İlk defa 2021 yılında ana asteroit kuşağında tespit edilen bir gök cismi, bilim insanları tarafından kuyruklu yıldız olarak tanımlandı. Planetary Science Institute’dan Henry Hsieh, Carnegie Bilim Enstitüsü’nden Scott Sheppard ve Lowell Gözlemevi’nden Audrey Thirouin’in araştırmaları sonucunda 456P/PANSTARRS isimli bu gök cismi, ana-kuşak kuyruklu yıldızları arasında 14. sırada yerini aldı.
Ana-kuşak kuyruklu yıldızlar, Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında bulunuyor. Buzlu yapılarıyla dikkat çeken bu cisimler, Güneş’e yaklaştıklarında buzlarının buharlaşmasıyla kuyruk oluşturarak tipik bir kuyruklu yıldız davranışı sergiliyor. Normalde buzlu gök cisimleri, Güneş Sistemi’nin soğuk ve dış bölgelerinde bulunurken, ana-kuşak kuyruklu yıldızlarının daha sıcak bölgelerde yer alması bilim insanları için şaşırtıcı bir durum.
ÖZELLİKLERİ VE GÖZLEM YÖNTEMLERİ
Ana-kuşak kuyruklu yıldızları, “aktif asteroitler” olarak da bilinen bir gök cismi grubuna dahil ediliyor. Bu cisimler, kuyruklu yıldızlara benzeyen davranışlar sergilerken, asteroitlere özgü yörüngelere sahip. Aktif asteroitlerin kuyrukları bazen çarpışmalar ya da hızlı dönüşler sonucunda da oluşabiliyor. Ancak 456P/PANSTARRS, Güneş’e yaklaştığında buharlaşan buzlarının etkisiyle kuyruk oluşturarak, klasik bir kuyruklu yıldız özelliği taşıyor.
Bilim insanları, bu cismi Şili’deki Magellan-Baade Teleskobu ve Arizona’daki Lowell Discovery Teleskobu ile Ekim 2024’te iki kez gözlemledi. Gözlemler sonucunda cismin Güneş’e her yakın geçtiğinde tekrarlayan bir toz salınımı gösterdiği belirlendi. Bu da cismin buzlu yapısını kanıtladı.
KEŞFİN BİLİMSEL ÖNEMİ
Bilim insanları, ana-kuşak kuyruklu yıldızlarının genel özelliklerini daha iyi anlayabilmek için bu tür cisimlerin sayısını artırmayı hedefliyor. Cismin büyüklüğü, aktivite süresi ve asteroit kuşağındaki dağılımı gibi özellikler, Güneş Sistemi’nin iç bölgelerindeki buzların izini sürmek açısından büyük önem taşıyor.
Araştırmacılardan Henry Hsieh, “Ana-kuşak kuyruklu yıldızları nadiren bulunuyor. Bu tür cisimlerin sayısını artırarak, genel özelliklerini daha iyi anlamak istiyoruz. Böylece bu kuyruklu yıldızları, Güneş Sistemi’ndeki buz izlerini takip etmek için daha verimli kullanabiliriz,” dedi.
NASA tarafından desteklenen bu çalışma, bilim dünyasına önemli bir katkı sundu ve Güneş Sistemi’nin gizemlerini çözme yolunda bir adım daha atıldı.