Kızılırmak’taki istilacı ve yabancı türler araştırılıyor

Türkiye’nin önemli sulak alanlarından, Samsun‘un 19 Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerinin sınırlarında yer alan 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası için Avrupa Birliği desteği ile ‘Karadeniz Delta Koruma Alanlarında İklim Değişikliği Etkilerinin Değerlendirilmesi için İstilacı ve Yabancı Türler Gözlem ve İletişim Ağının Geliştirilmesi’ projesinin ikinci fazı yapılıyor.

Bu kapsamda Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Gürcistan’da bulunan delta koruma alanları inceleniyor. Proje kapsamına delta koruma alanlarında bulunan istilacı ve yabancı türlerin tespit edilmesi ve bu türlerin iklim koşulları altındaki tepkileri değerlendirilecek.

‘GÖZLEM AĞI KURULDU’

Proje hakkında bilgi veren KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fatma Telli Karakoç, 2020 yılında başlayan projeyle ilgili “Birinci fazında Kızılırmak Deltası’nda bulunan istilacı, yabancı türlerin dağılımını ve ekosisteme olan etkilerine baktık. Tüm delta alanındaki yayılışını, oradaki halkın bundan etkilenişini kapsadı. Aynı zamanda gözlem ağı kuruldu. Balıkların fotoğrafları çekilerek halkında bunu kullanması, gördüklerini raporlayarak, internete ekleyerek interaktif bir çalışma yapıldı” dedi.

‘SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DELTA HAZIRLAMAK İSTİYORUZ’

“Bu seferki proje de diğer projenin devamlılığında yapılan bir projedir” diyen Prof. Dr. Telli Karakoç, Bölgede ‘deltanın ekosistem servisleri nelerdir ve istilacı, yabancı türler bu servislere nasıl katkı sağlıyor’ diye sorguladıklarını belirterek “İstilacı, yabancı türlerin ekosistem servisi olarak orada yaşayan yöre halkına ‘nasıldır, nasıl bir avantaj sağlıyorlar’, bütün bu konu çalışılacak. Aynı zamanda oradaki halkın bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi kapsamında eğitimler düzenlenecek ve ekosistem servislerinin ne demek olduğu anlatılacak. Orada çıkan ürünü sadece satarak değil; onun altyapısındaki hazırlayıcı, destekleyici sistemlerini de açıklayarak deltanın bir bütün olarak hizmet verdiğini insanlara anlatmak istiyoruz. Böylece sürdürülebilir bir delta hazırlamak istiyoruz” diye konuştu.

‘KARADENİZ’E GİREN DELTALARDA AYNI ÇALIŞMALAR YAPILIYOR’

Prof. Dr. Telli Karakoç, projenin aslında Karadeniz sınır ötesi iş birliği projesi olduğuna dikkat çekerek Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Gürcistan ve Türkiye’den oluştuğunu söyledi. Proje kapsamında Karadeniz’e giren deltalarda aynı çalışmalar yapıldığını ifade eden Karakoç “Kiminde balık ve göl ekosistemi üzerinde çalışırken kimi de karasal ekosistem üzerinde çalışılıyor. Böylece Karadeniz’deki deltalara bütüncül bir bakışla oradaki istilacı, yabancı türlerin varlığı, etkileri ve ekosistem servisleri bir arada değerlendiriliyor” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir