Aydınlık gazetesi yazarı Seyit Yöre, bugünkü yazısında sanat eserlerinin yasa dışı para alışveriş aracı olarak kullanılmasını kaleme aldı. Sanatın bir kara para aklama aracı olarak kullanımına dair belirlenmiş teknikleri açıklayan Yöre, sanat ve kara para ilişkisinin 1980’lerden beri bilindiğinin altını çizdi.
Kara para aklamak için kullanılan sanat eserlerinden en bilineninin resim sanatındaki tablolar olduğunu söyleyen Yöre, “Bu tablolar, kaçakçılar, uyuşturucu kartelleri ve silah tüccarlarının kara para aklama yöntem olmuştur. Zaten yaşa dışı çalışanların her yöntemi kullandığı bilinse de asıl hiç beklenmeyecek resim ve antika koleksiyonerlerinin, iş insanlarının ve siyasetçilerin de sanat eseriyle kara para akladığı ortaya çıkmıştır. Bu konu, siyasetçilerin ve iş insanlarının bir araya geldiği Dünya Ekonomik Forumu’nda da geçmiş yıllarda tartışılmıştır. Yani geliri yüksek olanlar, daha fazla gelir elde etmek ve kolay kazanç olarak gördükleri için, sanat eserlerini kara para aklamada kullanıyorlar.” diye yazdı.
Bu işlere bulaşmış kişilerin bir sanatçının sergisinden eser satın alıp kara parasını galeriye ve ressama aktarabildiğini kaydeden Yöre şöyle devam etti:
“Bu konuda resimlerin de ötesine geçmiş, alıp satılabilecek her tür sanat eseri boyutuna taşınmıştır. NFT denilen dijital görseller ve müzikte de olduğu gibi, edebiyat eserleri bile kara para aracı olabilir. İnsanların halen takip ettikleri bazı “sosyal medya fenomenleri”nin kara para aklama işi yaptıkları ortaya çıkmışsa da bu işlerin içinde sanatçılar var mı? Henüz ortaya çıkan bir bulgu görünmüyor.
RESSAMLARIN ESERLERİ İLE PARA ‘TEMİZLEYEN’ BARONLAR, PETROLCÜLER, YAĞMACILAR…
Özellikle yaşamayan ve çok tanınan ressamların eserleri bu kara para işinde öne çıkıyor. Ancak ikinci sınıf sanatçıların bile sanat eserlerine biçtiği çok yüksek değerlerle uyuşturucu baronları, petrolcüler ve çeşitli yağmacıların (kleptokratlar dahil) kirli paralarını temiz veya değiştirilebilir bir varlığa dönüştürmek için hazır oldukları tespit edildiğinden birçok kara para aklama davası görülmektedir.
1989’da OECD bünyesinde kurulan “Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu”nun (FATF) 2023 raporuna göre, sanat piyasası katılımcılarının büyük çoğunluğunun yasadışı faaliyetlerle bir bağlantısı olmadığı, sanat, antika ve diğer kültürel objelerin, suç gelirlerini aklamak, organize suç gruplarının ve teröristlerin faaliyetlerini finanse etmek için cezbedici bir araç olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Bu işler yapılırken bir tek değil, birden fazla tekniği olduğu ortaya çıkmıştır.
SANAT ESERİYLE KARA PARA AKLAMA TEKNİKLERİ
Sanat eserlerinin kara para aracı olarak kullanılmasında, çeşitli kaynaklardan derlediğim farklı teknikler, “fiyat enflasyonu, anonimlik, çok güvenli serbest liman depoları, mülkiyet değiştirme, sahte nakliye faturaları, kurumların kötüye kullanımı, rüşvet ve kredi teminatı” olmak üzere en az sekiz tanedir. Bu saydıklarımın ne anlama geldiğini de tek tek açıkladım:
Fiyat enflasyonu: Sanat eseri değerleme süreci düzenlenmediğinden, suçlular ve suç ortaklarının genellikle müzayedede fiyatı kasıtlı olarak artırıp fiyat enflasyonunu bir fırsat olarak kullanmaları ve tek bir satışta büyük miktarda para aklamalarıdır.
Anonimlik: Yargı alanında düzenlemeler olsa da suçlular kendilerini gizlemek üzere acenteler, brokerler, danışmanlar ve diğer aracıları müzayedelerde kullanabilmektedir. Böylece “adını gizlemek isteyen” bir alıcı “anonim” olarak eserin sahibi olmaktadır. Bunun sonucunda, sanat piyasası katılımcıları kiminle iş yaptıklarını yani sanat eserini aslında kime sattıklarını bilemezler. Yani bir suçlunun kendi adını kullanmadan, üçüncü bir taraf veya anonim bir paravan şirket kullanarak yüksek değerli bir sanat eserini galeriden veya müzayededen satın almasıdır.
Çok güvenli serbest liman depoları: Serbest liman depoları, satın alınan sanat eserlerini depolamak için kullanılan mekânlardır. Bu yerlerde, mallar “transit” olarak sınıflandırılır ve gümrük vergisinden muaftır. Bu teknik, eserleri meşru alıcıların yanı sıra, kara para aklama niyeti olanlar için de kullanılabilmektedir. Serbest limandan çıkış ise diğer aşamadır. Sanat eseri son satış için serbest limandan ayrıldığında, gümrük ve vergi düzenlemeleriyle karşılaşır. Ancak, bu zamana kadar, çok sayıda işlem ve aşırı yükseltilmiş fiyat değeri, yasadışılığın izini sürmeyi aşırı derecede zorlaştırmaktadır.
Mülkiyet değiştirme: Serbest limanlarda depolanan sanat eserleri, teknik olarak satış ve yeniden satış yoluyla birden fazla kez mülkiyet değiştirebilir. Bu da son işlem ile yasadışı fonların kaynağı arasındaki mesafeyi daha da artırmaktadır. Çeşitli aracılar veya paravan şirketler aracılığıyla yapılan sınır ötesi işlemler, karmaşık bir işlem ağı oluşturarak fonların kaynağını gizler ve sanat eserinin görünür değerini artırır.
TERÖR FİNANSMAN TEKNİĞİ
Sahte nakliye faturaları: Bazen dolandırıcılar, çalınan sanat eserlerini ve sahte eserleri, satılacakları ülkelere sokmak için sahte belgeler veya nakliye faturaları doldururlar. Çok sayıda vaka çalışmasında görüldüğü üzere, özellikle fiziksel olarak küçük antikalar veya daha az dikkat çeken kültürel nesnelerde sahte nakliye faturalarının yaygın bir terör finansmanı tekniği olduğu ortaya çıkmıştır.
Kurumların kötüye kullanımı: Suçlular, yüksek değerli sanat eserlerinin transferini, fon kaynağını, satıcıların ve alıcıların kimliklerini gizlemek için genellikle paravan şirketler veya kâr amacı gütmeyen (dernek, vakıf gibi) kuruluşlar gibi aracılar kullanmaktadırlar.
Rüşvet: FATF 2023 raporuna göre, yolsuzluk yapanların doğrudan finansal sistem üzerinden ödeme almak yerine rüşvet veya geri ödeme olarak yüksek değerli sanat eserleri aldığını gösteren çok sayıda vaka çalışması belirlenmiştir. Bu teknik, alışveriş yapan tarafların paranın banka hesapları arasında taşınmasını ve paranın izini sürme girişimlerinin zorlaşmasını önlemeye yöneliktir.
Kredi teminatı: Sanat eserine sahip olan suçlu, eseri kredi için teminat olarak kullanabilir ve yasadışı fonları finansal sisteme daha çok entegre edebilir.
Bu tekniklerin sonunda birçok sanat eseri aşırı yükseltilmiş bir fiyata gerçek bir alıcıya satılmakta ve meşru görünen bu satıştan elde edilen gelir, ekonomiye temiz para olarak yeniden kazandırılmaktadır.”