydınız kreş açacaktınız, biz kazandık, o kreşleri zaten açmıştık, fazlasını yaptık. Şimdi sizinkiler ‘Kapatalım, oylar CHP’den gitsin’ diyor. Bu akıl mı, bu vicdan mı, bu namus mu, bu siyaset mi? Olmaz olsun sizin siyasetiniz. Biz bu hukuksuz karara direniriz. Biz bununla mücadele ederiz. Ama milletimiz bunların ne durumda olduklarını, nasıl bir çaresizlik içinde olduklarını en yakından görüyorlar” dedi. Özgür Özel’den iktidara tepki: Seçimi kazanmak için kreş sözü verdiler kaybedince bizim kreşlerimizi kapatmak istiyorlar CHP’li Yücel’den Bakan Tekin’e: Hadsiz adam… CHP Sözcüsü Deniz Yücel ise kreş kararına tepki göstererek; “Milli güvenlik sorunu olan Yusuf Tekin, CHP’li belediyelerin açtığı kreşleri kapatmak ve yenilerinin açılmasına da mani olmak istiyor. Bana bak hadsiz adam, o kreşler çalışan anne-babaların kurtarıcısı. Sen çocukları Ortaçağ karanlığına hapsetmeye çalışırsın, biz Atatürk’ü ve Cumhuriyet değerlerini öğretiriz. Çünkü sen, aydınlığa, sanata, bilime, erdeme, onura, cesarete, umuda, akan suya, meyve çağında ağaca, güzel olan her şeye düşmansın. Sen bu milletin ve çağdaş Türkiye’nin düşmanısın” ifadelerini kullandı. CHP’li Yücel’den Bakan Tekin’e ‘kreş’ tepkisi: “Milletin ve çağdaş Türkiye’nin düşmanısın” Bakanlıktan belediyelere kreş engeli: Halka hizmette yarışın, hizmeti engellemekte değil İmamoğlu: Hadi gel de kapat, bekliyorum TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise “kreş” tartışmasında Bakan Yusuf Tekin’e seslenerek; “Kalkmışsın, bizim maneviyatımıza hakaret ediyorsun. Bir de kalkmışsın, ‘Kreşleri kapatacağım’ diye yazı yolluyorsun. Senin yazın var ya vız gelir tırıs gider kardeşim. Vız gelir tırıs gider. Hadi gel de kapat. Hadi gel de kapat. Gel 150 tane kreşi kapat bakalım. Cesaretin varsa, bekliyorum” dedi. İmamoğlu’ndan Bakan Tekin’e “kreş” tepkisi: Hadi gel de kapat Eğitim Sen’den belediyelere kreş uyarısına tepki: Tamamen siyasi saiklerle alınan bir karar, halk ve çocuklar mağdur ediliyor! İmamoğlu’ndan Bakan Tekin’e “belgeli” yanıt İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin‘in “Bizim belediyelere gönderdiğimiz yazı, kreşlerle alakalı değildir” sözlerine yanıt verdi. Belediyeye gönderilen resmi belgeyi paylaşan İmamoğlu, “Resmi yazıya kreş yazıp, sonra “ben kreş demedim anaokulu dedim” demek bu akla yakışır” ifadelerini kullandı. Bakan, “Yazımız kreşlerle alakalı değil” dedi, İmamoğlu resmi belgeyle yanıt verdi |