Hakan Meriçliler’den Gülse Birsel açıklaması: Tahammül edemem

T24 Magazin

Oyuncu Hakan Meriçliler, Vural Çelik hakkında paylaştığı veda mesajı nedeniyle eleştirilen Gülse Birsel hakkında konuştu.

Gülse Birsel’in ‘Yalan Dünya‘ dizisinden rol arkadaşı Hakan Meriçliler, Vural Çelik hakkında paylaştığı veda mesajı nedeniyle eleştirilen Gülse Birsel hakkında konuştu.

Snob Magazin’e konuşan Meriçliler, yapılan eleştirilerin yersiz olduğunu söyledi. Hakan Meriçliler, Gülse Birsel için “Yalan Dünya’da 90 bölüm oynadım. Bence Gülse harika, çalışkan ve meslektaşlarına iyi davranan birisidir. Onun haksızlığa uğramasına tahammül edemem. Bugün bir evim varsa onun sayesindedir. Çünkü reklam film anlaşmasını bile kendisi yapmıştır” ifadelerini kullandı.

“Çok hakkaniyetlidir”

Meriçliler açıklamasına şöyle devam etti:

Evin fotoğraflarını yollayıp ‘Lütfen bir reklam parasıyla bu evi al’ demiştir. Daha önce de az kaşe tartışmaları vardı, hiçbiri doğru değil. Herkese hakkı verildi. Gülse Hanımı şu özetler: Çok hakkaniyetlidir. Yalan Dünya’da sokağın adı Gazanfer Özcan Sokağı’ydı. Eşi Gönül hanımın evi çok uzaktaydı, kendisine sete yakın yerde ev tutup şoför ayarlamıştır. Gülse Birsel budur. Hakkaniyet.”

Ne olmuştu?

Gülse Birsel, ‘Avrupa Yakası’ dizisinde Kubilay karakterini canlandıran Vural Çelik’in vefatı sonrasında, sosyal medya hesabından “Vural’a vedam” adlı bir yazı yayınladı. Birsel, gelen tepkiler üzerine paylaşımı sildi.

Gülse Birsel’in Vural Çelik hakkında yaptığı paylaşım şöyle:

“Vural’a vedam; birkaç yıldır cenazelere gidemiyorum. (Çözmem gereken bir anksiyete.) Cenazeler, dini tören bölümünü ayrı tutarsak vefat edeni yad etmek, veda etmek için vardır. Ben bunu yazarak yapacağım.

Bir iş arkadaşımı çok erken kaybettim. Şaşkın ve üzgünüm. Vural Çelik, ‘Avrupa Yakası’nın ikinci sezonuna tek bölümlük Kubilay rolü için gelmişti. Çok tatlı bir performans gösterdi. O hafta yapımcıya “Mümkünse her bölüm yazmak istiyorum” dedim ve Vural, ekibe katılmış oldu.

Nevi şahsına münhasır biriydi. Setin çocuğu gibiydi. Herkese kendi kendine küser, nedenini bilmediğimiz konulara alınır, sonra barışmak için hediyeler isterdi. Bu hediye konusu setin şakası haline geldikçe “Bu hafta bana ne alıyorsun Gülse?” cümlesiyle girmeye başlamıştı stüdyoya. Beraber çok güldüğümüz, keyfi yerinde olsun diye hep kollamaya çalıştığımız bir çocuksu ruhtu. Özellikle bana ve Engin Günaydın’a çok nazı geçerdi. Sette biraz da bizi güldürmek için oynadığı bir “Mağdur persona”sı vardı. Şenay Gürler’le bir kahve içmeye mi çıkıyoruz, “Vaay tabii sosyete bizi davet etmez”! “Ya iki kız dedikodu yapacağız, sen niye geliyorsun?” “Yok ben garibanım zaten, bir kahve ısmarlamazsınız bu fakire, ben hangi parayla kahve içeceğim” filan derken bu sefer abarttığını fark edip onu gülme tutardı.

Setin bu geleneksel şakasından, bu dinamikten “Zenginliğine rağmen hep mağdur hep ezik Gülenay”ı yazdım. Vural nefis oynadı. “Birinin bizi durduramadığı” günlerdi. 

Son sezona girerken, ayrılmak istediğini söylediğinde ben dahil birkaç oyuncu arkadaşım vazgeçirmeye çalıştık. Ücret, saatler, senaryodaki yeri gibi şikayetleri vardı. Yapımcılarla konuşup, bana alıngan tonlu bir mesajla ayrıldığını söyledi ve teşekkür etti. Belki ısrar etmemi, yapımcıyı arayıp onsuz olmaz dememi bekledi. Yanlış karardı bence.

Keşke son sezonda da beraber oynasaydık. Ve keşke birkaç ay sonra bir TV programında benimle ilgili mana verilemez, yakışıksız cümleler etmeseydi. (Tabii kimse iş arkadaşıyla tek sebepten 16 yıl iletişimi kesmez. Ama sonraki yıllardaki hataları, yanlışları burada anlatmaya gerek de yok, yakışık da almaz.) Ben oyuncu arkadaşlarımla olan anlaşmazlıklarda kavga, polemik, magazin yoluyla cevap verme sevmem. Konuşup çözmeye çalışırım. Çok kırgınsam uzak kalır, iletişimi keserim. Öyle yaptım.

‘Niye sahip çıkmadınız?’ gibi cümleler okudum sosyal medyada. Vural yetenekli ve verimli çağda, bir oyuncuydu. Avrupa Yakası’ndan ayrıldıktan sonra ‘Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım’ filminde başrol oynadı. ‘Nuri’ dizisinde, Gani Müjde’nin ‘Yahşi Cazibe’sinde, Birol Güven’in ‘Seksenler’inde 3 sezon oynadı. Son yıllarda çalışmama sebebi televizyonda komedinin yok olması olabilir. Ancak yakınlarda Güldür Güldür’le ilgili bir soru sorulduğunda asla rol almak istemeyeceği bir yapım olduğunu sert bir dille magazine anlatmış, haber olmuştu. Bu bakışı da belki işleri zorlaştırmıştır. Birol Güven büyük bir ekonomik derdi olmadığını, çektiği videoların skeç olduğunu söyledi. ‘Stand up’a hazırlanıyordu’ dedi.

Avrupa Yakası seyircileri dergide çalışan karakterleri gerçek hayatta da kanka gibi görüyorlar. Elbette sette çok yakın arkadaşlar da edinirsiniz. Ama herkes herkesin can dostu olamaz haliyle. Selamlaşıp kankayı, düşmanı, sevgiliyi oynayıp, setten çıkınca gerçek hayatınıza dönersiniz. 

2 ay bir ekiple, 2 yıl başka yerde başka ekiple. Aralarda da çalışılmayan yıllar. Onun için dönem dönem yalnızlık ve işsizlik, bizim mesleğin parçasıdır.’

“Ben Vural’ı kahkahası, sette ‘mağdur personasıyla’ yaptığı komikliklerle, güldüğümüz anlarla hatırlamak istiyorum.”

Türkiye çok iyi bir komedyenini kaybetti. Cenazelerde helallik almak adettir. Hakkımı helal ediyorum, sonuna kadar helal olsun.

İçimde kalan üzüntü şudur. Son aylarda magazine verdiği bir röportaj karşıma çıktı: ‘Bir Gülse Birsel işinde rol alır mısınız?’ sorusuna ‘Ben ona hata yapmış olabilirim, o bana yapmış olabilir, başkası yapmış olabilir, 3 günlük dünya, zaten kaç komedyeniz ki?’ diyor. Sonuna kadar katıldım söylediklerine ve şöyle düşündüm: ‘Eh artık madem böyle demiş, bir ara muhakkak bir galada filan karşılaşınca sarılır muhabbet ederiz. Bir ara nasıl olsa denk geliriz.’

‘Bir ara’ bizim yaşlar için çok geniş, rahat bir zaman. ‘Bir ara buluşalım’, ‘Bir ara hasret giderelim’, ‘Önümüzde uzun yıllar var ya’.

Öyle değilmiş.

Nereden bilebilirdik?

Perde çok erken kapandı.

Allah rahmet eylesin.”

“Benim yüzümden hayatını kaybetti gibi davranılıyor”

Veda mesajıyla tepki çeken Gülse Birsel, daha sonra Birsen Altuntaş’a konuştu. Birsel, “Günlerdir benim yüzümden hayatını kaybetti gibi davranılıyor. İşlerini engelledi, yok sahip çıkmadı şu bu… 16 yıldır neden küs olduğumun sebeplerini açıklamak durumunda hissettim. Ben mümkün olduğu kadar eğlendiğimiz zamanları anlatıp keşke karşılaşacak vakit olsaydı dedim ama onun da sadece ilk kısmı koyulmuş. Veya parça parça alınmış. Sosyal medya inanılmaz bir yer” ifadelerini kullandı.

“Tavsiyemiz mezarına gidip helallik istemesidir”

Vural Çelik’in ailesi, Gülse Birsel’in kaleme aldığı veda yazısı üzerine açıklama yayınladı. Açıklamada, “Acımız çok tazeyken Gülse Birsel’in haddini aşan açıklamalarına üzülerek tanık olduk” denildi.

Çelik ailesinin açıklaması ise şu şekilde: 

“Hayatımızın en zor dönemlerinden birini yaşıyoruz. Çok sevgili ağabeyim Vural Çelik aramızdan ayrıldı ve derin bir acı bıraktı. Onun sıcak gülümsemesi, sevgi dolu yüreği ve hayatımıza kattığı güzellikler her zaman hatırlanacak.

Unutmayalım ki, ağabeyim yaşamı boyunca birçok insanın kalbinde iz bıraktı. Bizlere öğrettiği değerleri, paylaştığı anıları ve verdiği sevgiyi asla unutmayacağız. Bu zor günlerde, birbirimize destek olmanın ve onun hatırasını yaşatmanın en önemli şey olduğunu biliyoruz.

Çelik ailesi olarak acımız henüz çok tazeyken Gülse Birsel’in haddini aşan açıklamalarına üzülerek tanık olduk. Abimiz hakkında yapılan bu tür yorumların, savunma fırsatımız olmadan yapılmasının ne kadar yerinde olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir insanın kalemi yetenekli olabilir; ancak bu, onun iyi bir insan olduğu anlamına gelmez. Abim, insanları mutlu etmeyi ve onları güldürmeyi çok seven, gördüğü her tebessümle mutlu olan bir insandı. Bu onun en büyük zenginliğiydi.

Abim hayatı boyunca görme engelli bir anneye, bir kız kardeşe ve iki yeğene bakan, hayat mücadelesi veren, ekmeğinin peşinde koşarken kimseye boyun eğmeyen biriydi. Onuruyla yaşadı ve onuruyla aramızdan ayrıldı.

Çelik ailesi olarak Gülse Birsel’e tavsiyemiz; abimin mezarına gidip helallik istemesidir. Bu, belki de bu zor günlerde bir nebze olsun kalplerimize su serper. Abim yüce gönüllüdür, umarız affeder…

Başımız sağ olsun, acımız paylaşıldıkça azalacak.”

 


“David Beckham ve Mozart da ‘tourette’
sendromundan muzdaripti” 

Seda Bakan ve Zafer Algöz, Takıntılar’ı anlattı


 

Günün öne çıkan haberleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir