Kürtlerin Kürt dili ile ilgili bilinci ne kadar güçlü? Kürt dilinin halk nezdindeki durumuna baktığımızda çok da umut verici bir durum görmüyoruz. Şehirlerin cadde ve sokaklarında birçok Kürt birkaç on yıl içinde dillerini bırakıp başka bir dile giriyor. Milyonlarca Kürt, çocuklarının okulda acı çekmemesi bahanesiyle kendilerinin bile doğru dürüşt bilmediği bir dilde çocuklarını büyütüyor.
Kürt bilinci deyince aklımıza hemen Ahmad Hani gibi bu konu güçlü bir bilince sahip şahsiyetler geliyor, ancak Kürt beylerinin divanlarına bakacak olursak onların divanlarında da yazışma dilinin Kürtçe olmadığını görürüz. Örneğin Evliya Çelebi, Abdal Han Rojki’nin ağzından çıkan ve yine Türkçe olan bir şiirini sunar. Martin van Bruinessen bu konuda şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Bu da Rojki’nin, en azından kentli Kürt aydınlarının, Ermenice, Farsça ve Arapça kelime ve deyimlerin yoğun kullanıldığı birTürkçeyi konuştuğunu gösteriyor. İnsan böyle bir dilin nasıl ortaya çıktığını ve kendini Kürt olarak gören kişiler tarafından nasıl konuşma diline dönüştüğünü merak ediyor.” [1]
Abdal Han’ın yanı sıra birçok Kürt prensi de şiirlerini Farsça yazmıştır. Tahsin İbrahim Dosti, Baxê Îrem Geştek li Nav Şi’ra Kurmancî ya Klasîk de (İrem Bahçe Klasik Kürt Şiirin de Bir Gezinti) [2]! adlı eserinin sonunda şöyle demiştir: “On dokuzuncu yüzyılın bir grup Kürt şairinde insanların gördüğü şey, şiirlerini daha Şeyda) gibi birçok örnek sayabiliriz.”
Denilebilir ki, Bedirhan Bey’in ailesi de İstanbul’a gittikten sonra, ulusal bilincine varmış olmaları, yada en azından milli davanın çalışmalarını eskisinden daha güçlü ve bilgili bir şekilde üstlenmiş olmaları uzak bir ihtimal değildir. Millî şuurun gelişmesi ve bununla birlikte İstanbul’daki aydınlar arasında Kürt dilini ve kültürünü koruma bilinci gelişmiştir. 1898’de yayınlanan ilk Kürdistan gazetesi olduğunda, daha sonra dernekler ve yayınlar bunun göstergesidir.
Ne var ki İstanbul’da Kürt davasını ve Kürt dilini geliştirmek için çalışan aydınlar bu zayıf bilinçten şikayetçidirler. Örneğin Halil Hayali, Roji Kurd dergisinde Modani X takma adıyla “Kürt Dili ve Cehalet” başlıklı bir makalenin başında şöyle diyordu: “Ne kadar bakarsam nereden bakarsam bakayım, bir türlü aklım almıyor; nasıl oluyor da mollalarımız, okumuş insansalarımız ne için günlük konuşmalarını Kürtçe yapıyorlar, medreselerde derslerini Kürtçe açıklıyorlar, fakat ne hikmetse ellerine bir kağıt aldıklarlarında Kürtçe değil de ya Arapça, ya Farsça yada Türkçe yazıyorlar…[3] “
Bu konuda daha ilginç bir örnek, Serdar C. J. Edmonds’un “A Kurdish Newspaper Rozh-i Kurdistan (Kürt Gazetesi Roji Kurdistan)” başlıklı makalesinde yer almaktadır. Belki de bu makalenin yazılmasına yol açan örnek budur. Edmonds, Güney Kürdistan’ın 1922’de yayınlanan bu gazeteden bahse ederken, Kürtlerin o zaman içinde bulundukları durumu aktarmak için şöyle bir anekdot aktarıyor. Ona göre, İngiliz Manda Yönetimi Kürt ulusal bilincini geliştirmek için, daha önce Türkçe olan resmi yazışma dilini ve Farsça olan bireysel yazışma dilinin yerine Kürt dilini resmi dil haline getiriyorlar. Ancak Kürt olan resmi kurum çalışları bile bu konuda çok zorlanıyorlar ve bir tanesi yazara tepkisin bu sözlerle ifade ediyor: “İngiliz hükümeti dünya üzerinde zavallı insanlara olan adalet ve merhametiyle tanınır, bu merhametini bizden niye esirgiyor ve büyük bir zalimlikle bizi kendi dilimizle yazışmaya mecbur kılıyor?” Bugün bu durum değişmiş, Kürtçe yazı dili Güney Kürdistan yaşamın her alanında kullanıyor.
Yine memnuniyetle diyebiliriz ki Kürtler arasında Kürtçe okuma ve yazma kültürü artmış durumda, örneğin Diyarname.com internet sitesinin her yıl yaptığı araştırmaya göre 2024 yılında Türkiye sınırları içinde 338 Kürtçe kitap yayınlanmış. Bu kitapların 74 romandır. Bu sevindirici bir durum.
Ama ne yazık ki Kürtçe yazı dili göreceli gelişme gösterse de konuşma dili eskisine göre giderek zayıflamaktadır. Bir dil, konuşma dili olarak yaşamaz ve gelişmezse, kitap sayfalarında kalsa bile varlığını garanti altına alamaz. Bu nedenle, sözlü ve yazı dili birlikte gelişmelidir.
[1] Bruinessen (1985). Onyedinci Yüzyılda Kürtler ve Dilleri: Kürt Lehçeleri Üzerine Evliya Çelebinin Notlar. Studica Kurdica, H. 1-3
[2] Dostkî, Î. T. (2020). “Baxê Îrem Geştek li Nav Şi’ra Kurmancî ya Klasîk de. Amadekar: M. Zahir). Weşanên Dar, Amed.
[3] Modanî X. (1913). Rojî Kurd, hejmar 2, r. 161, ji nû ve çapkirin, Koma Xebatên Kurdolojîyê, Weşanên Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê, 2013.