İş dünyası temsilcileri faiz kararını değerlendirdi
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, kararın aralıkta başlayan faiz indirimi döngüsünün devam ettiğini gösterdiğine işaret ederek, şunları ifade etti:
“İhracatçının uygun maliyetlerle finansmana erişimi için faiz indirimleri önemli. Politika faizinde her indirim reeskont kredisine de indirim olarak yansıyacağı için bu adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak 2024’te rekabetçiliğimize büyük zarar veren girdi maliyetleriyle kur arasındaki makasın bir şekilde daraltılması gerekiyor. Enflasyonla kur arasındaki korelasyonun da kurulması gerekiyor. Ekonomi yönetimimizden enflasyonla kur arasındaki korelasyonu kurmasını bekliyoruz.”
TİCARİ KREİDLERİ YANSITILMASI BEKLENİYOR
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de “Reel sektörün finansman maliyetlerinin enflasyondaki düşüş trendine zarar vermeyecek biçimde, kademeli şekilde indirildiğini görüyoruz. Söz konusu indirimlerin ‘bire bir oranda’ ve ‘hızla’ ticari kredi faizlerine yansıtılması temel beklentimiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yılın başında Türk lirası KOBİ kredilerinde büyüme sınırının artırıldığını belirten Avdagiç, “2025 yılının iş dünyasının ihtiyaç duyduğu kararlarla başlamasını önemli buluyoruz. Aynı zamanda kur tarafında rekabetçiliğimizi artıracağımız bir yıl olmasını diliyoruz.” ifadesini kullandı.
“OLUMSUZLUKLAR KADEMELİ ŞEKİLDE AZALACAK”
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı da özellikle geçen yılın ikinci yarısından itibaren finansmana erişimin zorlaşması ve iç talebin belirgin bir şekilde yavaşlamasının, reel sektör için olumsuz göstergeler olarak öne çıktığını hatırlattı.
Asmalı, yılın son ayında gelen faiz indiriminin, iş dünyası adına 2025 yılına dair ciddi bir motivasyon kaynağı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bu bağlamda Merkez Bankasının, faiz indirimi sürecine devam ederek politika faizini yüzde 45’e çekmesi, iş dünyasının motivasyonunu daha da artırmıştır. Yatırımların olumsuz etkilendiği ve reel bazda ciro rakamlarının gerilediği 2024’ün olumsuz etkileri, para politikasında normalleşmenin süreceğine inandığımız 2025 yılında, kademeli bir şekilde azalacaktır. Sıklıkla ifade ettiğimiz gibi, sıkı para politikası enflasyonla mücadele için gerekli bir koşuldur fakat tek başına yeterli değildir. Para ve maliye politikalarındaki eş güdümün sürmesinin yanı sıra yapısal reform politikaların etkin bir şekilde hayata geçirilmesi de elzemdir. Böylece bir taraftan enflasyonu yeniden tek hanelere indirirken diğer taraftan üretim, yatırım ve istihdamı istikrarlı biçimde artırabileceğimize yürekten inanıyoruz.”