‘Her araç bir soba gibi’

 

Kentte kayıtlı araç sayısının 6 milyona yaklaştığını belirten Toros, “İstanbul’da arazi yapısı çok değişti, yarım saatlik yol 1-2 saat sürüyor. Bir araç ne kadar dur-kalk yaparsa atmosfere saldığı emisyon o kadar artıyor. Her bir araç soba görevi görüyor. Araçları doğru da kullanmıyoruz. İlerideki kırmızı ışığa kadar hızlı gidiyor, yeşil ışık yandığında bir anda gaza basıyoruz. Bir anda duruşlar, kalkışlar hem egzozdan hem fren, balata ve lastikten kirleticilerin atmosfere çıkmasına yol açıyor. Tüm bunlar bir araya gelince İstanbul’da artan trafik, atmosfere saldığımız kirleticileri, parçacık madde ve karbonmonoksiti artıyor” dedi.

‘Atmosfer bozuluyor’

Egzozlardan çıkan kirletici gazların atmosferin kimyasını bozduğunu belirten Prof. Toros şunları söyledi: “Atmosfere saldığımız her kirletici, sağlığımızı bozuyor ama dolaylı etkileri de var. İstanbul’da arazi değişti, artık daha çok asfalt var. İstanbul’daki her araç bir soba gibi. Her bir aracın egzozundan kirletici gazlar çıkıyor. Bunlar da atmosferi bozuyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir