Bu dava, antitröst sorunları nedeniyle Google’a karşı açılan birkaç davadan biri. Bir başka davada Adalet Bakanlığı, Google’ı Chrome tarayıcısını satmaya zorlamak için, şirketin çevrimiçi aramayı yasadışı olarak tekelleştirdiğine dair dönüm noktası niteliğindeki bir kararı kazanmaya çalışıyor.
Google kaç pazarda tekel?
Davada en çok tartışılan konulardan biri, Google’ın reklam teknolojisi pazarındaki faaliyetlerinin kaç farklı piyasayı kapsadığı. DOJ, Google’ın üç ayrı reklam pazarında tekel olduğunu savunuyor: yayıncı reklam sunucuları, reklam borsaları ve reklamveren ağları.
Adalet Bakanlığı avukatı Aaron Teitelbaum, “Google bir, iki, üç kez tekelci. Şirketin “iç belgeleri bunun bir değil üç pazar olduğunu açıkça ortaya koyuyor.” dedi. DOJ, özellikle Google’ın yayıncılarla kurduğu bağları ve AdX reklam borsası ile DFP reklam sunucusunun entegre yapısını eleştirerek tekelci davranışların kanıtlarını ortaya koyduğunu savunuyor. DOJ avukatı Aaron Teitelbaum, Google’ın Unified Pricing Rules (UPR) gibi uygulamalarının tek bir pazar olsa bile tekel gücünün açık bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Google’ın savunması: “Refusal to Deal” ilkesi
Google, ikinci büyük yasal silahında 2004 tarihli Verizon v. Trinko davasına atıfta bulunarak, şirketlerin rakipleriyle iş birliği yapmaya zorlanamayacağını savundu. Google, ürünlerinin diğer reklam teknolojileriyle halihazırda uyumlu olduğunu ve yasal zorunlulukların müşteri tabanını “ortak mülk” haline getireceğini öne sürdü. DOJ ise bu argümana karşı çıkarak, Google’ın davranışlarının büyük ölçüde kendi müşterileriyle ilişkili olduğunu, yani tekelci bir tavır sergilediğini savundu.
Google savunmasını yaparken, kendisini mahkeme salonlarına takip eden bir suçlamayla da karşı karşıya: sohbet mesajlarını kasıtlı olarak sildiği iddiası. DOJ, Brinkema’nın silinen mesajların ne söylediği konusunda şüpheye düştüğü her yerde olumsuz bir çıkarım yapmasını istiyor – başka bir deyişle, silinen mesajların Google’ın davası için kötü görüneceğini varsayıyor.