Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı ve CHP’nin ikinci Genel Başkanı İsmet İnönü, bugün vefatının 51’inci yılı dolayısıyla Anıtkabir’de düzenlenen törenle kabri başında anıldı. Törene, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti yöneticileri ve milletvekillerinden oluşan bir heyet de katıldı.
Törende ilk olarak Atatürk’ün kabrine çelenk konuldu ve saygı duruşunda bulunuldu. Ardından heyet, CHP’nin ikinci Genel Başkanı İnönü’nün kabrine geçti. İsmet İnönü’nün öz geçmişinin okunmasının ardından Cumhurbaşkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), CHP ve İnönü’nün ailesi adına kabre çelenk bırakıldı ve saygı duruşunda bulunuldu. Törenin ardından İnönü’nün kızı Özden Toker ve Gülsün Bilgehan taziyeleri kabul etti.
Törene, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Grup Başkanvekilleri Ali Mahir Başarır ve Murat Emir, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri katıldı.
İSMET İNÖNÜ KİMDİR
Malatya’ya yerleşmiş Kürümoğulları ailesinden Hacı Reşit Bey ile Bulgaristan’ın Deliorman Türklerinden Cevriye Hanım’ın oğlu olan Mustafa İsmet, ilk öğrenimini Foça ve Sivas’ta mahalle mektebinde tamamladıktan sonra Sivas Askeri Rüştiyesini birincilikle bitirdi.
Topçu Harbiyesinden 1903’te teğmen rütbesiyle yine birincilikle mezun olan Mustafa İsmet, Pangaltı’daki Harp Akademisinde öğrenime başladı.
1906’da akademiyi de birincilikle bitirip “Altın Maarif” madalyasıyla ödüllendirilen Mustafa İsmet, kurmay yüzbaşı rütbesiyle ilk görev yeri olan Edirne’ye atandı.
Bu görevi sırasında İttihat ve Terakki Cemiyetine giren Mustafa İsmet, 1908’de kolağası oldu ve 31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) olarak bilinen ayaklanmayı Selanik’ten gelerek bastıran Hareket Ordusu’nda kurmay yüzbaşı olarak görev aldı.
İttihat ve Terakki faaliyetleri sırasında yolu Selanik’e düşen Mustafa İsmet, burada Mustafa Kemal’le tanışma fırsatı buldu.
Bu karşılaşma, uzun yıllar sürecek “dava ve silah arkadaşlığı”nın da temellerini attı.
ATATÜRK’ÜN EN GÜVENDİĞİ İSİMLERDENDİ
1910-1913 yıllarında Yemen İsyanı’nın bastırılması harekatına katılan Mustafa İsmet, hudut problemleri ve asilerle yapılan anlaşmalarda başarılı hizmetleri ve mesleki özellikleriyle dikkati çekti.
Mustafa İsmet, I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi’nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk’le çalışırken, dostlukları ve devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti.
Ardından Suriye Cephesi’nde savaşan Mustafa İsmet, yeni Cumhuriyet’in kurulma aşamasında Atatürk’ün en güvendiği isimlerden oldu.
Mustafa İsmet, 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Edirne milletvekili olarak girdikten sonra, 3 Mayıs’ta İcra Vekilleri Heyeti’nde Genelkurmay Başkanı oldu.
Miralay Mustafa İsmet, bu görevler uhdesinde kalmak üzere Garp (Batı) Cephesi Komutanlığı görevine getirildi. Kuruluş aşamasındaki düzenli ordu ile Çerkez Ethem ayaklanmasının ve iç isyanların bastırılmasında etkin rol oynadı.
“MİLLETİN MAKUS TALİHİNİ YENDİNİZ”
Miralay İsmet, hızla ilerleyen Yunan ordusunun İnönü’de önünü keserek, Birinci İnönü Zaferi’ni kazandı ve Meclis tarafından ‘Tuğgeneral’ rütbesine yükseltildi.
Yunanlılar, yeni kuvvetlerinin de desteğiyle tekrar Garp Cephesi’ne yüklendi. İkinci İnönü Savaşı 23 Mart’tan 1 Nisan’a kadar süren çetin bir çarpışmaya sahne oldu.
TBMM Başkanı Mustafa Kemal, düşmanı yeniden bozguna uğratan Mustafa İsmet’e bir telgraf göndererek, “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz” sözleriyle tebrik etti.
Sakarya Meydan Savaşı ile Büyük Taarruz arasındaki devre, İsmet Paşa için en yoğun çalışma dönemi oldu. İsmet Paşa, Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz’dan sonra kazanılan zafer üzerine, Mudanya Ateşkes toplantısında TBMM’yi temsil etti.
1922’de Hariciye Vekili (Dışişleri Bakanı) olan Mustafa İsmet, gençlik yıllarından beri edindiği diplomatik müzakere tecrübesi nedeniyle Lozan Barış Konferansı’na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak gönderildi.
Görüşmeler sırasında Türkiye’nin çıkarlarını titizlikle savunan Mustafa İsmet Paşa, konferansta, “Efendiler, çok ızdırap çektik, çok kan akıttık, bütün medeni milletler gibi hürriyet ve bağımsızlık istiyoruz” dedi.
İnönü, 24 Temmuz 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ve egemenliğinin tanınmasını sağlayan, “Türkiye’nin tapu senedi” olan Lozan Antlaşması’nı imzaladı.
ATATÜRK “İNÖNÜ” SOYADINI VERDİ
Cumhuriyetin ilanından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükümette Başbakan olarak görev alan, Halk Fırkası Genel Başkan Vekilliğini üstlenen Mustafa İsmet, 1934’te Soyadı Kanunu çıktığında Atatürk’ün verdiği “İnönü” soyadını aldı.
Başbakanlık görevini 1925-1937 yıllarında sürdüren İnönü, Atatürk’ün vefatından sonra 11 Kasım 1938’de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye’nin İkinci Cumhurbaşkanı seçildi.
Bu görevinin yanı sıra CHP Genel Başkanlığına da getirilen İnönü, CHP’nin 26 Aralık 1938’de toplanan I. Olağanüstü Kurultayı’nda partinin değişmez genel başkanı seçilerek “Milli Şef” unvanı aldı.
İnönü, Avrupa’yı uçurumun kenarına sürükleyen İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’yi savaşın dışında tutarak olası yıkımların önüne geçti.