Hakan Keleş’ten boşalan teknik direktörlük görevine Aykut Kocaman’ın yardımcısı, yardımcısından da öte futbol aklına güvendiği Fahrettin Ömeroviç getirildi…
Hayırlı olsun…
Aykut Kocaman’ın, Rıza Çalışmabay’ın ve Ömer Erdoğan’ın “Armudun sapı, Üzümün çöpü” mazeretleri göstererek gelmek istemedikleri göreve, Aykut Kocaman’ın yardımcısı Fahrudin Ömeroviç geldi…
Kötünün iyisi…
Umarım başarılı olur.
PARA EN ÖNEMLİ MESELE
Konyaspor’daki en önemli mesele para…
Hoca sorunu çözüldü…
Eyvallah…
Para ve takviye konusu nasıl çözülecek?
Bosnalı Hocanın cebinde ya da aklında mutlaka iyi futbolcular vardır ve bunları yönetimden isteyecektir, ki istemek zorunda…
Değilse, Konyaspor bu oyuncu gurubuyla bu ligi sahiplenemez…
Bu bir realite…
Dolayısıyla, Konyaspor’da öncelikli olarak para sorunu çözülmeli, aksi taktirde ne Ömer Korkmaz ne de yönetimi bu süreci götüremezler…
Nereden bakılırsa bakılsın, Konyaspor’a 4-5 oyuncu, hem de takıma direk katkı yapacak oyuncu lazım…
Nelson gibi çöplerle bu iş gitmez…
Nasrettin Hocanın “ya tutarsa” mantığı ile transfer yapılmamalı…
Bu konuda Ömeroviç’e güveniyorum muyum?
Güvenirim…
Hem kendi kariyeri için, hem de Konyaspor’un bu cendereden çıkması için elini taşın altına koyacak ve en az bir Konyalı gibi işe dört elle sarılacaktır.
HESAP SORULMALI Kİ, HESAP VERSİNLER
Konyaspor’un bu noktalara gelmesinin en önemli nedeni kötü başkan, kötü yönetim ve kötü transferler!
Kim aldıysa ya da kim aldırdıysa bu oyuncuları, bu şehre ihanet etmiştir…
İki menajer var ve o menajerleri de Fatih Özgökçen biliyor…
Kaleci Deniz Ertaş ile kaleci Mehmet Erdoğan’a kendi ofisinde profesyonel imza attıran ve iki menajere de bu çocukları teslim eden kendisi!
Dikkat buyurun; Konyaspor kulübünde değil, avukatın beyin ofisinde profesyonel imza attırılıyor, Türkiye’nin konuştuğu genç kaleci Deniz Ertaş ile Mehmet Erdoğan’a…
Skandal!
Fatih Özgökçen’den sonra kulübü teslim alan Ömer Korkmaz’ı ve yönetimini taktir etmek başka bir şey, ama Ömer Korkmaz veya yöneticilerin yanlışlarını yazmamak ya da yanlışlarına ortak olmak başka bir şey…
Olanlar var mı?
Olmaz mı?
Dün Fatih Özgökçen’i göklere çıkaran yalayıcılar, bugün de Ömer Korkmaz’ı uçurmaya çalışıyorlar…
Dertleri Konyaspor’un olmadığı aşikar!
Bu anlamda hiçbir yanlışa ortak olmadım, olmam…
İstedikleri kadar alınsınlar, istedikleri kadar üzülsünler, bu yanlış transferleri kim ya da kimler yaptıysa bunun hesabını vermeli…
Konyaspor üzerinden ülke çapında kimlik edinmenin, Konyaspor üzerinden bilinmenin ve tanınmanın, dahası gazete ve televizyonlarda boy göstermenin bir bedeli olmalı…
Öyle değil mi Fatih efendi?
“Fatih Özgekçen” denilen adam, Konyaspor’u hem düşürmenin, hem de batırmanın eşiğine getirdi ve arkasına bakmadan çekip gitti…
Eğer, ülkeyi yönetenler bunun hesabını sormazlar da, üstelik adamı yanlarında taşırlarsa, bunun hesabını Halk sormazsa Hak sorar…
Şunun altını çizmekte yarar var; sakın yanlış anlaşılmasın, Fatih Özgökçen takıntılı bir insan değilim…
Ama, mesele Konya ve Konyaspor olunca, olayın benimle alakası olmadığı anlaşılır…
Bu kadar basit.
HÜSEYİN SARAÇ VE YANAN ÇİMLER
Geçtiğimiz günlerde mail kutuma bir ileti gelmiş…
İsmini vermeyeceğim Konyaspor’u seven bir arkadaş…
Konyaspor’da önce tesislerden sorumlu olan, daha sonra da genel müdür apoleti giydirilen, Ömer Korkmaz tarafından da apoleti sökülen Hüseyin Saraç’ın, kulübü büyük bir zarara uğrattığını söyledi!
Arkadaşın bana yazdıkları şöyle:
Konya’da oynanan bir Milli maç öncesinde dışarıdan getirdiği gübreleri (atılmaması gerekirken) sorumluluk bana ait diyerek, bu gübreleri çim zemine attırdı. Sonra bu gübreler stadın çimini yaktı. Bunu düzeltmek aylarca sürdü. Konyaspor stadının çimleri fazla gübrelenmeden dolayı yanmıştır. Tabii ki Hüseyin Saraç, doğal olarak sararan ve bozulan bu çimlerin sorumluluğunu üzerine almayıp, personelin yanlış kullandığını iddia ederek işin içinden sıyrılmıştır. Bu nedenle Konyaspor büyük zarara uğratılmıştır.
Özetlersem; Konyaspor’u küçültmüş, kendilerini büyültmüşler…
Yazık.