Faşist Almanya için Alternatif (AfD) Eşbaşkanı ve federal başbakan adayı Alice Weidel ve milyarder iş insanı Elon Musk, 9 Ocak Perşembe günü, Musk’ın sahibi olduğu X (eski adıyla Twitter) sosyal medya platformunda düzenlenen canlı yayında bir araya geldi. Daha önce de X hesabından “Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir” paylaşımı yapan, ardından Welt am Sonntag gazetesi için kaleme aldığı yazıda AfD’ye desteğini yeniden dile getiren Musk, dün bir kez daha AfD’ye desteğini ifade eden açıklamalar yaptı.
Reuters haber ajansının aktardığına göre, Weidel ve Musk, canlı yayın sırasında, göç, Alman bürokrasisi, enerji politikası, uzayda kurulacak olası koloniler, tanrı ve Nazi lideri Adolf Hitler gibi bir dizi konuyu ele aldı. Musk, “İnsanlar gerçekten AfD’nin arkasında olmalı; aksi takdirde Almanya’da işler çok çok daha kötü bir hâl alacak” ifadelerini kullandı. Weidel’ın ‘çok makul bir insan’ olduğunu söyleyen Musk, “Ölçüyü aşan hiçbir şey teklif edilmiyor” dedi. Weidel da canlı yayın sırasında, Musk’ın desteğine karşı duyduğu minnettarlığı dile getirdi, Musk ile konuşma fırsatının kendisine karşı önyargılı olan bir medya dünyasında 10 senedir sözü kesilmeden sözlerini söylemesine ilk kez izin verilmesi olduğunu savundu.
WEIDEL: AfD, MUHAFAZAKAR LİBERAL BİR PARTİ
Musk’ın AfD’nin Hitler’in Nazilerine benzer olabileceği yönündeki endişeleri dağıtmasını istemesi üzerine konuşan AfD Eşbaşkanı Alice Weidel, Hitler’in ‘bir komünist olduğunu’ savundu, kendi partisinin ise ‘muhafazakar liberal bir parti’ olduğunu söyledi.
Weidel, şu ifadeleri kullandı: “Tarihimizdeki bu korkunç dönemin ardından (diğer partilerin) en büyük başarısı, Adolf Hitler’in sağcı ve muhafazakar olarak damgalamalarıydı. O, bunun tam tersiydi. Muhafazakar değildi, özgürlükçü değildi. Komünist, sosyalist bir adamdı.”
MUSK: İZİN ALMAK İÇİN BİR KAMYON DOLUSU KAĞIT GEREKTİ
Musk ise Almanya siyasetine ‘ağırlığını koyma’ hakkını savunarak buna gerekçe olarak ülkedeki ‘önemli yatırımlarını’ gösterdi. Musk, elektrikli araçlar üreten Tesla şirketinin Avrupa’daki ilk fabrikasını Brandenburg’da açmıştı. Musk, ayrıca AfD’nin regülasyon, vergiler ve piyasaların serbestleştirilmesi konusundaki yaklaşımını övdü. Tesla fabrikasını açarken karşı karşıya kaldığı bürokratik engellerden bahseden Musk, “Sanırım iznimiz 25 bin sayfaydı. Ve hepsinin kağıda basılı olması gerekiyordu. Sonra çok fazla kopya alınması da gerekiyordu. Kelimenin tam anlamıyla bir kamyon dolusu kağıttı” dedi.
Enerji konusunda da değerlendirmede bulunan Elon Musk, Almanya’nın yenilenebilir enerji konusundaki çabalarına destek verse de nükleer santrallerin kapatılmasının kötü bir fikir olduğunu savundu. Musk, konuya ilişkin olarak, “Almanya’nın Rusya’dan gelen gaz tedarikleri kesildikten sonra enerji santrallerini kapattığını görünce bunun gördüğüm en çılgın şeylerden biri olduğunu düşündüm” değerlendirmesinde bulundu.
MUSK’TAN WEIDEL’A ‘İSRAİL’ SORUSU
İki isim, konuşmalarında İsrail’e de değindi. Weidel, Elon Musk’ın ‘İsrail hakkında ne düşünüyorsunuz?’ sorusu üzerine, “Orta Doğu ve İsrail’deki duruma ilişkin çok okuma yaptıkça durum daha karmaşık bir hal alıyor. Dürüst olmam gerekirse olası bir çözüm var mı diye sana sormak istedim zira, benim mütevazı görüşüme göre bir çözüm yok” dedi.
Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, Musk’ın sorusunu “İsrail’in varlığını destekliyor musun?” şeklinde revize etmesi üzerine ise Alice Weidel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii ki. Demek bunu öğrenmek istedin. İsrail’in varlığını korumalıyız. Benjamin Netanyahu geçmişte birçok hata yaptı ancak Alman toplumu olarak Yahudi hayatlarını Müslüman suçlarına karşı da korumalıyız. Onlar artık güvende değil. Mesela Berlin’deki görüntüleri gördün mü bilmiyorum ama buradaki Filistinlilerin gösterilerinden Yahudiler sokaklarda adım atamaz oldu. Şunu diyebilirim ki AfD onların koruyucusu olacak.”
Weidel, İsviçre, Fransa ve Avusturya’daki Yahudilerin de büyük korku içerisinde yaşadığını, Filistinlilerin saldırısına uğrayacaklar diye endişeli olduklarını iddia etti.
Elon Musk da konuya ilişkin, “Ben de İsrail’i destekliyorum ancak ölen sivillere karşı da empati duymamız gerektiğine de inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu. Weidel konuşmasında Avrupa Birliği (AB) politikalarını, Almanya’nın eğitim sistemi ve geçmişteki yeşil politika kararlarını eleştirdi. “Almanya’da önde giden adayla konuşma” başlığıyla düzenlenen sohbeti 200 binden fazla kişi dinledi.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)