DUVAR – TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve mecliste görüşmeleri devam eden ‘Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yapı denetim sisteminde tartışma yaratan değişiklikleri gündemdeki yerini koruyor.
Kanun, yapı sahiplerine ve müteahhitlere denetim firmasını seçme hakkını yeniden kazandırıyor. İnşaat alanı 500 metrekareye kadar yapılar için denetim firması, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın elektronik sistemiyle değil, 2019 öncesi gibi müteahhitlerin tercihiyle seçilecek. 500 metrekarenin üzerindeki inşaatlar içinse bakanlık elektronik ortamda 2 yapı denetim firması belirleyecek ve müteahhit birini seçebilecek. Tarafsız denetimi ortadan kaldıracağı gerekçesiyle yoğun eleştirilere konu olan kanunda revizyon isteniyor.
MÜTEAHHİDİ DENETLEYENİ SEÇME YETKİSİ
Kanun değişikliğinin gerekçesi, uzak mesafeli ve küçük projelerde, elektronik dağıtımla belirlenen yapı denetim firmalarının işi üstlenmekten imtina etmesi ve bu yüzden işlerin aksaması gösteriliyor. Ancak sektör temsilcileri buna katılmıyor.
Uzmanlara göre kanun bu haliyle, 2019 yılında yapılan düzenlemeleri geri alıyor ve yapı denetim sistemini köklü değişikliklere uğratıyor. 6 Şubat depremlerinden sonra arttırılması beklenen inşaat güvenliğinin, aksine zayıflatıldığı belirtiliyor.
‘YAPI DENETİMİNDE BAĞIMSIZLIK ZEDELENECEK’
‘Müteahhit lobisinin etkisi’ olarak değerlendirilen değişiklikle ilgili kritik uyarılar yapan birçok uzman, kanunun inşaatlarda denetimi ortadan kaldırıp, bina güvenliğini müteahhidin inisiyatifine bırakacak nitelikte olduğu görüşünde. Meslek örgütlerinde yaygın kanı, yapı denetim firmalarının müteahhitlerin etkisi altına gireceği ve bağımsızlıklarının zedeleneceği yönünde.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), kanunla ilgili açıklamasında, yapılaşmada denetimi zayıflatan düzenlemeler içerdiğine vurgu yaptı. TMMOB, meslek odalarının denetim yetkisini işlevsiz hale getirmeyi hedeflediği ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle düzenlemeye karşı olduklarını açıkladı.
‘MEVZUATA AYKIRI TİCARİ BAĞ KURULUYOR’
Türkiye’de güvenli yapılaşmayı sağlamak için kurulmuş yaklaşık 2500 yapı denetim firması olduğunu belirten Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Antalya Şube Başkanı, inşaat mühendisi Volkan Soysal, elektronik dağıtım sisteminin bu firmalar üzerinden düzgün işleyişini hiçe sayan bir kanun hazırlandığını söyledi.
Yeni düzenlemenin yapı denetim kuruluşlarını müteahhitlerin seçmesine olanak tanıyarak tarafsız denetimi ortadan kaldıracağına vurgu yapan Soysal, “Denetim mekanizmasının bağımsızlığını kaybetmesi ve bu alanda şeffaflığın zedelenmesi anlamına geliyor. Yapı denetim ve müteahhitler arasında, mevzuata aykırı ticari bir bağ kurulmak isteniyor” dedi.
‘RİSKLİ BİNA YERİNE RİSKLİ BİNA YAPILACAK’
Kanun değişikliğinin endişe verici pek çok detay içerdiğine değinen Soysal, “Böyle bir düzen, denetimsizliğin önünü açarak can güvenliğini tehdit edecek. Riskli diye yıkılan binaların yerine yeni riskli binalar yapılacak. Ayrıca bu değişiklikle yapı denetim firması, kendi denetlediği binanın çevresinde yer alan bir yapının taşıyıcı sisteminde oluşabilecek hasarlardan sorumlu tutulacak. Bu, sistemin işleyişine aykırı. Çünkü yapı denetim uzmanı, sona ermiş projeleri kontrol etmekle yükümlü. Böyle bir düzenleme, yapı denetimi gereksiz bir yük altına sokar, inşaat sektörünü karmaşaya sürükler” dedi.
‘SUİSTİMALE AÇIK ESKİ DÜZENE BİR GERİ DÖNÜŞ’
Yeni düzenlemenin eskiye dönüş olduğunu belirten Antalya Yapı Denetimleri Derneği Başkanı Hüseyin Can Başer de şunları söyledi: “Bu düzenlemenin yapı denetim sistemini zayıflatacağı aşikar. Müteahhitler yapı denetim uzmanlarının patronu olacak. Müteahhitler, kendi projelerinin denetimini yapacak firmayı seçme hakkını yeniden elde edecek. Bağımsız değil, müteahhitlerin kontrolünde bir yapı oluşacak. Yeniden 2019 öncesindeki gibi şeffaflıktan uzak, suistimale ve tehlikeye açık bir sisteme geçilecek. Müteahhit baskısı altında bir denetim sisteminin, güvenliğinden söz etmek mümkün değil. Deprem gerçeğiyle yüzleşmiş bir ülkede böyle bir kanun değişikliği yapmak, halkın güvenliğini hiçe saymak anlamına geliyor.”