Harp hiledir!

1

Özellikle seçim öncesi ya da gerilimli günlerde duyarız: “HARP HİLEDİR”.

Hadis konusunda en yetkin isim sayılan Buhari’nin naklettiği bu ünlü söz, rivayet o ki Hz. Muhammed’e ait.
Diyanet İşleri’nin de aralarında olduğu İslamcı kaynaklara göre anlamı şöyle:

“Hadiste geçen “had‘a” veya “hud‘a” kelimesi, aldatmak, hîle yapmak ve kalbinde gizlediği niyetin zıddını dışa vurmak anlamlarına gelir. Harpte düşmana karşı hile yapmak, bütün İslâm âlimlerine göre câizdir. Harp esnasında nasıl imkân bulunursa öyle hile yapılır. Bunun yolları ise bir bilgiyi gizlemek, bir gerçeği olduğundan farklı göstermek, konuştuğu bir sözden dönmek şeklinde olabilir. Bilindiği gibi yalan dinimizde en büyük haramlardan biridir. Fakat İslâm âlimlerinin tamamına göre yalanın câiz görüldüğü yerlerin başında savaş gelir.”

Bu durum, tüm insanlık tarihi boyunca her medeniyette tanık olduğumuz bir gerçek. Yani, eğip bükmeye gerek yok. Evet harp – 2. Dünya Savaşı sonrasında küresel kurallarla önlenmeye çalışıldıysa da- hileleriyle hükmünü sürdürüyor.

Yine de şuraya kocaman bir ANCAAAAK koyalım.
Zira Hadis şöyle devam ediyor:
“Harbin hile oluşu, karşıdakine zulmetmeyi, âdil olmayan tavır ve davranışlar sergilemeyi gerektirmediği gibi bunu meşrû da kılmaz.”
Savaşta bile adil olacaksınız deniyor. Zulmetmeyeceksiniz deniyor.

Bugünün koşullarına uyarlarsak, elinde taş bile olmayana silah sıkmayacaksın deniyor.
Gencecik öğrencileri sırf “sözleri” nedeniyle dayaktan geçirip hapse atmayacaksın deniyor.
“Kime ne anlatıyorsun” diyeceksiniz. Haklısınız ama elimden gelen artık ancak bu. Sadece yazıp söyleyebiliyorum. Tek bir kişinin olsun aklına ulaşabilme umuduyla.
Ama unutmayın..
Siyasal İslamcılar bu ülkede neredeyse yüzyıldır bunu yaptı, yapıyor.

Dalgaların kayalıkları aşındırdığı gibi harp ilan ettiler, usanmadan konuştular, anlattılar. Zihinleri dogmalarla, binbir türlü hile ürünüyle doldurdular.
Pek sevdikleri Yavuz Bahadıroğlu 2018’de cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde Twitter’da şu mesajı paylaşmıştı mesela:

“Gün itibariyle seçim sath-ı mailine girdik. Cumhurbaşkanı seçiminin öne çekilmesi isabetli oldu. Harp hiledir. Allah hayırlı etsin.”

Bu dua ve seçim mesajında “HARP HİLEDİR” hatırlatması nereden icap etti dersiniz?
Bildiğimiz, emin olduğumuz, ancak kanıtlayamadığımız hilelerden mi söz ediliyor acaba?
Hani Kılıçdaroğlu’nun Kandil’de alkışlandığı sahte video gibi.
Aslında TRT’nin döne döne yayınladığı videonun gerçek olmadığı apaçık ortadaydı. Ne var ki Erdoğan’ın her dediğine inanma eğilimindeki seçmenler bunun farkında değildi. Ya da umursamıyordu!
Komik olansa, bunu daha sonra bizzat Erdoğan’ın “ama montaj, ama şu ama bu” sözleriyle itiraf etmesiydi.
*. *. *
Yazmışken bir itiraf da benden.
O sırada CHP’den eski bir arkadaşıma ulaşıp, TRT’den sırf bu konuda cevap hakkı talep edebileceklerini.. Daha doğrusu talep etmeleri gerektiğini söyledim.
Arkadaşım seçim gezisi için telefonun çekmediği bir köye gittiğini söyleyip topu taca attı. Ama hatırım için birkaç yöneticiye ulaşacağını ve hatta Medya Mahallesi programına bağlanmaları ricamı aktaracağını söyledi.
Sonuç mu?
Kocaman bir SIFIR!
*. *. *
Daha nice örnekle dolu yakın tarihimiz. En başta da İstanbul seçimleri.
Yine HARP HİLEDİR sloganı ile yürüyorlar bugün. Gezi günlerinde “yalan olduğu kanıtlanan yalanlar” gibi yine size yalan söylüyorlar. Adaleti hiçe sayıyorlar. Gencecik evlatlarımıza düşman muamelesi yapıp zulmediyorlar.
Dünden iki örnek o kadar çok şey anlatıyor ki!

* Erdoğan Meclis grubundaki konuşmasında, “vandalların vandallığı” diye bir görüntü paylaştı. Güya eylemciler molotof kokteylleriyle, hatta silahla falan Saraçhane’de polise saldırıyordu. Google sayesinde hemen anlaşıldı ki görüntü, 2024 yılında Gürcistan’daki eylemlerden alınmaydı.

* Ve ailesine toz kondurmayan Reis uğruna Dilek İmamoğlu hakkındaki peş peşe iftiralara son örnek: Sabah grubunun bulvar gazetesi Takvim, çok çirkin bir iddia attı ortaya. Dilek İmamoğlu, eşi Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı günün akşamı alışverişe çıkmış.. Alışverişte 3 milyon 800 bin TL gibi akıl ötesi bir para harcamış.. Faturayı da İBB’ye göndermişti.
O gazetenin başında kendisine “gazeteci” diyen birileri var. Merak ediyorum; bu kadar sakil, aptalca bir yalanı nasıl uydurabildiler? Ne umdular?
Nice değerli gazeteci hapiste ya da yurt dışında sürgündeyken bu cisimler çocuklarının yüzüne nasıl bakabiliyor? Ne adına kimlere karşı harbediyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mardin escort