Jeotermal Enerji Yatırımları Tehdit Altında
Türkiye’nin 2024 sonu itibarıyla 115 bin (MW) seviyesini aşan elektrik enerjisi kurulu gücü içerisinde jeotermal enerji santrallerinin payı 1728 MW seviyesinde gerçekleşti. 2010-2020 yılları arasında jeotermal enerji kurulu gücünü 15 MW’tan 1500 MW’ın üzerine taşıyan Türkiye’nin bu başarısında, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) çok önemli payı bulunuyor. Ancak tüm yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlarda YEKDEM’den yararlanılması için 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınma koşulu olması, jeotermal yatırımcıları için büyük belirsizlik oluşturuyor.
31 Aralık 2030 kısıtı
Sektörün yaşadığı YEKDEM takvimi sorununu değerlendiren Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, 1 Mayıs 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7189 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınacak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı YEK Belgeli elektrik üretim tesisleri için destekleme mekanizmasını işletileceğini anımsatarak, bu durumun ivmelenme aşamasında olan jeotermal yatırımlarının önündeki en büyük engel olduğunu vurguladı.
Jeotermal enerjinin rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklara göre çok farklı dinamikleri olduğunu kaydeden Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı: “1 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla başlayan ve bizim ‘Üçüncü YEKDEM’ olarak adlandırdığımız süreçte jeotermal enerji yatırımlarının teşvik süresi 10 yıldan 15 yıla çıkarıldı. Bu süre uzatımı sektörümüz için yaşamsal önem taşıyordu. Ancak bu teşvikten yararlanmak için santrallerin 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınması gerekiyor. Jeotermal enerjiye yatırım yapmak isteyen yatırımcılarımız; lisans, izin, ruhsat, arazi alımı, ÇED, sondaj, kaynak verimliliğinin saptanması, santralin inşası ve devreye alınması aşamalarını en iyimser ihtimalle beş yılda tamamlayabiliyor. Bugün pek çok yatırımcı şirketin jeotermal enerjiye yatırım yapmak istediğini biliyoruz. Ancak 30 Aralık 2030 tarihe kadar yatırımlarını devreye alamama ihtimali yatırımcıyı düşündürüyor. Bugünkü mevzuata göre, bugün jeotermale yatırım yapma kararı veren pek çok yatırımcının YEKDEM kapsamına girmesi teknik olarak mümkün olmayacak.”
2025 sonunda jeotarmal kurulu gücünün yüzde 36’sı YEKDEM dışında
Bu konudaki düşünce ve önerilerini ilgili tüm kamu otoriteleri ile paylaştıklarını sözlerine ekleyen JED Başkanı Ali Kındap, sektörün bir diğer önemli sorununun on yıllık YEKDEM süresini tamamlayan santraller olduğunu belirtti.
Türkiye’nin “2053 Net Sıfır” vizyonu yolculuğunda jeotermalin anahtar rol üstlendiğini anımsatan Kındap, sürelerini tamamlayarak teşvik sisteminden çıkan santrallerin yerine, en az aynı kurulu güçte yeni yatırımların devreye alınması gerektiğine işaret etti.
Kındap, 2024 yılında kurulu gücün yüzde 11’ine karşılık gelen 163 MW jeotermal santralin YEKDEM’den çıktığını, bu yıl ise 115 MW kurulu gücün YEKDEM dışı kalacağı bilgisini verdi.
2016-2025 yılları arasında toplamda 620 MW santralin destek sisteminden çıkmış olacağına, bunun toplam kurulu gücün yüzde 36’sına karşılık geldiğine dikkat çeken Ali Kındap, teşvik kapsamından çıkan santrallerin yerine devreye alınması planlanan proje stoğunun henüz planlama aşamasında olduğunun altını çizdi.
YEKDEM’den çıkandan daha fazlası sisteme girmeli
Ali Kındap, sözlerini şöyle sürdürdü: “Jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücünde dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın birinci ülkesi olan Türkiye’nin son üç yıldaki kurulu güç artışı neredeyse sıfır seviyesinde gerçekleşti. Sektörümüz uyku durumundan çıkarak yeniden yatırım sürecine adım atıyor, 2010-2020 yılları arasındaki yatırım heyecanını yeniden tatmak istiyor. YEKDEM kapsamındaki proje stoğunun azalması, sektörümüz için bir risk. Sistemden çikandan daha fazlasi sisteme girmeli. Başta demir çelik sektörü olmak üzere, farklı sektörlerde yatırımları olan şirketler de jeotermali yatırım ajandalarına almış durumdalar. Bu gelişmeleri mutlulukla izliyoruz. Ancak jeotermal enerji, rüzgar ya da güneş enerjisi gibi kısa sürede kurularak devreye alınan bir enerji türü değil. Kaynağın keşfedilmesi, sondajı, elde edilen sonuçların analiz edilmesi, yatırım kararı verilmesi ve yatırımın devreye alınması en az 5 senelik bir süre gerektiriyor.” – İZMİR